Bugun...


FESİH BOZAN

facebook-paylas
GERÇEK SUÇLU KİM?
Tarih: 07-07-2023 00:01:00 Güncelleme: 07-07-2023 00:01:00


Şehir içi ulaşım zam olur, vatandaş ile minibüs esnafı birbirine girer, vatandaş minibüs esnafını suçlar,

Hayat pahalılığı nedeniyle geçinemiyoruz diye emekçiler zam ister, işçi işveren bir birine girer,

Kiralarda aşırı artış olur, mülk sahibi ile kiracı birbirine girer, kiracı mülk sahibini, mülk sahibi de kiracıyı suçlar,

Pazar ve marketlerde her gün gelen zamlarla alıcı ve satıcı birbirine girer, vatandaş esnafı, esnaf ta zamları suçlar,

Alacaklı, alacağını alamaz, borçlu borcunu ödeyemez, alacaklı ile borçlu bir birine girer, borçlunun boynu bükük, alacaklı borçluyu suçlar,

Çiftçi, esnaf, fakir ve fukara, yüksek gelen faturalardan dolayı, elektrik kurumunu, elektrik kurumu da vatandaşı suçlar,

Ekmek fiyatına zam gelir, vatandaş fırıncıyı, fırıncı da un fabrikasını suçlar…

Benzer örnekleri sayfalar dolu artırmak mümkün ise de, yaşanan sıkıntıları vatandaşlar hep birbirlerinden biliyor ve tartışıyorlar.

Ama ne hikmetse, hiç kimse asıl sorumluyu asıl suçluyu görmez ve suçlamaz aksine hep alkışlar.

Halbuki sosyal bir varlık olarak beraber yaşamak zorunda olan insan, kendisine hizmet etmek ve yönetmek için devlet kurumunu kurmuş ve devleti yönetmek için dönemsel olarak, seçime katılan partilerden iktidarlar seçer.

Seçilmiş iktidar da, liyakatlı kadrolar eliyle, devletin yetki ve imkanlarıyla, vatandaşın güvenliğini sağlar, sorunlarını çözer, muhtemel sorunlar için tedbir alır, ihtiyaç duyulan hizmetleri, önem sırasına göre, plan ve program dahilinde, vatandaşın refah seviyesini yükseltmek ve insanca yaşaması için gerekli tüm adımları atar,

İktidar, bu hizmetleri yapmak için vatandaştan vergi toplar, üretim ve ihracata yönelik ekonomik faaliyetlerde bulunur.

Vatandaş ta, devletin kendisinden istediği vergiyi öder, yasa ve kanunlara uyarak vatandaşlık görevini yapar.

Ama gel gör ki, seçilen iktidar, ehil ve liyakat sahibi olmaz ise, hak, hukuk ve adalet sahibi değil ise, devletin gücünü ve imkanlarını kullanarak, dünyayı kendileri için cennet, vatandaş için cehenneme çevirebiliyor. Ki bugün onu yaşıyoruz.

Demek ki, yaşanan sıkıntıların sorumlusu ve suçlusu, vatandaşın kendileri değil, devleti yönetmek için seçtiği iktidar ve yöneticilerdir.

Zaman zaman bazı vatandaşlarımızdan, “ben siyasetle ilgilenmiyorum” diye sözler duyarız.

Elbette, herkes siyaset yapacak diye bir durum olamaz, ama oy verirken doğru tercihte bulunabilmesi için siyaseti/siyasetçileri takip etmesi lazımdır.

Çünkü vatandaşın tüm hayatını etkileyen ve şekillendiren, muhalefeti ve İktidarıyla siyasilerin aldığı kararlar ve yaptığı icraatlardır.

Şunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz ki, vatandaşın yaşadığı bütün sıkıntıların sebebi siyasilerin/iktidarın aldığı yanlış kararlar ve yanlış icraatlardır.

Dolaysıyla, vatandaşların birbiriyle çatışmaması ve refah seviyesi yüksek, insanca yaşayabilmeleri için oy verecekleri siyasi partileri/iktidarı doğru seçmesi gerekir. Doğru kişi ve doğru partileri iktidara taşımanın etkisini, diğer devletlerle kıyaslayarak görebiliriz.

Yani yaşadığımız sıkıntılar, coğrafyamızın veya tamamıyla dış güçlerin etkisi değil, seçtiklerimizin beceriksizliğidir.

Örneğin “Dünya devletleri içinde, 2022 yılında kişi başı milli gelirde ilk 10’a giren ülkelere bakalım:

1. Lüksemburg 127 bin 580 dolar

2. Norveç 106 bin 328 dolar

3. İrlanda 103 bin 176 dolar

4. İsviçre 92 bin 371 dolar

5. Katar, 84 bin 425 dolar

6. Singapur 82 bin 808 dolar

7. ABD 76 bin 348 dolar

8. İzlanda 73 bin 998 dolar

9. Danimarka 66 bin 516 dolar

10. Avustralya 65 bin 526 dolarla, kişi başına milli geliri en yüksek ilk on ülke arasında yer alırken,

79. TÜRKİYE 10 bin 618 dolarla ancak 79. sırada yer alabildi. (IMF 2022)

“Türkiye’nin bu sırası, IMF veri başlangıç yılı 1980’den bu yana en dip nokta anlamına geliyor. Kişi başına milli gelir dünya sıralamasında 65’inci olduğu 2013 yılından bu yana ise Türkiye’nin sıralamada toplam 14 basamak düştüğünü gösteriyor.” (Naki Bakır Dünya Gazetesi)

Son 21 yıldır, Erdoğan ve AKP'nin ülkeyi tek başına yönettiğini unutmayalım.

21 yıldır tek başına iktidar olan AKP’nin; “Onların dolarları varsa bizim de Allah’ımız var” inanç hamaseti, “dış güçler” ve “korona” mazeretinin arakasına sığınması, başarısızlığını başkasına yüklemektir. İktidarın bu durumu, “dersine çalışmayan öğrencinin; "öğretmen bana not vermedi" demesi gibidir.

Korona, Türkiye’de vardı da diğer ülkelerde yok muydu? Diğer ülkeler için de “dış güçler” yok mu? Allah diğer ülkelere dostta, Türkiye’ye düşman mı? Haşa!

Allah rahmandır, kim doğru çalışırsa Allah çalışmasının karşılığını verir.

Allah (cc): “İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder. Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir.” (Necm 39-40)

Yukardaki rakamlara baktığımızda iş bilmezliğin ve başarısızlığın olduğu kesin. İktidar yaptığı, başarısızlığını milli ve manevi değerlerimiz üzerinde hamaset nutukları atarak kapatmaya çalışmaktadır.

Aslında iktidar sakinleri, ne yaptığını bilmiyor değil, aldıkları karar ve yaptıkları icraatları gayet iyi bilerek yapıyorlar. Bütün bu duygu sömürüsüyle oluşturduğu algıyla paranın akış yönünü vatandaş görmesin, kamuflaj etmek için yapıyor. Yani dini ve milli söylemlerle vatandaşın gözünü kapatarak işi götürüyorlar.

Vatandaş çektiği sıkıntının ana sebebini şu iki noktada çok rahat bir şekilde görebilir.

İktidarın;

• Para politikasıyla, paranın yönünün nereye doğru olduğuna;

Örneğin:

2022 Bütçesi faiz ödemesi: 240 Milyar TL

2023 için Faize ayrılan bütçe: 565.6 Milyara TL

Bankalar, 2022 yılında bir önceki yıla göre, tam %366 artışla, 433,5 milyar TL net kar elde etmişler.

2017-2025 KÖİ (garanti geçişli) Projelere toplam ödenecek: 494 milyar 540 milyon TL Ama vatandaşa gelince bütçe müsait değil!

• Yatırımların nerelere yapıldığına; üretim, istihdam ve ihracata yönelik mi yoksa hizmet, tüketim, lüks, israf ve gösterişe yönelik mi?

Yukarıdaki rakamlarda görüldüğü gibi, para politikasına baktığımızda, AKP iktidarının halkın değil, bir avuç sermaye sahibinin iktidarı olduğunu görüyoruz.

Sosyal devletin gereği, engelli, yaşlı, dula… yapılan yardımlar, emekli, işçi ve memura yapılan artışlar, sermaye sahiplerine verdiklerine göre deveden kıl veya ağza, bir parmak bal çalma, mesabesindedir.

Sonuç olarak, bütün sıkıntıların veya huzurun temel sebebi, iktidar ve yöneticilerdir.

Kendimiz ve çocuklarımızın geleceği için artık duygularımıza dayalı değil, rakamlara dayalı bilinçli seçmen olmak zorundayız.

Vesselam.



Bu yazı 3481 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI