Siverek üç seçim döneminde tercihini Ak Parti yönünde kullandı. Ancak halkın bu teveccühüne layık olmak amacıyla getirilen belediye başkanları gerekli hizmetleri kente ve halkına yakışır bir şekilde yürütemediler. Bu nedenle; onlara oy verenleri ve onları oraya getirmelerine vesile olanları hayal kırıklığına uğrattılar. Güçlü bir partinin belediye başkanı olmak, ağır sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Ancak bunları başkanlığa aday yapan ve kazanmasını sağlayanın iyi niyetinde şüphe etmiyorum. Mutlaka halka hizmet etmek için aday gösterilmiştir ama seçilenlerin hizmet ile ilgili halka bir izlenim verdiğini düşünmüyorum. 

  İşte bunlar bu sorumlulukları üstlenerek ve hizmetin alasını yapma düşüncesinden ziyade, “bu pastadan kendi şahsıma,  akrabalarıma ve çevreme nasıl rant sağlarım” düşüncesi hakim oldu. Doğrudan teminle yapılamayan ihaleler, doğrudan teminle yapıldı. Caddelerde dikilen ağaçlar iki üç defa sökülüp yeniden dikildi. Bunun bir açıklaması olmalıydı ama olmadı. Açıklaması güçlü bir hükümetin gönderdiği ödeneği nasıl harcayacağı ve ihale paylaşımından kaynaklanır olması düşüncesi ağır basmaktadır.

 Siverek kentine hizmet için seçilen belediye başkanları görevleri ve hizmetleri Siverek’in geliştirilmesi için sınırsızdır. Ancak onu sınırlayan bütçe imkânlarıdır. Bütçe imkânları çerçevesinde yapılacak hizmetleri en iyi bir şekilde ve tüm halka yansıyacak biçimde yapılmalıydı. Çünkü Siverek belediye başkanı bir aşiretin, bir ailenin veya bir zümrenin belediye başkanı değildir. Siverek halkının belediye başkanıdır. Ama bu üç dönemde gördüğümüz bir gerçek var ki bu belediye başkanları Siverek halkının belediye başkanları olamadılar. Aslında halkın ümidi, birinci dönemde güçlü bir iktidarın arkasında bulunduğu belediye başkanı, kenti altın çağını yaşatacak bir dönem olma düşüncesi hâkimdi ancak bu dönemde kibir ve ego ön plana geçtiğinde, başkanlığı ben kazandım. Paylaşımı ben yaparım diyerek devletin ve milletin verdiği imkânları kendi ve ailesinin çıkarları doğrultusunda ağırlıklı olarak kullandı. Birinci dönem böyle geçti.

İkinci dönemde halkın güvenle ve inançla baktığı bir başkana, o da aynı kültürü devam etti. Hatta bu çevresine değil de en çok kendi ve ailesine yararlandırmaya çalıştı. O da başarılı olamadı. Herkes bu defa gayri resmi pastadan pay almaya çalışınca istenmeyen olaylar yaşandı. 

 Bugün büyük şehirden mi kaynaklanıyor mu Siverek belediyesinden mi? Kaynaklanıyor bilemiyoruz. Belediyenin plansız bir şekilde yapılan çalışmalar neticesinde sokaklar ve caddeler geçilmez oldular. Geçenlerde bir vatandaş akşam arabasını çökmüş yolun parke taşı kenarında durdurulmasıyla tekerin patlaması bir oldu. Severek kentinden değil de patik bir yolda arabayı park etmiş gibiydi. Yazın oluşan çukurlar taşıtlara zor anlar yaşatırken, halkın ciğerlerini beyaz toz ve dumanla yok ettiler. Bugün de bir yağmurun yağışıyla, Ayvanat Mah. Çamur deryasına döndü. Eski köy yolunu hatırlattılar. Bence bu kente yazık, bu millete yazık, milletin cebindeki harcanan paraya yazık, hesabı ayrıca Allah görecek ama bunların yaptıklarında tüm insanlarımız olumsuz etkilenmektedirler.   Galiba AKP’lilerin AK Partiye hâkim olduğu bir dönemi yaşıyoruz.  

                                                           Ali LALE