İslam dininin kutsal ayı olan Ramazan müslümanların oruç tuttuğu ibadet ayıdır.
Oruç ibadeti müslümanın mazlumları ve zalimleri ayırt etmesindeki mihenk taşıdır.
Yaratıcı ile olan bağın en net göstergesidir.
Hissetmektir belki de gönül gözlerini açmaktır.
Unutulanı hatırlamaktır.
İçe yönelik hiçrettir.
Ruhun bedendeki kıyamıdır.
Mazlumları miskinleri fakirleri anlamadır.
Yokluğun hiçliğin acizliğin anlaşıldığı andır.
Kişinin kendisi ile yüzleştiği kendini tanıma fırsatıfır.
Bu zaman diliminde zulüm almış başını gidiyor.
Bunun iki sebebi var zalimin azgınlaşması diğeri ise müslümanın sessiz kalışı.
Müslüman kişilik uzun süredir aslı mecrasından uzaklaşmış kendini namaz oruç tutarak görevini ifa ettiği zannıyla avunmaktadır.
Oruç bedeni aç bırakmak değildir.
Namaz eğilip kalkmak değildir.
Hakikatte ise bir müslüman için namaz nasıl farz ise oruç nasıl farz ise zalime başkaldırmakta öyle farzdır.
Zalim bir hoyratlık içinde yeryüzünü bir sömürü arenasına çevirmiş durumda.
Bu gün ki kaosun savaşın fakirliğin cehaletin temel müsebbibi işgalci batı anlayışıdır.
Müslümanların miskin duruşu ve sadece eleştirisel bakış açısı Batı'nın hoyratlığını etkilememektedir.
Bilakis müslümanların nasıl düşüneceğini ve neler konuşacağını belirleyen batı müslümanın bu halinden memnun durumda.
Allah'ın müslümandan istedikleri ile müslümanın kendi nefsinin oluşturduğu kibir enaniyet ve düşünce ile ortaya koyduğu pratik tezatlık oluşturmaktadır.
Allah birlik beraberlik kardeşlik sevgi muhabbet aşk kulluk isterken müslüman ayrılık kin nefret ego bencillik kibir ile bir dünya tahayyülü ile kendi dünyasını kurmuş durumda.
Bu durumun sonucu ayrılık bölünme getirmektedir.
Bu hastalıklı durumun sonucunda oluşan beraberlikler Allah'ın dinini kendi düşüncesine hizmet eder bir anlayışta hareketi mubah görme gafletini geliştirmiştir.
Hakikatte ise müslümanlar ve birlikteliklerin temel hedefi kulluk ve Allah'ın dinine hizmet olmalıdır.
Bu gün ki felaketimizin en ayrımcı noktası budur.
Bu ben merkezci anlayış statukoıyu koruma refleksini de beraber geliştirir.
Düzenin ve ilişkideki küresel güçlerin zulmünü görmezden gelerek müslüman kişilikten beklentisi olan halk yanlız kalmıştır.
Bu halkıda işgalci Batı'nın kuklaları istedikleri gibi kullanmakta ve yönlendirmektedir.
Bu tabloda müslümanın tuttuğu oruç bedeni aç bırakma eylemidir.
Oruç ruhun bedendeki kıyamın bedeni harekete geçirip Allah'a kul olmayı hatırlatan zalimin zulmüne karşı hakkın yanında olan tağuti anlayışların münafık din tüccarlarının foyasını ortaya koyan halkını sıratil müstakime davet eden müslümanın ibadetidir oruç.
Hz. İbrahim gibi yanan
Hz eyyüp gibi sabreden
Hz Süleyman gibi hükmeden
Hz Musa gibi yalın ayaklıların feryadı olan
Hz isa gibi sevgi aşk ve muhabbet diyen
Hz Muhammet gibi ilim ve ahlak diyen
Hz Ali gibi ilim şehrinin kapısı olan
Hz Hüseyin gibi zulüme kıyam eden
Direnişin meşalesini yakmaktır oruç.
Müslümanın oruç ile mazlumların sesidir. Haykırışı ile zalimin korkusudur.
Oruç aşktır sevgidir kıyamdır birliktir tevhidi uyanışın direnişin başlama noktasıdır.
Ramazan müslümanların bu şuur ile oruç bilincinin farkında olarak hareket etmesidir.