Takriben 600 sene  iktidar olan Osmanlı imparatorluğu yeryüzüne farklı bir iklim estirmiştir. İnsanlık bu iklimden istifade ederek huzur içinde yaşamıştır.

İnsanlık bu süreçte bir çok yenilik ve bilimsel gelişmelerle tanıştı.

İnsanlık farklı inanç kültür ve kabullerle beraber yaşama birlikteliğini gösterdiler. Paylaşım ve adalet merkezli bu birliktelik zengin bir zeminde hayat buldu.

Sömürgeci anlayış bu birliktelik adalet ve paylaşımcı iklimden rahatsız olarak hep düşmanca planlar yaparak bu ahengi bozma yönünde hareket etti.

Bunda ısrarı Osmanlıyı ortadan kaldırmaya kadar ilerledi.

Son iki yüzyıl Osmanlı'nın yıkılması için yoğun bir çaba içerisinde olan sömürgeci  batı nihayetinde başarılı oldu.

Halklara özgürlük devlet ve zenginlik vaad eden batı Osmanlıya karşı ayaklanmalar isyanlar organize etti.

Çok kanlı ve ölümlü bir süreç yaşayan mazlum müslüman halk bölük börçük oldu.

Ölüm değerlerden uzaklaşma kan savaş yokluk sonu perişanlık ve zillet olan bir sürece evrildi.

Yıkılan bir medeniyetin bakiyesi üzerine onlarca devlet kuruldu.

Geride hiçbir değer kalmadan inkar ve reddi miras üzerine kurulan yeni devletler halkla buluştu.

Bu kurulan devletlerin halkı geçmişi ile bağı kesildi tarihini unutturdular.

Yeni kurulan devletlerin başına yahudi Ermeni ve Rum asıllı ama  bizim gibi ismi olan kişileri devletin tüm kademelerine yerleştirdiler.

Halkı Müslüman olan toplumları öyle bir asimile ve baskıya tabii tuttular ki halkın anasından emdiği süt burnundan geldi.

Seçilen yönetim ve brokrat kadroları efendileri olan işgalci batıya hizmeti esas alan bir anlayışı dayattılar.

Ülkemiz için dini İslami hiçbir iz kalmayacak şekilde düşman bellediler.

Camileri yıktılar yada ambar depo olarak müslüman olmayan tebaya peş keş çektiler.

Bir çok camiyi meyhaneye, kerhaneye çevirerek intikam aldılar.

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i ayaklar altına alıp uyduruk anlamı bozuk Türkçe'ye çevirerek tahrif etmeye çalıştılar.

Arapçayı ve Arap harflerini yasakladılar. Kuran'ı kerim başta olmak üzere tüm dini  kitapları yırtıp yaktılar.

Ezanı Türkçeleştirdiler.

Selam vereni bismillah diyeni hapse attılar.

Dini temsiliyeti ortadan kaldırdılar.

Din alimlerini halkımızın öncülerini ortadan kaldırdılar.

Cenaze yıkıyacak din görevlisi bulamadıkları için binlerce cenazeyi elbise ile yıkanmadan defnettiler.

Batı kültür ve anlayışını serbest bırakıp halkın buna uymasını sağladılar.

Dinsiz bir toplum inşaa ettiler.

Reddi miras  anlayışta hareket ettiler. Özellikle de bunu CHP iktidarında ki tek parti döneminde çok şedid bir şekilde uyguladılar.

CHP halkımıza ülkenin düşmandan kurtuluş mücadelesinden sonraki dönemde düşmanın yapamadığı baskı ve zülümü reva gördüler.

Özellikle İnönü başkanlığındaki hükümette görev alan vekil bakan ve brokratların büyük çoğunluğu Müslüman olmayan Ermeni ve Yahudi kişilerden oluşması ve Osmanlı'dan intikam alırcasına 25 yıl bu halka eziyet ettiler.

Bu halk savaşta düşmandan çekmediğini tek parti iktidarında ki faşist asimilasyonu baskıcı tek tipçi dinsiz anlayıştan çekti.

CHP tarihini bilen bu topraklarda hayat bulması bu halktan destek alması mümkün değildir.

Osmanlı'nın yıkılması ne kadar sonuç itibari ile zorsa CHP' nin tek parti iktidarı halkımız için çok daha zor bir süreç olmuştur.

Bugün CHP'nin aldığı oy halkımızın yakın tarihimizi bilmeyişidir.

CHP'nin iktidar dönemini bilen hiçbir aklı başındaki halkımız ona oy vermesi mümkün değildir.

CHP Halkımızın tüm kutsalları ile savaşan gerici batıya kendini satan bir anlayıştır.