Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
AKSARAY ŞEHİR ARAŞTIRMALARI -3-
Tarih: 23-01-2024 00:01:00 Güncelleme: 23-01-2024 00:01:00


Güvercinkaya’dan taşınan objeler dikkat çekmiyor değil; gündelik hayatın birer işareti olan, hayatın içinde lazım çanaklar-çömlekler, süs eşyaları. Âcemhöyük’ten gelenler daha farklı görünüyor, adeta. Kapaklı vazolar, mühürler, testiler,..

Selçukludan nişanlar eksik değil, Zinciriye’de. Darphane’den alınma eserler, meraklısını bekler gibidir. Savaşın merkezinde bulunan şehrin stratejik konumu, etnoğrafik eserlerde kendisi gösteriyor, kuşkusuz. Kılıçlar, silahlar yanında yaşamın olmazsa olmazı kılık-kıyafet çeşitleri, halılar, kilimler görülür, etrafta. Dünün bugüne miras kalmış diğer eşyalarıyla. Sikke çeşitliliği Helenistizmden Roma’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya uzanıyor; bronz, bakır, gümüş, altın yapısıyla.

Çanlı Kilisesi’nden çıkarılan mumyalar ve mumyalara ait eşyalar, farklılık kazandırıyor, diğer envantere giren eserlerle.

Zinciriye’ye uzak durmamış, Ulu Camiî. Babası Kılıçaslan’ın izinde giden Rükneddin Mesut, yığma tepede inşâ ettiği camiî, dedesinin ismini taşıyan oğlu tarafından eklemelerle genişletilmiş, günümüze kadar gelmiş. Minberinin ustalıklı yapısına katkı sunan abanoz, süslemenin, sedefin, kakmacılığın, narin işçiliğin izlerini taşır, Rükneddinle Mesut’un ismini bir arada buluşturarak..

Elazığ’da gördüğümüz minareye kardeş çıkan Kızıl Minare, ülkede ikinci minare midir? Bunu bilmemiz imkânsız. Gezmediğimiz, görmediğimiz, ömrümüz vefa ederse gittiğimiz yerlerde dikkatimizi minareler üzerinde yoğunlaştıracağız. Selçuklu Hükümdarı-Sultanı Gıyaseddin Keyhusrev’ce 1220-1221’de yaptırılan minare, eğik duruşuyla farklılık taşır. Rengini tuğlasından alan Kızıl Minare, camiîne sonradan kavuşmuş, minarelerdendir.  Eğik oluşu, secdeye kapanmanın işareti midir yoksa insanın dünyada ilelebet yaşamayacağının, dünyanda bırakılan eserlerin fanî olduğunun işaretçisi midir? Bu, bilinmez.  

Aksaray bir tutam Aksaray…

Aksaray’da fazla kalamayışımız, höyüklere zaman ayırmamızı güçleştirdi. Yeşilova’da Âcem Höyük, adını Yavuz Sultan Selim zamanında Azerbaycan’dan nakledilen aile iskânından alır. O dönemde Çaldıran Zaferi sonrası halk, dışardan gelenlere yabancı manasında “Âcem” adını vermiştir. Âcem, kimi zaman bilinmeyen yapılar için de kullanılır. Akla düşen, sadece İranlılara verilen isim olarak kalmışsa da Âcem Höyük, Azerîlerle ilgili değildir. Höyüğün geçmişi, Asur ticaret kolonilerine dayanır. Yapılan arkeolojik kazılarda saray kalıntılarına rastlanmış, buluntuların bir kısmı müzelere taşınmıştır. Niğde, Ankara Müzelerinde sergilenen buluntuların bir kısmı Zinciriye’de sergilenir. Aksaray’ın Niğde’ye bağlı ilçe konumu sebebiyle müzede yer alan eserlerin bir kısmının Aksaray’a taşınması gerekir.

Aşıklı Höyük, Kızılkaya Köyü’nde yer alır. Ihlara’ya giderken uzaktan gördüğümüz höyükte, obsidiyen merkezli cam ocakları bulunur. Obsidiyen’in bir dönem, ticarette savunma aracı olarak satıldığını, bunun ticarî hammadde olarak Ortadoğu’ya kadar ulaştığını arkeolojik buluntulardan anlıyoruz.

Aksaray Bir tutam Aksaray…

Ticaretin insan yaşamında vaz geçilmez olduğunu söylemeye gerek var mı? İpek Yolu-Baharat Yolu, bildiğimiz coğrafyada herkesin hatırındadır. Aksaray’da Öresin, Sultanhan, Alayhan bilinen başlıca hanlardır.

Tepesi Delik Han şeklinde bilinen Öresinhan, Nevşehir’e giden yoldadır, belli başlı tacirlerin konakladığı, yetkililerle görüştüğü, bölgenin ekonomik borsası konumunda bilinir. Selçuklu Egemenliği’nin son döneminde inşâ edildiği söylenebilen Öresinhan, hükümdarlara ayrılan misafirhanesiyle, güvenlikli yapısıyla dikkati üzerine çeker.

Aynı adı taşıyan yerleşim biriminde olan Sultanhanı, Alaaddin Keykubat’ın emriyle 1229-1230 inşâ edilmiştir. Sonradan Gıyaseddin Keyhusrev, hanı günümüz şekline dönüştürmüştür. Gökmedrese’yi çağrıştıran mimarî şekli, iki yapının aynı dönem içinde ortaya çıktığını gösterir.

Hanlar içinde askerî özellik taşıdığı hissedilen Alayhan, ilginç aslan figürüyle farklı konumdadır. Hanın Karahanlılar’daki Tirmiz Sarayı’nda görünen çift gövdeli tek başlı aslan figürünü taşıması, hanı özellikli kılmaktadır. Hanın II. Kılıçaslan ile ilişkisi kurulmaktadır.



Bu yazı 1987 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI