Dünya büyük bir değişim sürecini yaşamaktadır.
Yeni bir dünya ve düzen oluşmaktadır. Egemen güçler (devletler) bu değişimi kendilerinin istek ve arzularına göre şekillendirmeye çalışmaktadırlar.
Bu istek ve arzuları onlar gibi düşünmeyenler için zorluğun ve meşakatli bir sürecin adıdır.
Yokluk savaş kaos fakirlik egemen güçlerin dışındakiler için reva gördüğü bir sonuçtur.
Bu bağlamda egemen güçlerin dünya iktidarı zulümün ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Sömürgecilik yeni bir boyut kazanarak yeryüzü kaynakları talan edilmektedir.
Yeni dünya kurgusu yapan egemen güçlerin hırsı doyumsuzluğu iktidar tutkusu dünyayı çekilmez hale getirmiştir.
Bugün yaşanan sıkıntıların temel sebebi egemen güçlerin varlığıdır.
Mazlum halklar ve ülkeler bu sebeple sıkıntılar yaşamaktadırlar.
Dünyanın içinde bulunduğu kaos ve sömürü anlayışı yeniden vahiy mektebi ile kurtuluşa ermesi kaçınılmaz olmuştur.
İnsanı terbiye edecek ve "adil" bir anlayışla yeryüzü düzenini oluşturacak gerçeklik "vahiy" anlayışıdır.
Başta müslümanların kendi gerçekliklerine dönüp Allah'ın istemiş olduğu kul olma bilincinde hareket etmesi gerekmektedir.
Gerçek kulluk örnek müslüman şahsiyetini oluşturacaktır.
Toplum bu müslüman kişiliklerle şekillenecek ve saadet toplumuna doğru insanlık yürüyüşünü başlatacaktır.
Bu şekilde oluşan saadet toplumu yeryüzü adalet zeminini oluşturacaktır. İnsanlık "adil" ve kalıcı "barışın" zemininde yeniden şekillenecektir.
Tarih bu anlayışın pratiğine şahittir. İnsanlığın eriştiği bu anlayışın yeniden insanlıkla buluşması için her çaba ve yöneliş değerlidir.