Bir toplumu Anlamlı kılan değerleridir. Bu kolay elde edilemez.  tarihin süzgecinden geçilerek elde edilir. İyilik ve adalet ikliminde değerler kök  bulur. Bu kökün tarihsel derinliği yeşerecek medeniyetin  gücünü belirler. Bu coğrafya bir çok dinin bir çok medeniyetin hayat bulduğu kadim bir öneme sahiptir. Dünyada bir çok medeniyete beşiklik etmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Anadolu’nun İslamlaştırılmasından sonra bu değer katlanarak arttı. Dünya kültür ve medeniyetine bilgi ve bilimsel çalışmalarına zemin hazırlayıp öncülük etmiştir. İslam'ın barış ve adalet meşalesi tüm dünya mustazaflarına aydınlık yolunu açmıştır. Bir çok farklı ırkların bir çok farklı inançların beraber yaşadığı huzur bulduğu bir coğrafyadır burası.   Sömürgeci ve işgalci anlayışın zulmünün önünde set gibi duran bir dünya görüşü olmuştur.

‌Bu coğrafya. Kardeşliğin vefanın huzurun paylaşımın adaletin inancın örfün medeniyetin kültürün sanatın beraber yaşamanın saygının sevginin hayat bulduğu bir coğrafyaydı. İşgalci ve sömürgeci Batı'nın doymazlığı bu coğrafyayı kan gölüne çevirmiştir. İşgalci batı bu coğrafyanın zenginliklerini ülkelerine taşıma hırsı, Siyonist İsrail'i işgalci anlayışının meşrulaştırılması için bu coğrafyayı istikrar aştırma planları bu coğrafyayı savaş arenasına çevirmiştir. Önce küçük ülkelere bölerek devlet deneyimi olmayan ilkel kabile anlayışına teslim edilen bu coğrafya o günden bu güne rahat yüzü görmemiştir. Kan ölüm fakirlik bu coğrafyanın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Kurulan örgütler savunulan ideolojiler yapılan sözde mücadeleler bu coğrafyanın insanlarına özüne uymamaktadır. İşgalci batı kendi insanımızla bu coğrafyayı kendi emelleri için kullanmaya müsait hale getirmesi ve halkımızın bu oyunu görmemesi en acı olan bir sonuçtur. Bu gün bu coğrafyada mücadele eden birbirinden farklı düşünce ve ideolojiler ya da dini anlayışlarda olan örgütler bu coğrafyadaki halktan çok işgalci batıya hizmet etmektedirler.  Bu mücadeleyi lojistik ve silah olarak destekleyen işgalci batı bu coğrafyanın medeniyetine inancına karşı vekâlet savaşı sürdürmektedir. Kendi insanının (askerinin) ölmemesi için bu örgütler üzerinden savaşı esas almaktadır. İşgalci batı neden tırlar dolusu silah bu örgütlere veriyor. Neden Afrika'da açlıktan ölen insanlara gıda yardımı yapmıyor. Birine milyon dolarlık silah verilirken kendinin işgalci ve sömürgeci anlayışının sonucu açlıkla mücadele eden Afrika'ya yardım etmiyor. Neden dünyadaki zenginlikleri kaynakları adaletle yönetmiyor. Neden kendi insanları ölmüyor neden kaos savaş fakirlik çatışma bu coğrafyada.  Büyük bir oyun ve kuşatmanın altında olan bu coğrafya bu hale nasıl geldi sorusu çok önemli. Halkımızın köklerini nereden geldiğini hangi medeniyetin mensubu olduğunu tarihteki destansı kahramanlıklarını mertliklerini vefalı olduklarını inançlı ve dürüst bir kişilik olduklarını önce unutturdular. Sonra Kurdukları devletlerle uyguladıkları politikalarla halkımızın değerlerini tek tek halkımızdan aldılar reddi miras bir tarih anlayışı dayattılar halkımızı kendinden özünden uzaklaştırıp  halkı ile değerleri ile savaşır hale getirdiler. Bunu ise cehalet ve fakirlik ikliminde halkımızı saf duygularını suiistimal ederek başardılar. Şuan değerlerinden uzak batı çıkarlarına hizmet eden bir çok yapı ile karşı karşıyayız. Bu yapılar şunu anlamamaktadır Batı'nın bunlara vaadi nihai noktada kendi çıkarlarına hizmettir.