Yeni Türkiye'nin şekillendiği bu dönemde vesayetçi düşüncenin toplum üzerinde ki etkisinin kalkması için sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşmektedir. Hükümetin toplumun tüm hücrelerine ulaşması zor olmaktadır. Bunun için sivil toplum kuruluşları her kesim kendi alanında toplumu bilgilendirmesi etki alanının sorumluluğu ile hareket etmesi gerekmektedir.
Vesayetci anlayış yıllardır halkın üstünde bu anlayışın içleştirilmesi için ciddi çalışmalar yapmıştır.
Bunu halkın üstünden atabilmek ve yeni Türkiye'nin felsefesini halka benimsetmek için halkla münasebete geçip ciddi bir seferberlik ortaya koymak lazım.
Cumhuriyet kurulduğundan bu güne ötekileştirici bir dil kullanılarak aynı toplumun evlatlarını düşmanlaştırdılar. Alevi - Sünni, sağ - sol, Kürt - Türk gibi bir çok ayrıştırıcı dil ve tarafgirlik toplumun özgürleşmesi ve kalkınmasının önündeki engellerdi.
Hakikatte bu ülke tarihi misyonu gereği çok dinli ve dilli büyük bir medeniyet geleneğinden gelen öncü bir devlettir. Tarihini yok sayan ve değerlerini inkar eden halkını ötekikeştiren vatan haini olarak adlandıran bu vesayetci anlayış geldiğimiz noktada miadını doldurmuş durumda. Bu gerçeklik ışığında ülke insanının yeniden inşaasında sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşmektedir. Her yapı kendi alanında halkımızı tarihsel gerçekliği ışığında örfü kültürü inancı değerleri medeniyeti ile buluşturup işgalci Batı'nın algı operasyonlarından kurtarma zamanı gelmiştir.
Halkımızın kendi değerlerine sahip çıkıp duygularını suistimal eden işgalci Batı'nın ve yerel piyonlarının (taşeronlarının) girdabında kurtarma zamanı gelmiştir.
Yüzyıldır oynanan oyunlar ve asimilasyonlar toplumda oluşturduğu transformasyon'u iyi anlayıp halkımızda oluşan tahrifatı gidermenin yoluna girme sivil toplum kuruluşlarının üstünde durması gereken önemli konulardan biridir. STK'lar halkımızı yeniden inşa etmede tarihini ve değerlerini iyi anlatmada gerekli hassasiyeti gösterme sorumluluğunda hareket etmelidir. Yüzyıllık zihinsel işgali temizleyip hakikat ile halkımızı tanıştırma zamanı gelmiştir. Bu zaman diliminin en etkili çalışmalarından biri olan STK çalışmaları toplumların yeniden özlerine dönme bilinçlenmesinde etkili bir sorumluluktur. Tarih şahittir ki bu aziz millet geçmişi ile arasındaki bağ koparıldıktan sonra bu vesayetci anlayışın güdümüne girmiştir.
Özü İslam olan halkımızın tekrardan özüne dönmesi için STK'lar yeniden toplumu inşa etmede her zamankinden çok iş düşmektedir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra halkımıza her türlü zulümü reva görenlerin torunları halkımızı başına geçmiş ve halkımızı sahte vaadlerle etkilemektedir.
Gerçek tarihimizin bilinmesinde halkımızın bilinçlenmesinde yeni Türkiye döneminde STK'lar sorumlulukla hareket etmelidirler.