Bu salgın hastalık neden başımıza musallat oldu diye kendimize hiç sorduk mu?

Her bir müslüman fert;

Alim, davetçi, sofi, mürşid, idareci, patron, esnaf ve işçi toplumun her bir ferdi neden sorusunun muhatabıdır.

Geçmiş zaman ve toplumlara elbette Allah (c.c) tarafından bela ve musibetler gelmiştir. Ancak bu salgın gibi kapsayıcı olmamıştır. Bu ümmetin 1400 yıllık geçmişini ve daha önceki ümmetleri incelediğimizde hiçbir toplum günümüzdeki toplum gibi isyana ve tuğyana ulaşmamıştır.

Allah (c.c) neden bela ve musibetleri gönderir;

Lutilik, zina ve hayasızlıkta sınır var mı?

Faiz, riba ve kapitalist çark dönüyor mu?

Suriye, Yemen ve daha bir çok ülkede açlık, bomba ve işkencelerle mazlumlar can veriyor mu?

Merhamet ve kardeşlik hukuku hakim mi?

Kur’an, sünnet ve islam hukukunu yaşantımız da ne kadar hakim?

Beşeri-zulüm ideolojileri ilahi adalet kanunlarına tercih edilmiş mi?

ve daha nice sebepler…

Müslüman toplumundaki fert ve idareciler ısrarla bu salgının insanlığın kirli gidişatına Allah’ın bir mudahalesi olduğunu görmek istemiyorlar. Hatta gizlemeye ve örtmeye çalışıyorlar. Yoksa siz hiçbir şeye mudahale etmeyen etkisiz ve yetkisiz bir tanrıyamı iman etmek istiyorsunuz? Haşa böyle bir ilah olsa olsa lat ve uzza olur.

Sizin ve bizim iman ettiği Allah (c.c) geçmiş ümmetler yoldan çıktığında direk müdahale ettiği ve günümüzde mudahaleye devam ettiğini güç ve kudretinden hiçbir eksilme olmadığını biliyoruz, inanıyoruz ve müşahade ediyoruz. Tarih haddi aştıkları için Allah’ın şiddetli azabıyla helak olan toplumlarla doludur.

Neden başımıza bu musibet geldi? Cevabını bulduğumuza göre;

Ne yapmalıyız?

Cevap basit; Tövbe, istiğfar ve Kur’an ve Sünnet’e dayalı bir yaşam..