İslam coğrafyasının mazlumları konuşulacaksa Kürtler ilk sırada yer alır. Kürt halkı islamı kabul ettikleri ilk günden bu güne islamın tüm alanlarında hizmeti kendilerine şiar edinmiş bir toplumdur. Kürt halkının bu özelliği batı anlayışını en çok rahatsız eden  durumdur. Tarihte bir çok kahramanlık ve Fethin ana aktörü Kürtler olmuştur. İşgalc batı halen Diyarbakır’ın fethini ve Kudüs’ün fethini unutmuş değildir. Yine Osmanlı’nın yıkılış sürecinde “kurtul amare” savaşında Kürtlerin İngilizleri nasıl perişan ettiklerini unutmadılar. Çanakkale savaşında kurtuluş savaşında Rus savaşında Kürtlerin ne kahramanlıklar yaptıklarını batı unutmuş değildir. Kürt halkının ümmete olan aidiyet duygusu her şeyin üstünde olmuştur. Haydut batı Kürtleri karşısına alarak baş edemeyeceğini anlayınca Osmanlı’nın yıkılmasından sonra islam coğrafyasında kurdukları devletlerle önce Kürt halkını kurulan devlet ve hükümetlerle ezdiler sonra asimile edecek baskı ile ötekileştirdiler. Bu yaklaşım ile Kürt halkının Önder ve öncü kişiliklerini ya öldürdüler ya sürgün ettiler yada heder ettiler. Başsız kalan Kürt halkı dış güçlerin oyununa gelecek bir kıvama geldi. Öz benliğinden uzak kendine yabancı bir sürece girdi. Önce kendinden uzaklaştı sonra halkından sonra İslami inançlarından uzaklaştı. Ümmetin göbeğinde yer alan Kürt halkı pimi çekilmiş bomba gibi işgalci batı çıkarlarına hizmet eden bir anlayışa evrildi. Osmanlı’nın yıkılışından bu güne Kürt halkı rahat yüzü görmedi. Ölüm fakirlik cehalet kader olarak Kürt halkına dayatıldı. Ölüm Kürt halkından ayrılmaz bir parça oldu. Kürt halkının yaşadığı devletler Batı’nın emir ve direktifleri ile Kürt halkına zülümü reva gördüler.

Sol jargonlu örgütler mantar gibi Kürt halkı içerisinde boy gösterdi. Ülkelerin faşist ve ötekileştiri yaklaşımı Kürt halkını bu sol örgütlerin kucağına itti.

Kürt halkının İslami Özden gelen çok ciddi hassasiyetleri vardır.

Namus, misafirperverlik, dindarlık, mertlik, vefa, sadakat, kahramanlık, cesaret, ilimde ve bilimdeki kabiliyet gibi özellikleri Kürt halkının ümmet içerisindeki öne çıkan vasıflarıdır.

Bu vasıflar işgalci batıyı rahatsız eden hallerdir. Bu vasıflardan Kürt halkını uzaklaştırmadan Kürt halkını kullanamayacaklarını bilen batı işe buradan başladı. Önce Kürtlerin öncülerini yok ettiler. Sonra uygulanan baskı ile Kürt halkını birilerinin kucağına ittiler.

Kürt halkı bu yaklaşımlarla adım adım özünden uzaklaştı kendine yabancılaştı tüm değerleri erozyona uğradı.

Yalnızlaştı ve dış güçlerin çetesi olma durumuna indirgendi.

Seksen doksan yıl önce Batı’nın kabusu olan Kürtler bugün batıya hizmet eden figüranlara döndü. Tüm bunlar olunca ümmetin diğer unsurları başta olmak üzere yine inançlı Kürt öncüleri Kürt halkından uzak durması bu dönüşümün hızlanmasına zemin oluşturdu.

İşte burası can alıcı nokta mazlum Kürt halkı İslami kişiliklerin öncülerin duyarsızlıkları sonucu sol örgütlerin ve anlayışların  eline düştü. İslami kişilik ve öncüler Kürt halkı üzerinde oynanan oyunların farkına varması işgalci Batı’nın oyunlarının bozulmasının ana sebebidir.

İslami kesim Kürt halkına sırtını çevirmeseydi kucağını açsaydı Kürt halkı bu Batı’nın kıskacına girmez di. Kürt halkı celladına aşık olan mahkum misali batı kaynaklı örgütlere kendini kaptırdı. Dün karşı durduğu ve savaştığı batı bugün Kürt halkının bir kısmını etkisi altına almış oldu. Bundanda fenası Kürt halkının değerlerinden uzaklaşması ve değerlerini savunan kardeşlerine düşmanlık yapmasıdır. Öksüz kalan Kürt halkı savrulmuş durumda. “Ümmetin  yetimleri” olan Kürtler tekrardan özüne döndüklerinde tarihi misyonuna göre hareket ettiğinde İslami hareketin ümmet içindeki özgürlük meşalesi tutuşmuş olacaktır. Eğer beklenen gün bu günse bu yolda çekilen cefa nimettir. Kürt halkının gerçek özgürlüğü İslami özüne dönüp tarihine Yakışır hareket etmesidir.