İnsanının hayatında bazı olaylar bir tırnosol kağıdı gibi doğru ile yanlışı ayırt etme durumunu belirler.

İslam aleminde ve dolayısı ile dünyada Din anlayışı ikiye ayrılır.

Birincisi Muhammed'i din anlayışı ikincisi uydurulmuş din anlayışı olarak sınıflandırıla bilinir.

Muhammed'i din anlayışı bir çok kişi yapı ve ülkenin hesabına gelmez.

Bu hesabına gelmeyen çevrelerin Muhammed'i anlayışın halklarla buluşmaması için ciddi bir caba içerisine girerek uğraş verirler.

Çünkü Muhammed'i din anlayışında ki ilkeler kabuller insanlığın vicdanı ile örtüşmektedir ve buna muhattap olan halkların hidayet bulması kaçınılmazdır.

İnsan oğlunun aradığı temel ilkeler adalet hakkaniyet mutluluk ve özgürlüktür.

Tüm bunların hayat bulacağı temel noktada Muhammed'i İslam anlayışında mevcuttur.

Beşeri tüm düşünce ve adaletsizliğin karşısında Muhammed'i anlayışın düşünce sistemi vardır.

Dinin sahibi Allah'tır.

Allah'ın insana vermiş olduğu özgürlüğün sınırı yaradan ve yaratılmış ilişkisindeki gerçeklik kadardır. Allah insana dayatma yaparak zorlama bir tavır ortaya koymaz.

Bir tanımlama gerçeği ile insana vermiş olduğu özgürlük alanının kapsamı insanı hayrete düşürecek derinliktedir.

Bu kapsamda Filistin halkının bu mücadele stratejisi insanlık âleminin kahir ekseriyeti in vicdanını harekete geçirerek bir çok insanın İslam ile buluşmasının kapısını aralamış durumdadır.

Batı aleminde binlerce insan Muhammed'i İslam'ı arama ve öğrenme yoluna girerek bir hidayet seli batı aleminde kendini hissettirmektedir.

Bu hidayet esintisi umulur ki İslam aleminde de Muhammed'i İslam'a dönüş vesilesi olarak devrimci bir İslam anlayışının hakimiyetine vesile olunmasıdır.

Filistin direniş hareketi Hamas öncülüğünde İslam aleminde yeniden bazı şeylerin düşünülüp  hayat bulmasına vesile olmasını temennisi ile tekrardan düşünüp hidayet kapısının aralanmasına vesile olmasını diliyorum.