Ülke çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Şu ana kadar görmediğimiz ve işitmediğimiz, duymak ve görmek istediklerimize şahit oluyoruz. Büyük bir değişimin şahitleriyiz.

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana böyle bir siyasi hareket görülmedi. Terörle mücadele ekonomideki değişim dış siyasetteki duruş yapılan yatırımlar iletişimdeki özgürlük askeri başarılar ve ortaya konulan kararlılık şaşkınlık verici.

Bir çok kişinin ve düşüncenin planları alt üst olmuş durumda. Yüzyılların planları bozuldu.

Bu ülkeyle sınırlı olmayan islam coğrafyasındaki oyunlar bir bir bozuldu. Aslında kaybeden taraf neyi kaybettiklerini çok iyi biliyorlar. O nedenle düşmanlıklarını ve kinlerini ifşa etmektedirler.

Batı ve yerel işbirlikçileri her yönüyle bu ülkeye karşı kendilerini ele verdiler. Seslerini yükseltip tehditler savurmaya başladılar. Bu ülkeyi sindirmek için kurulan  oyunları bozuldu deşifre oldu.

Birbirine zıt gibi görünen yapılar kuklacının kuklaları olduklarını yansıtır oldular.

Yan yana gelip aynı merkeze hizmet eden birer figüran olduklarını saklayamadılar.

Farklı nefeslerden aynı sesi haykırdılar. Batı arkasında durduğu demokrasi palavrası ile nasıl çifte standart uyguladıklarını ve demokrasinin arkasına sığınarak yalancı iki yüzlü olduklarını ispatladılar. Halkın hükümete karşı  tavır almaları için her yolu deneyen batı ekonomik olarak hayat pahalılığı ve dövizdeki kurun yukarı doğru baskılanmasını destekleyerek farklı bir tablo oluşturmaya çalışıyorlar. Halk Cebe dokunulduğunda bir çok olumlu yapılan icraatları perdeleyen bir durumda.

Temel ihtiyaclardaki zam veya fiyat artışı halkı direk etkilemektedir.

Alım gücünün düşmesi ihtiyaçların karşılanamaz duruma gelmesi bir muhalefet dilinin halk arasında gelişmesine zemin oluşturmaktadır. Bunu kaşıyan ve kullanabilecek olan batı kendi yandaş yerel  siyasilerin  bu ekonomik zorluktan kurtarabilecek bir kapı olarak tanımlayıp şimdiye kadarki kazanımları geri almak istiyor. Halbuki İstanbul büyük şehir Belediyesi seçimlerde aynı senaryo ile hükümetten alındı yapılan tüm vaadlerin hiçbiri uygulanmadı bilakis tam tersi keyfiyet ve bilinç altındaki düşmanlık fikirleri deşifre oldu. İstanbul şehrine hiçbir şey yapamadıkları gibi mevcudu bile muhafaza etmekten yoksun bir anlayıştalar. Bu zihniyet ve hükümete karşı duran tüm siyasi yapıların mevcudu bir adım daha ileriye götürme amaç ve niyetleri olmadığı gibi efendilerini memnun edici bir cabayı önceleyeceklerdir. Yine çözüm hükümetin kendi içindeki yanlışlık ve kabul edilir olmayan tutumlarının farkına varıp bir öz eleştiri ile halkla kucaklaşmalıdır. Tüm zorluk ve imkansızlıklarda bu halk hükümete destek vermiştir. Hükümetten istenilen halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesidir. Ekonomik olarak zenginleşen bir toplum ile karşı karşıyayız. Fiziki ortam çok ileri bir noktaya gelmiş. Bolluk ziyadesi ile var. Düne göre imkanlar çok iyi. Lakin halkın bir kısmı alım gücü olarak zamlara yetişemiyor. Borç bataklıkları oluşmuş. Halkta korkunç bir hırs bilinci gelişmiş. Haddi aşan harcamalar ve tüketim alışkanlıkları oluşmuş. Temel ihtiyaçlardan çok ihtiyaç dışı alımlar halkı ekonomik olarak boğmaktadır. Bunu halka anlatmada izah etmede uzak duran hükümet verdiği maaş yetersiz gelmektedir. Dış güçlerin ve bu ülke üzerinde oyun oynayan hesabı olan güçlerin ekonomideki manipülasyonların etkisi ile kurdaki artış halkı tedirgin etmektedir. Üst düzey bürokrat ve zenginlerin harcamaları halkta tepki ve muhalefet fikrini geliştirmektedir. Yine üstteki israf rüşvet ve adam kayırmacılık halkın dikkatinden kaçmamaktadır. İşin toplamında halk israftan rüşvetten zamlardan bıkmış durumda. Buda halkta muhalefet düşüncesini geliştirmektedir. Biraz dikkatli olmak gerekir. Hükümeti temsil eden vekil ve teşkilatların içinde bulundukları vurdumduymaz halden çıkıp kibir ve enaniyetten sıyrılıp halkın içine girmesi gerekmektedir. Hükümet tüm organları ile halkın içinde ve yanında olduğunu hissettirmesi gerekir. Seçimden seçime halka gitmek halkın kabul gördüğü bir durum değildir. Halktan kopuk hiçbir iktidar başarılı olamamıştır.