Yaradan insanlığın doğru yolu bulması için her dönem bir nebi yada resul göndermiştir. Hz Muhammet hatemul enbiyadır. Gönderilen son Resuldur.

Hz muhammed bir çöl şehri olan bunun yanında önceki Nebi ve  Resuller içinde kutsal olan Kabe'ninde içinde olduğu Mekke'de dünyaya gelmiş ve orada yaşamıştır. Mekke'nin kendine göre örfü adetleri ve tarihsel derinliği olan bir şehir. Aile yapıları ve akrabalık duygularının bağlayıcı olduğu bir yerleşkedir Mekke şehri. Sözün adaletin doğruluğun eminliğin güvenin merhametin önemli olduğu bir şehirdir.

 Hz Muhammet haşimoğullarından olan bir ailenin çocuğu yukarıda saydığımız sıfatlara sahip ve itibarlı bir kavmin mensubudur. Kırk yıl vahiy gelene kadar bu doğrularla hayat bulmuş adaletli emin ve güvenilirl kişiliği ile her kesimin gıpta ettiği bir kişiliktir Hz Muhammet.

Toplum ilişkilerinde ve hayat yürüyüşünde tek bir yanlışı olmayan her konuda örnek gösterilen bir şahsiyettir. İnsan olma vasfını en iyi temsil eden ve evrensel kuralları en iyi yaşayan örnek bir şahsiyettir. Bu 40 yıllık yaşam sürecinde  öyle bir kişilik zemini oluşturmuş ki vahyi  sırtlayacak takati elde etmiştir. Bu özellikleri vahye zemin hazırlayan ve bu sorumluluğu kaldıracak güce erişmesini sağlamıştır. Vahiyle birlikte kavmini doğru yola girmesi için insan olma vasfını elde etmeleri için uyarma ve hatırlatma görevine başlamıştır. Kavmini akrabalarını bu yolda beraber yürümeye davet etmiştir. Yeryüzünü yaşanılır bir beldeye çevirmek için evrensel doğrularla buluşmayı teklif etmiştir.  İmam Ali'nin dediği gibi "önce insan ol sonra ne olursan ol" daveti ile tüm insanlığa şu mesajı vermiştir. Vahyin sorumluluk ve güzelliklerini yaşamak için beşer gömleğini soyunup insan olma vasfını elde ederek vahyi anlamaya yaşamaya savunmaya davet etmiştir. İnsan olma vasıfları vahyi anlamada en önemli bir aşamadır. Vahiy bu zeminde insanda hayat bulur ve insanı hidayete erdirir. Allah resulunun vahyi yüklenme takati, Vahiyden önceki 40 yıllık insan olma özelliklerini yerine getirmesinden kaynaklanıyordu. Emin olan güvenilir olan adil olan vefalı olan merhametli olan Muhammet vahyi yüklenecek güce ermiştir.  Bugün ki müslümanlar ismi müslüman olmadan öteye geçmeyen bir haldeyse öncesinde ki insan olma  vasfından uzak olmalarıdır. Bir müslümanın hayatında adalet merhamet vefa dürüstlük eminlik yoksa yalan hırs kin nefret içten pazarlık varsa vahyin emirlerini yaşaması münkün değil. Kıldığı namaz tuttuğu oruç ve ibadetleri onu hidayet yoluna sevk etmez. Sonrada oturup halimizden gidişattan şikayetçi olunur. Müslüman kişiliğin önce insan olma vasfını ait özellikleri yaşaması gerekir. İbadetler o zaman anlam kazanır hayat güzelleşir kardeşlik duyguları öne çıkar yapmacık hareketler son bulur. Resulullah bu özellikleri ile toplumun karşısına çıktı ve 23 yılda cahiliye toplumu diye adlandırılan toplumdan medeni bir toplum inşa etti. Bu toplumun isminede saadet toplumu denildi. Kuran,ı kerim nasıl ki kıyamete kadar ayakta ise resulullahta kıyamete kadar kendini temsil eden ehlibeytle ayaktadır. Kuranı en iyi anlayan ve yaşayan Resulullah kendinden sonra insanlığa kurtuluş yolunu göstermesi için ehli beytini bırakarak  yollarını nurlu kandillerle

aydınlatmıştır. Yeryüzünün kurtuluşu vahyi ve resulullahı anlamaktan gecer.