Siyasi partiler halkın yaşam koşullarını iyileştirmek ve sorunları çözmek için seçmenin karşısına çıkarlar. Halk ikna olduğu oranda oy verip bir siyasi partiyi  iktidar diğerine ise muhalefet görevi verilir. Olması gereken her iki tarafında halka hizmeti esas  alan bir  yarış ve çaba içerisinde olmasıdır. Lakin cumhuriyet kurulduğundan bu yana bu tablodan uzak halka rağmen bir üslup ile siyasi dil kullanılmaktadır. Kavganın şiddetin seviyesizliğin hakim olduğu bir anlayışla hareket edilmektedir. Türkiye'de iki anlayışın iktidar olma savaşı yaşanmaktadır. Cumhuriyeti kuran anlayış Osmanlıyı yıkan anlayışın iktidar olmuş şeklidir. Reddi miras üzerine bir kabulle yeni bir nesil inşa etmeye çalıştılar. Yüzünü tümüyle batıya dönmüş batı karşısında yenilgi ve ezikliği kabul etmiş bir anlayışla halkı yönetme istemindeler. Bu ülkenin ve vatanın gerçek sahibi olduklarını kabul ederek kendileri gibi düşünmeyenleri ötekileştirip potansiyel vatan haini görmektedirler. Ülkenin Batı'nın müsaade ettiği oranda kalkınmasını sağlamaktalar. Ülkenin kaynaklarını batinın müsaade ettiği oranda ve keyfiyette kullanmaktadırlar. Yine ülke çıkarlarını Batı'nın çıkarlarından geri tutmaları gözden kaçmamaktadır.

 Ülkenin milli ve yerli bir anlayışta kalkınmasından uzak dışa bağımlı hareket etmekten çekinmemektedirler.  Halkın değerlerini hiçe sayan hatta bu değerlerle savaşan bir  kabulle hareket etmektedirler. Dayatmacı ve zorlayıcı bir anlayış ile hareket etmektedirler. Cumhuriyeti kuran anlayışın batı hakimiyetini  aşamayan bir siyasi düşüncenin  muhalefet anlayışı ile hareket edilmektedir. Bu anlayış elindeki güçle halkın seçtiği başbakanı asmaktan çekinmeyen ve bununla yerli ve milli düşüncelere gözdağı vermekten korkmayan bir anlayıştır. Geri kalmışlık terör ve kaos bu anlayışın beslendiği ana kaynaklardır. Darbeler bu anlayışın can simidi görevini yapar. Ekonomik kirizler suikastler faili belli cinayetler en meşru savunma araçlarıdır.

Karşı tarafta duran siyasi anlayış ise tarihine bağlı geçmişi ile övünen halkın değerlerine saygı duyan bir anlayış. Gücünü halktan alan ve bu güçle ayakta kalan anlayıştır. Batı ile ilişkiyi kendi özünü unutmadan geliştiren bir anlayıştır. Yerli ve milli olma arzu ve çabasındadır, ülkenin kalkınmasını hedeflemektedir. Yerli ve milli üretim ile dışa bağımlılığı sona erdirme çabasındadır. Ülkeyi tüm alanlarda yaşanabilir bir refah düzeyine çıkarma hedefindedir.

. Hulâsa bir taraf toplumun değerlerine sırtını dönen bir taraf toplumun değerleri ile var olan bir anlayış ile hareket etmektedirler. Buda iktidar olunduğunda yapılan doğru işlere dair bile muhalefet dili sert ve yıpratıcıdır. Bu ülkede muhalefet anlayışı maksadı aşmış durumdadır. Muhalefet anlayışı  kavganın arenası olma durumuna gelmiştir. Çünkü muhalefet ve onu iktidara taşıyan güçler ne kaybettiklerini farkındalar. Yıllardır bu ülkeyi bir çiftlik gibi yöneten kadrolar şimdi bu çiftlikte çoban bile olamayacak bir hale gelmiştir. O nedenle bu ülkede muhalefet olmanın adı kendi gibi olmayan iktidarla savaştır.