Geçtiğimiz hafta sonu ailecek büyük bir üzüntüye gark olduk. Abimin oğlu daha hayatının baharında 19 yaşında gencecik yeğenimi trafik kazasına kurban verdik.

Kullandığı aracı ile Üniversite yolunda seyir halinde iken bir anlık hatasını canıyla ödedi

Kaza sonrası hastanede gözlerini yumdu

Ve o gencecik bedeni kara toprağa verdik.

Kaza anında emniyet kemerini takmış olsaydı belki de şu an hayatta ve yanımızda olurdu

Ve belki de geleceğe dair planlarını yapacaktı.

Ama lakin maalesef kaybettik…

Üzgünüz, acılıyız…

Allah abime ve yengeme sabır versin…

Evlat kaybetmeyi birebir yaşadım…

Rabbim kimseyi evlat acısı ile sınamasın.

Gerçekten zor bir durum…

Pandemiden dolayı taziye bile kuramadık, buna rağmen yine de mesafe, hijyen ve temizliğe riayet ederek, taziye dileklerini iletmek üzere eve gelen misafirleri kısa süreliğine ağırladık

Kimi dostlarda telefon ile arayarak ya da mesaj atarak acımızı paylaştı.

Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu bizzat ziyaretimize gelerek, taziye dileklerini iletti. Kendisine teşekkür ederken, yine Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Sayın Ebubekir Bal, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın ve buradan isimlerini sayamadığım çok sayıda dost, arkadaş bizzat arayarak acılarımıza ortak oldu.

Kendilerine çok teşekkür ediyorum…

Dostlar acılarda belli olur ki nitekim öyle de oldu.

Diyeceğim o ki acılarda ve sevinçlerde ortak değerlerimiz gün yüzüne çıkıyor.

Pandemiye rağmen insanlar halen insani duygularını kaybetmediklerini de gördük.

İçimiz kan ağlasa da hayat devam ediyor…

Maalesef…

Her şeye rağmen devam eden hayatın bir gün biteceğini bilerek hareket etmek lazım…

Başımız sağ olsun!

***

Her şey iyi niyetle başlamıştı oysa…

İlk kez bir AK Parti yönetimi Diyarbakır’ın sorunlarına çözüm için kolları sıvadı.

Sorunlara siyasetten değil, ekonomik ve kültürel alanda da bakıyordu.

Valilik ve Büyükşehir Belediyesi ile diğer belediyelerin çalışmalarını yakından takip etmeye, projelerine katkı sunmaya başlamıştı.

Mevcut sorunların çözümü için bürokrasi ayağını kolaylaştıracak, projelerin önündeki ekonomik engelleri ortadan kaldıracaktı. 

Biri siyasetten, diğeri de bürokratik anlamda işi takip edecekti.

Diyorlar ya güzel şeyler çabuk bitiyor diye…

Geçtiğimiz gün AK Parti İl Teşkilatının Diyarbakır Valiliği ziyaret sırasında yaşanan kriz kentin gündeminde…

Bu ziyarette yaşanan krizler ilgili çeşitli iddialar gündeme geldi, nitekim bu iddialar doğru da olsa biri hükümetin siyasi kanadı diğeri de bürokrasinin kanadı.

Krizin gereği yapılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, bizim krizlerden çok memlekete hizmete ihtiyacımız var.

***

Bakanlar Kurulu kabinesinde Sayın Erdoğan, 29 Nisan’da başlayıp 17 Mayıs’a dek sürecek tam kapanma kararı verdi.

Sağlık açısından bence çok iyi bir karar ancak ekonomik anlamda yeni krizlere gebe bir karar.

Ekonomi STK’larından kapanma ile ilgili serzenişlerin ardı arkası kesilmiyor

Alınan kararın ekonomik ayağının da oluşturulması illaki şart…

Şart ama nasıl yapılacak? Ya da ekonomik anlamda tedbirler alınacak mı?

Tam kapanmaya destek vermekle birlikte çekinceler de dile getirildi.

Başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere ilgili kurumlarla ve odalar gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik önerilerini sıraladı.

Öneriler şöyle;

“Tam kapanma döneminde ‘Kapanma Desteği’ ekonomik paketi devreye sokulmalıdır.

Bu paket kapsamında şirketlere mali yardım ve kira yardımının yanı sıra yerel ekonomiye desteği içerecek bir mali destek verilmelidir.

Mali destek kapsamında tüm Vergi-SGK ödemeleri, bankalardaki kredi ve kredi kartı borçları, en az 3 ay faizsiz ötelenmesi ve ertelenmelidir.

KGF Destekli, düşük faizli kredi desteğinin sağlanması

Mayıs ayı vadeli çek ve senetlerin 30 Haziran 2021 tarihine kadar ertelenmelidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu 13. Maddesine göre mücbir sebep ilan edilerek tüm beyan, bildirim ve ödemelerin Ekim 2021 tarihine kadar ertelenmesi,

Düşük faizli çek ve senet ödeme kredi imkânları sağlanmalıdır”

Hükümetin ya da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu talepleri gözardı etmemesi gerekir.

Aksi halde zaten büyük bir krizden olan küçük ve büyük ölçekli esnaflar ve şirketler kapanma ya da iflas ile karşı karşıya gelir.

Hükümetin bu taleplere kulak kabartması gerekiyor!

Aksini düşünmek bile istemiyorum…

Kalın sağlıcakla…