"Andolsun ki, sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!" Bakara/155

 İman sahibi insanların başına gelen sıkıntı ve imtihanlardan bahsetmek istiyorum. Bazı insanlar vardır ki, sıkıntıya ve zora girdiği zaman, hemen şikayet edip isyan yolunu tutar. Bu hal, kişiyi Allah’tan uzaklaştırır. Nefse ve şeytana oyuncak yapar, helaka sürükler. Bu tutum ve davranışlar yanlıştır. Bunların neden yanlış olduğunu, sizlere Ayet ve hadislerle açıklamaya çalışacağım.

Allah, kulunu imanı nispetinde dener. İman yükseldikçe deneme nispeti o derece artar. Büyür, çoğalır. Bu böyledir.

Ebu Sa’d (Ra) rivayet ediyor: "Dedim ki: ‘Ya Resulallah, insanların belası/imtihanı en çetin olanı kimdir?" Peygamber Efendimiz (SAV) Buyurdu ki,:  “Peygamberler ve sonra da derece derece mü’minlerdir. Kişi, imanı oranında bela görür/imtihan edilir. İmanı kuvvetli ve sağlam ise belası ağır olur. İmanında zayıflık söz konusu ise, imanı kadar bela görür/imtihana tabi tutulur. Bela insanın yakasına öylesine yapışır ki, günahsız gezene kadar peşini bırakmaz.’’

İman sahibi bir insan, başına bela geldiği zaman sarsılmaz. Hemen ağlayıp sızlanmaz. Çünkü müminin başına gelen bela ve musibetler, imtihan vesilesidir. Hemen ağlayıp sızlanmak ve isyan yolunu tutarak edebe uymayan hareketler yapmak yerinde olmaz. Sabırlı olmak lazım. Sabırlı ol, işin sonunu bekle, başına gelen belanın içinde bilmediğin nimetler vardır. Onları görmeye çalış, Allah seni seviyor. Allah’tan gelen belayı, sabır ve dua ile karşıla, belanın sana gelmesi seni heyecanlandırmasın, seni korkutmasın. Allah seni deniyor. Kadere rıza göster. Ağlayıp sızlanmakla hüküm değişmez. Allah-u Teala sende tam tecellisini gösterinceye kadar sabret. Ondan gelen bela sana zarar vermez. Allah yaptığı işte, kulunu sorumluluk altına sokmaz. Tabi sen kendi iradeni karıştırmadığın sürece. Allah’tan gelen bela seni dener. Onu sabırla karşılarsan, seni Allah’a müjdeler. Günahlarına kefaret olur. Bolca sevap ve Allah’ın rızasını kazanırsın. Sıkıntılara karşı tahammülün artar. Allah katında derecen yükselir. İmanın kuvvetlenir. Eğer sabrı bırakır, nefis ve şeytana uyarsan, hüsrana uğrarsın.

Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: ‘’İmtihandan kaçan, ahireti kaybeder.’’ Çünkü Allah kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez. Sabır her hayrın başıdır. Sıkıntı iki ferahlık arasındadır. ‘’Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır." Talak/7

Efendimiz (SAV), bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: ‘’Mümin cennete girmeyene kadar, rahata eremez.’’

Yüce Allah Bakara süresi/214'te şöyle buyurur: ‘’Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden Cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluklar, öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki.’’

Allah tarafından en çok sevilen Efendimizdir (SAV). Allah katında en çok cefa çeken de yine odur. Allah sevdiği kuluna sıkıntı verir. Taki günahlarını bu alemde temizlesin. Çünkü Allah’ın adil sıfatı vardır. Bu sıkıntılar başa geldiğinde şikayet edip, haşa Allah’ı töhmet altına sokmak, seni Allah’tan uzaklaştırır. Unutma, yüreğini yakan ateş, Cehennem ateşinin yanında zerre bile sayılmaz. Sabırlı ol, bırak kalbine girmeyi hak etmeyen ne varsa temizlensin. Allah seni seviyor. Sevdiği kulun kalbinde sadece kendi sevgisini ister. Hal böyle iken, sen bütün kalbinle başkasına bağlanıyorsun. Bu gizli şirktir. Tevbe et, bırak yüreğini yakan ateş kalbindeki bütün kirleri temizlesin. Dua ve sabırla Allah’tan yardım iste, sabırlı ol, ağla, ancak bu ağlaman Allah için olsun. Onun sevgisine layık olmaya çalış, haddini aşma, duan kabul olmadı diye şikayet etme. Sen bir kulsun, İhlas sahibi insan kulluk görevini yapar, gerisini efendisine havale eder. Zamanı gelince duan kabul edilir. Senin için hayırlıysa, istediğin verilir. Değilse daha iyisi verilir. Bu alemde verilmezse, ahirette günahlarına kefaret olur. Unutma ki, her şey Allah katında ölçülüdür. Allah kullarına asla zulüm etmez, zulüm ancak başkasının hakkına tecavüz vaki olunca olur. Kadere rıza göster. Kader-i İlahinin sende tecelli etmesini bekle, her sıkıntının sonunda bir ferahlık vardır. Allah’ın emirlerine iyi sarıl, sakın bırakma. Bu duyguyu içinde taşıdığın müddetçe esirgenirsin. her şeyin bir bedeli vardır. Cennetin bedeli, bu dünyada yapılan ibadetler ve çekilen sıkıntılardır. Allah ile ünsiyet kurmanın bedeli, bu dünya ve Cennet sevgisini tamamen kalpten çıkarmaktır. Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: "Dünya mü'mine zindan, kâfire cennettir." Selametle..