Bu arada Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla şehrin adının Diyarbekir’den “Diyarbakır” dönüştürülmesinin yerinde bir tercih olmadığını, isim değişikliğinin ilmi bir izahının olmadığını, bunun toplumsal barışa da katkı sunmadığını düşünmekteyiz. İslam tarihi ve batılı seyyahların neredeyse tamamı kelimenin Arapça olduğunu dile getirmesine rağmen bu kelimenin Çağatayca “Bakır Sikke” ile ilişkilendirilmesinin zoraki ve maksatlı bir okuma olduğu açıktır. Diyarbekir bölgesinde bakır madeni olması, Çağatayca’da da Amid kelimesinin bakır anlamına gelmesi bunun Türkçe olduğunu göstermez. Bu ilizyon üzerinden bir örnek verecek olursak “Amazon” nehrinin adının öz Türkçe olduğunu ileri sürebiliriz. Çünkü büyük bir nehri ifade eden isim “Amma+uzun” kelimelerinden bir araya gelmiştir (!). Oysa vaziyet hiç de öyle değildir. Yer isimleri ile ilgili ideolojik yakıştırmalarda bir hayli maharetli olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Anadolu ve İstanbul (İslambol) kelimelerine yüklenilen örnekler bunlardan sadece bir kısmıdır. Benzer bir yakıştırmayı yıllar önce saygın bir yazarda okumuştum. Yazar, Malazgirt’ten bahsederken bunun aslının Kürtçe olduğunu iddia ediyordu. Tezini tahkim etmek isteyen yazara göre ifade, “Ma-Lez-Gırt” (Biz çabuk aldık) anlamına gelen Kürtçe’den meydana gelmekteydi. Göğsümüzü kabartan bir hikaye vardı anlatıda. Ancak yıllar sonra yaptığım okumalar sırasında “Malazgirt, Mazgirt, Eleşgirt, Dikranagirt” ifadelerindeki “gert/girt” ekinin Ermenice kale manasına geldiğini, hakikatin de bundan ibaret olduğunu görmüştüm. Bununla birlikte şayet, Bizanslarla yapılan zaferde bahse konu şehrin adı “çok kolay aldık” anlamına geliyorsa ve bunun üzerine o şehre Malazgirt ismi verilmişse o zaman 26 Ağustos 1071’den önce orasının adının Malazgirt olmaması gerekirdi. Oysa tarihi kaynaklar, kulağa hoş gelen hatta göğsümüzü kabartan “Çok çabuk aldık/Malazgirt” anlamındaki yakıştırmayı doğrulamıyordu. Bu nedenle akademik olmayan yakıştırmaların kültürel bir zenginlikten öte bir anlam taşımadığını söyleyebiliriz.
Diyarbekir gibi kadim bir geçmişe sahip olan ve asırlarca Türklerin bazen başkent, ama çoğu zaman da önemli bir idari merkez olarak yönettiği bir şehrin isminin Diyarbekir olarak kalması daha isabetli olurdu. Her ne kadar şehir merkezi için kullanılan Amid ifadesi XVII. yüzyıldan itibaren yerini Diyarbekir’e bırakmışsa da bu ifadenin bugün farklı şekillerde de olsa varlığını sürdürmesi büyük bir önem arz etmektedir. Ancak şehrin adının farklı telaffuzla yerel yönetimler tarafından kullanılması bir takım sıkıntılara neden olmaktadır. Yerel yönetimler tarafından “Amed Büyükşehir Belediyesi” ibaresi kullanılmaktadır. Bunun Türkçesi olarak da garip bir şekilde “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi” ifadesi yer almaktadır. Bu durum tarihsel cehalet ve ideolojik inattan başka bir şekilde tanımlanamaz. Zira Amid veya Amed ifadesi Kürtçe olmadığı gibi Diyarbekir veya Diyarbakır da Türkçe değildir. Tarihsel süreçte bölge adı olarak kullanılan Diyarbekir’in yerine Amid denmesi veya benzer bir şekilde bir kaza ve bölge adı olan Silvan’ın şehir merkezi olan Meyyafarikin/Farkin’in yerine bu şehirlerin Türkçesi olarak kullanılması akademik bir mahiyet taşımaz. Şehir merkezleri için kullanılan kadim isimleri Kürtçe kabul edip, kaza veya vilayet için kullanılan isimleri ise Türkçe olarak göstermek bilgisizlik değilse iyi niyetle bağdaşmayan ideolojik bir saplantıdır. Kadim isimlerin mahalli telaffuzunu Kürtçe olarak tanımlamak ve bu şekilde sunmak kentlerimizin kimliği olan adını hoyratça kullanmaktadır. Mesela Muhammed veya Mehmet ismine sahip olanların Diyarbakır’da “Meheme veya Hame” şeklinde ifade edilmesi bu kelimelerin Kürtçe olduğu anlamına gelmez.
İnsanlar isimleriyle bilinir, tanınır, gelecek nesillere kalır. Şehirler de tıpkı insanlar gibi isimleriyle birlikte birçok hikâyeyi bünyesinde taşır. İsimler, şehirlerin kimliğidir. Çocuklara isimlerini anne, babaları, şehirlere ise genellikle o şehri kuranlar verir. Başka anne babaların çocuklarına verdiği ismi, değiştirmek doğru olmadığı gibi, tarihin derinliklerindeki toplumlar tarafından verilmiş ve çoğu zaman da ne anlama geldiği bilinmeyen isimlerin değiştirilmesi de benzer bir durum ifade etmektedir. Şehirlerin isimleri, bir isim olmaktan daha öte bir anlam taşır. O şehrin tarihi serencamı, orada yaşamış halkların hikâyeleri, yaşanan hezimet ve zaferler, uğruna yakılan türküler ve geleceğe dair umutlarıdır.
Şehirlerin isimlerinin değiştirilmesinin en büyük sıkıntılarını tarihçiler bilir. Tarihi kayıtlar okunurken veya konuya ilişkin arşiv belgeleri incelenirken bu durum bariz bir şekilde yaşanır. Bu değerlendirmelerden hareketle Amid veya Amed ifadesinin Diyarbakır’ın merkez ilçelerinden olan ve aynı zamanda şehrin ilk çekirdeğini oluşturan ancak halihazırda “Sur İlçesi” olarak geçen ilçenin adının Amid veya Amed ilçesi yapılmasının yerinde bir tercih olacağını düşünüyorum. Bu olduğu zaman öncelikle binlerce yıllık bir adın yaşatılması ile geçmiş toplumların hatıralarına saygı gösterilmiş olur. Bunun yanı sıra fiili olarak kullanılan ancak karışıklığa neden olan problem çözülmüş olacaktır. Tabiatıyla Amid/Amed istismarı ve polemikleri de geri kalmış olur.
gaziantep escort,gaziantep escort
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler