Onlarca Yıldır  Avrupa’yı batıyı bizlere medeni insancıl dürüst demokrat adil hakkaniyetli tanıttılar. Yüzümüzü batıya çevirirsek onlar gibi olursak mutlu ve kalkınmış oluruz tezleri ile oyaladılar.

Bizleri önce değerlerimize sonra tarihimize sonra toplumumuza ve kendimize düşman ettiler.

Bizleri zayıflattıkça topraklarımızı insanlarımızı işgal ettiler. Halkımızdan Batı’nın tarihini hep gizlediler.

Batı’nın ne kadar gerici barbar zorba kural tanımaz değerden yoksun bencil  bir anlayışta olduklarını hep gizlediler.

Batıyı bizlere hep farklı anlattılar bu zülüm yüzünü gizlediler.

Bunu yaparken bizleri önce kendimize yabancılaşırdılar.

Sonra değerlerimize karşı bizlerde ön yargı oluşturup değerlerimize düşmanlık geliştirmemizi sağladılar. Batı bizlere ait zenginlikleri bu anlayışla ülkelerine taşıdılar.

Batı ülkelerindeki  insanların refah düzeyini yükselterek halka bu yaptıkları zülüm ve haksızlıkları görmemelerini sağladılar.

Kendi halkına da bizleri terörist yada ölmesi gereken toplumlar olarak tanıttılar. Çünkü batı insanıda olsa batılı devletlerin yaptıkları bu zülüme hiçbir vicdan tahammül gösteremez.

Birinci ve İkinci dünya savaşından sonra işgal ettikleri ülkelerimizde kendi destekledikleri hükümetlerle ülkelerimizin kaynaklarını ülkelerine taşıdılar bizleri yokluk ve fakirlikle baş başa bıraktılar. Sonrasında içlerindeki hırs ve kaybetmeme duygusu fiili işgal zeminini oluşturacak oyunlar ve kumpaslar kurdular. Kendilerine hizmet eden liderleri acımasızca öldürdüler. İnsanlığa zarar verecek. Silahların varlığı bahane edilerek ülkeleri işgal etme zemini oluşturdular. Hatta demokrasi ve özgürlük getireceğiz diye bir çok ülkeyi işgal ettiler. Yüzbinlerce ölüme ve iç savaşa sebep  oldular. İşgal ettikleri ülkelerin tarihlerini zenginliklerini kaynaklarını heder ettiler.

Daha kötüsü insanların yaşadıklarından kaynaklı içinde bulundukları haleti ruhiyelerinin ne denli etkilendikleridir.

Bu psikoloji belki birkaç nesil gecene dek üzerlerinden atamamasıdır.

İşgalci batı  insanlıktan nasibini almamış bir anlayıştadır.

Batı anlayışının kendinden başkalarına bakış acısı ötekileştirici  bir anlayıştadır.

Kendilerine hizmet etmeliler anlayışındalar.

Hatta bir dönem önce batı ülkelerinde “sömürge bakanlığı” vardı. Bu anlayışın kendilerinin dışındakilerine bakış acısını net olarak göstermektedir.

İşgalci Batı’nın birinci dünya savaşından sonra İtalyanların Cezayir’de fıransızların Suriye de Anadolu’da İngilizlerin Hindistan Irak’ta kısaca Afrika’dan asyaya tüm islam coğrafyasında zülüm boy gösterdi katliamlar insanlık dışı uygulamalar bir utanç tablosu olarak tarih sayfalarına geçmiş oldu. Yine bugün Afganistan’da Filistin’de Irak’ta Libya’da Suriye’de işgalci Batı’nın çocuk kadın yaşlı dinlemeden yaptıkları katliamlar ortada. Allah bu zülümü  kabul etmez.

İşgalci Batı’nın   yüzü böyle iken bize demokrat maskesi ile tanıtmaları iki yüzlülüğün en rezil yönü.

Bizlerde durum ne bizlerin bu zülüm ve Batı’nın işgal anlayışına sessiz kalmamız ise en az zülümü yapan batı kadar önemli. Batıya hizmet eden tüm anlayışlar Batı’nın bu zülüm anlayışına ortak olmak anlamına gelir. Batı’nın bu çirkin ve iki yüzlü yüzünü halkımıza anlatıp Batı’nın yerli işbirlikçi yapılarının oyunlarını boşa çıkarmamız gerekmektedir. İşgalci batı zalim iki yüzlü bencil ve yalancıdır. Batı dünde iki yüzlüydü bugünde iki yüzlüdür yarında iki yüzlü olacaktır.

İşgalci Batı’nın özü budur.