Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
ŞEYH SAİD VE DAVASI
Tarih: 30-06-2023 00:02:00 Güncelleme: 30-06-2023 00:02:00


Şeyh Said Efendi ve 46 arkadaşı, Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından şehid edilişlerinin 98'inci yıldönümünde, rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Cumhuriyetin ilanından sonra Hilafet kurumunun lağvedilmesi ve İslami değerlere saldırılar, Şeyh Said  ve arkadaşlarının Kemalist rejime karşı kıyam etmesine neden oldu.

Tarih boyunca İslam davası uğrunda nice şehitlerin verildiğini bu şehidlerden biri de Şehid Şeyh Said ve dava arkadaşlarıdır. Son nefesini verirken dahi 'Benim değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve din içindir diyerek ruhunu rabbine teslim etmiştir.

Tarihin unutulmaz hadiselerinden biri olan Şeyh Said Kıyamı; 13 Şubat 1925'te, Dara Hênê (Hani) vilayetinin Eglê (Eğil) bucağına bağlı Piran (Dicle) köyünde başladı. Osmanlı'nın çöküşünden sonra İslam'a verilen zararlardan endişe eden ve endişesini de gittiği her yerde dile getiren Şeyh Said , sahip olduğu her şeyi bu mücadele uğruna feda etti.

Şeyh Said  hakkında; Hıristiyanlığa ciddi derecede vakıf olduğu da söylenir. Ermeniler birçok konuda anlaşmazlığa düştüklerinde Şeyh'in yanına gelirler ve onun hakemliğinde problemlerini hallederlerdi.

Şeyh Said, yeni rejimin yapısından hiç hoşnut değildir. İslam ve İslami değerlere saldırıları nedeniyle Kemalist rejime karşı koymayı düşünür. Nitekim 27 Aralık 1924'te Hınıs'tan Kırıkhan köyüne gelir. Mir Selim-ê Zirkani ile bölgenin tüm ileri gelenleri, Şeyh Said Efendi'yi burada ziyaret eder. Şeyh Said Efendi, kıyam kararını ilk olarak burada açıklar. Bu karar, "Şeriat-i Ğarra-i Ahmediyye" için harekete geçmektir.

Kıyam rehberi Şeyh Said, 14 Şubat 1925 günü, yani Piran hadisesinden bir gün sonra ilk yazılı emrini verir:

"Bismillahirrahmanirrahim. Bizler İslam'ın ve İslam Peygamberi'nin yüceltileceği ve zalim Mustafa Kemal'in kendi eliyle kurduğu hükûmetin zevale uğratılacağı ve onların yeryüzünden silineceği bir zamana girmiş bulunuyoruz. Cihat etmek her Müslümana farzdır. Bu kıyam, İslam'ın bu topraklarda yeniden hâkim kılınması içindir. Bu çağrı, sizin Müslüman kabilenizin bu büyük cihada katılması içindir. Bu davete içtenlikle 'Lebbeyk' diyeceğinize inanıyorum.

Ey insanlar! İslam'ı bu kâfirlere karşı koruyalım. Aksi takdirde bu kâfir hükûmet, bizi de kendisi gibi yapacaktır. Bunun için, ona karşı cihat etmek farzdır.

98 yıl önce 46 arkadaşıyla beraber idam sehpasına çıkarılan Şeyh Said Efendi'nin yüzünde ve hareketlerinde hiçbir korku ya da tereddüt olmamakla beraber tekbirlerle idam sehpasına gittiği o günün tanıkları tarafından anlatılagelmiştir.

Müslüman halkın dini ve kültürel değerlerine karşı İttihat ve Terakki zihniyetinin başlattığı süreçte yaşanan zulümlere karşı durduğu için hedef alınan Şeyh Said ve yarenlerinin şehid edilmesinin ardından, Müslüman Kürd halkı üzerinde büyük bir zulüm furyası başlatılır.

Sürgünler ve toplu katliamlarla beraber İslami değerlere karşı tasfiye süreci işletilir. Bu dönemde binlerce insan katledilir. Toplumun önderleri konumunda olan birçok âlim idam edilir. Kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlar hayattan koparılır.

Şeyh Said mücadelesi Kürdistan'a hapsedilecek ve sadece Müslüman Kürd halkının özeline indirgenecek bir kıyam değildi. Bu mücadele tarih boyu var olan hak-batıl mücadelesinin örneklerinden biridır.

Cumhuriyetin ilanından sonra İslami değerlere olan saldırılar, Osmanlı bakiyesi topraklarda tüm Müslüman halklarda olduğu gibi Kürdler üzerinde de çok büyük olumsuz etkilere neden oldu.

Kemalist sistem Türk etnik ulusçuluğunu siyasal sisteme dönüştürürken bu toprakların asli unsuru olan Kürdleri dışlamıştı. Bütün bu gerekçelerin tamamı Şeyh Said hareketine zemin hazırlamıştı.

Bu süreçte hanımıyla çok dikkat çekici bir diyalog yaşayan Şeyh Said, önemli:

"Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine de bunlara karşı çıkacağım. Ne ben Hazreti Hüseyin'den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bunlara karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi 'Ey Said! Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah'ın emirlerini ayaklar altına almışlar. Evet, ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir!"

Şeyh Said ve 46 yareninin, 29 Haziran 1925'te Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından Diyarbakır'da idam edilmelerinin üzerinden 98 yıl geçse de İslam adına verilen bu mücadeleyi Müslüman Kürd halkı hiçbir zaman unutmadı.



Bu yazı 5235 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI