Gelişen olaylar bir haliyle bizleri etkiliyor. Bu etki hayatımıza yön veriyor. Yaratılmış varlıkların en karmaşık ve etkilenen varlığı “insan”dır. Hayatta en zor olanıda insanı memnun etmektir.

Her ulaşılması istenen hedef insanı ikna etmekten

yada insanı memnun etmekten yada insanı inandırmaktan

yada insanı yenmekten geçer.

Tüm savaşların merkezinde insan vardır. İnsanı etkileyen hususlar vardır. Bu etkilenme insanın tercihlerinde yön belirler.

Bazen insan bilerek bazende etki altında kalarak etkilenerek yanlış tercihlerde ve taraflarda yer alabilir. Buda bizlerin birbiri ile olan ilişkilerimizi etkiler.

İşgalci Batı İslam toplumları üzerinde uzun vadeli planlar yaparak belki onlarca yıl sonrasına hedefler koyup topluma kendi lehlerinde yön vermeye çalışırlar. Öyle bir fitne içimize koymayı bsşardılarki birbiri ile akraba olan kardeş olan hatta baba oğul arasına fitne sokarak düşmanca ilişkilerin hayat bulmasını sağladılar.

Aynı toplumda farklı görüş ve tercihlerde olan bu akrabalar birbirlerine düşmanlık etme seviyesine geldiler.

Ölüm kaos şiddet toplumların kaderi oldu.

Allah Kuran’da anlattığı birçok olayın sonunda “akletmezmisiniz” “düşünmezmisiniz” diyerek bizleri akletmeye yani tefekküre davet eder. Sonrasında yaptığınız şeyi bilerek yapın “kendiniz” olun der bize.

İlişkilerin bu şekliyle anlamlı olacağına vurgu yapılır. Düşünülerek yapılan işlerin sonucu nereye gideceği tefekkür edilirse sağlıklı neticelere ulaşılır. Emperyalist düşünce etkisinde ve yönlendirmesinde oluşturulan algı HALKIMIZI kendine yabancılaştırmıştır.

Şuan emperyalist düşünceye hizmet eden bir düşünce ikliminde hareket eden halkımız kendi değerleri ile çatışır duruma gelmiştir. Yaptığı eylem ve istediği taleplerin sonucu işgalci Batı’ya yaramaktadır. Biraz düşünerek hareket edildiğinde yapılan işlerin sonucunun halkımıza ne kazandıracağını ne kaybettireceğini görmemizi sağlayacaktır. Bu oluşan sonuçtan aslında işgalci batının nemalanacağını görmek gerekir. Emperyalist düşünce hiçbir halka özgürlüğü layık görmez.

İnsanca yaşamayı layık görmez. Kendi ayakları üstünde durmayı layık görmez.

Bu anlayış emperyalist düşünceye aykırıdır. Eğer gerçekten hak hukuk ve adalet talepçisi olsa işgalci Batı emperyal emellerle hareket etmezdi.

Müslüman düşünce ile emperyal düşünce beraber olamaz uyuşamaz. Doğru düşünürsek (akledersek) işgalci batının bizlere dost olamayacağını görürüz. Osmanlı’nın yıkılışından bu yana işgalci Batı yeryüzünü insan mezbaasına çevirdi. Ölüm şiddet kaos savaş halkların kaderi oldu. Bu halklara ait zenginlikler işgalci batının ülkelerine akıtıldı. Bu halklara fakirlik bir kader olarak dayatıldı. Uzun süredir sahte vaad ve ideolojilerle bizleri Kandıran işgalci Batı anlayışı hep kendi lehine  kullandı. Kaybeden yine biz olduk. O nedenle işgalci batının sahtekarlığı ve ikiyüzlülüğü deşifre olmuştur. Aklederek  ve düşünerek hareket etmemizin Zaman’ı gelmiştir. İşgalci batının oyunlarını yine biz bozabiliriz. Yeryüzğnü bu zalim diktatör anlayıştan biz kurtarabiliriz. Adalet ikliminde tüm insanlığa yeni bir dünya ancak müslğmanlar  vaad edebilir.

İşgalci Batı son kullanma tarihi bitmiş gerici ve ilkel bir ANLAYIŞI aşamamaktadır. Yine yeryüzü vahyin temiz pak ellerine ihtiyaç duymaktadır.