Her düşüncenin her kişinin bir ideali var. Bu bağlamda bir hedefi vardır. İdeal ve hedeflerin bir yaşam tercihi de beraberinde getirir. Yaşam şekli tercih edilen düşüncenin doğruluğunun birer yansıması olarak örneklik teşkil eder. Bu örneklik dışındaki insanlara bir kurtuluş yada kendini sorgulama sürecini başlatabilir. Düşünceler  halkları kendi doğruları ile buluşturmak için söylem ve eylem pratikleri çok önem arz etmektedir. Kişinin ideali gerçekliği ve aksiyonu hedefe doğru kişiyi bir çaba sürecine sokar. Hayat bu anlayış ve caba ile anlam bulur. İlkeli adaletli hakkaniyetli bir duruş toplumun  şekillenmesinde örneklik teşkil eder.  İlkeli kişilik sağlam toplumları inşa eder sağlam toplumlar kaliteli devlet oluşumunun zeminini oluşturur. Bu anlayış medeniyet oluşumunda en sağlam harç olur. Devrimci olmanın temel niteliği yanlış ve haksızlığa karşı adaletle hükmetmektir. İnandığı değerleri yaşayandır.

‌Toplumun öncüsü olmak toplumun sorun ve taleplerini bilip çözüm üretmekten geçer. Zulüm  ve haksız uygulamalara karşı halkı korumak ve  buna karşı çıkıp mücadele etmek devrimci kişiliğin öncülüğünde olur. Devrimci kişilik adalet merkezli mücadele istemi  halkı arkasına alır. Devrimci kişilik devrimci toplumları inşa eder devrimci toplumlar ise devrimci devlet olmayı sağlar. Bu anlayış dünyada sömürü ve zulüm eksenli devlet ve anlayışlara karşı mücadelenin öncüsü olur. Bir çok ülke bu devrimci anlayıştan yoksun olduğu için işgalci batı anlayışı ile sömürülmektedir. Ülkeleri talan edilmektedir. Eskiden ülkelerin işgali savaşla olurken bu gün ekonomi ile terörsel faaliyetlerle kapitalist anlayışın modern sömürü uygulamaları ile olmaktadır. Bunu halkın büyük çoğunluğu farkına varmadan hatta işgalci Batı'nın  kurdukları düzenle halkın bir kısmı özgürlük ve demokrasi adına bu zulüm değirmenine su taşımaktalar. İşgalci batı tarihsel serüveninde hiç bir zaman müstazaf halklardan yana olmamıştır. Sadece sömürmüştür. Sadece kullanmıştır. Bu kesim kurdukları parti yada cemaat yada örgütsel faaliyetlerinde yaptıkları işin sonucunun işgalci batıya yaradığını görmeyecek kadar köle ruhlu bir anlayışı aşamamışlardır. Devrimci olmak halkını her şeyin üstünde tutmaktır. Halka dayatmalar da bulunup değerlerini erozyona uğratmak değildir.

‌Bir toplumu ayakta tutan değerleridir. İşgalci batı bunu çok iyi bilmektedir. O nedenle İslam toplumlarını sömürmek için yada sömürü düzenlerinin önünde engel olmamaları için modernist bir dayatmayla halkımızı değerlerinden uzaklaştırma çabası içerisinde hareket etmektedir. Öncelikle özünden koparıp ruhlarını modernizimle tüketimle moda ile nefsine hoş gelecek bir kuşatma ile esir almaktadır. Bu anlayış halkımızı tüketmektedir. Tarihimizden özümüz den değerlerimizden kopuk sömürgeci Batı'nın kuklaları olmamızı istemektedirler. Bu da bizim tarihteki adalet ve kardeşlik anlayışımızın sonucu olan devrimci kimliğimizi yok etme sürecine halkımızı sokmaktadır. Oynanan sömürge eksenli oyunu görüp devrimci kişiliğimizle bu oyunu bozma zamanı gelmiştir.

‌yeryüzü halkları sömürgeci Batı'nın zulmünden devrimci anlayışla kurtulması mümkündür.