28 Şubat mağdurlarının Eski Başbakanlardan merhum Mesut Yılmaz hassasiyetlerini adının bir caddeye verilmesiyle bir kez daha şahit olduk.

Geçtiğimiz gün Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın adını Kayapınar İlçesindeki bir caddeye verilmesiyle bu hassasiyet (!) yeniden görüldü.

Bu ismin neden verildiğine yönelik tartışmalara girmeyeceğim; ama büyük bir tepkinin olduğunu sağır sultan bile duydu.

Sosyal medyada paylaşımlara yapılan yorumlardan bunu görüyoruz.

Oldukça büyük bir tepki var!

Özellikle yazdığım gibi 28 Şubat mağdurları ve ailelerinden…

Ama bu tepkinin karşılığı ne olur bilmiyorum…

Merhum Mesut Yılmaz’ın adı caddeden geri alınır mı?

Büyükşehir Belediyesi’nin geri adım atacağına pek de ihtimal vermediğimi belirterek, ileri ki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Tepkilerin ana kaynağı, Mesut Yılmaz’ın 28 Şubat’ta yaşanan mağduriyetlerin sorumlusu ya da baş aktörü olarak görülmesidir.

Peki; Yılmaz o süreçte nasıl bir rol oynamıştı!

Gelin hep birlikte okuyalım;

“28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu kararları öncesi ve sonrasında Refahyol hükümetinin iktidardan gitmesi için çabalayan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın oynadığı rol ara rejimin başbakanı olarak son buldu. Yılmaz, 28 Şubat MGK'sı öncesinde ve sonrasında yaptığı açıklamalar ile adeta halkı 'darbe geliyor, bu hükümet gitmezse darbe olacak' mesajları verdi. Yaptığı açıklamalar ile vatandaşı darbeyle korkutan Yılmaz, kendisinin başbakanlığında bir hükümetin kurulması yönünde açıktan mesajlar verdi. Milletin verdiği oylarla kurulan meşru hükümete karşı uygulanan baskının karşısında yer almayarak, demokrasinin yara almasına neden oldu. 28 Şubat'ın emir eri gibi çalışan Başbakan Mesut Yılmaz, imam hatiplerin orta kısmının kaldırılmasıyla ilgili olarak verdiği bir demeçte İmam Hatiplileri 'yarasa' olarak niteleyerek muhafazakar kesimin büyük bir tepkisini toplamıştı”

İmam Hatiplileri Yarasa olarak nitelendirilen, 28 Şubat’ın Emir eri gibi çalışan bir Genel Başkan’dan söz ediliyor!

İmam hatiplerin iktidar da olduğu bir hükümetin mevcut olduğu bir süreçte adının verilmesi bence de çok yerinde olmadığını belirtmek istiyorum.

Ve bu kararın bir kez daha gözden geçirilmesinden fayda olacağını da ifade ediyorum.

Şimdi gelelim, vatandaşların sosyal medya da yapılan paylaşımlara yaptıkları yorumlara;

Oldukça tepkili ve tümü de 28 Şubat mağdurları ya da yakınları…

Mağduru da olmayanı da pek de iyi bahsetmiyor Merhum hakkında…

İşte, Eski Başbakan ANAP Genel Başkanı merhum Mesut Yılmaz’ın adının caddeye verilmesine yönelik gösterilen tepki yorumları;

“Biz Mesut Yılmaz'ı 28 Şubat ve o dönemde bölgede özellikle Diyarbakır’da İslami faaliyetinden ve camilerde Kur'an-ı Kerim dersi vermekten dolayı gece yarısı kapıları kırılarak en vahşi şekilde gözaltına alınan âlimler'e Dindar insanlara yapılan zulüm ve baskı ile hatırlıyoruz”

“Ne alaka yani Mesut Yılmaz, bu zatın Diyarbakır hafızasında pek iyi yeri yok. Gereksiz olmuş. Misal Rize’de Abdulkadir Aksu Caddesi var mı?

“Diyarbakır'da, Peygamberler ve Sahabeler şehrinde bir kumarbazın, İslam düşmanının isminin bir Caddeye verilmesini doğru bulmuyoruz.28 Şubat karanlığını temsil eden biriydi”

“28 Şubat sürecinde İmam Hatip okullarını "Siyasi hayatıma mal olsa bile kapatacağım" diyerek kapatan biriydi”

“Zihniyet aynı, Ahmet değişir Mehmet gelir. Sayın cumhurbaşkanımız biz 28 Şubat kalıntılarıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz diyordu, valisi hatıraları yad etmek için ismini caddeye veriyor. Bu ne yaman çelişki, kaybolan 11 yılımı kim anacak sayın Vali? İncittiniz”

“Sayın Valim bize 28 Şubat’ı yaşatan, imam hatiplerin kapısına kilit vuran birinin Diyarbakır’da bir caddeye isminin verilmesini istemiyoruz... Bu geçmiş dönemde başbakan olsa da... Bu bizleri rahatsız ediyor..”

“Sayın vali Allah rahmet eylesin. Fakat Kıbrıs’ta kumardan kazandığını Diyarbakır halkına bir kuruşu bile fayda olmamış birinin ismine ne gerek vardı...”

“Mesut Yılmaz’ın Diyarbakırlıya ne gibi bir faydası olmuş. Ben bir şey hatırlamıyorum, hatırlayan var mı? Rize valisi Rize’ye bir Diyarbakırlının adını verdiği olmuş mu?”

“Diyarbakır’ın sahabeleri peygamberleri sanatçıları evliyalarına ne olmuş ki Diyarbakırlının hafızasında karanlık bir yer kaplayan gereksiz bir adamın ismi veriliyor caddelerimize. Hem de daha önce Kürtçe bir ismi olan caddeye, pek manidar doğrusu”

“Mesut Yılmaz’a Allah rahmet etsin. Yalnız Diyarbakır’a ne bir eseri nede bir hizmeti olmuştur ismi Diyarbakır bir caddeye vermesi bence bir anlam taşımıyor diye düşünüyorum”

“Sayın valim, 28 Şubat mimarlarının hatıralarını yaşatmak biz mağdurlara yapılmış en büyük hakarettir. Siyasi hayatıma mal olsa bile imam hatipleri kapatırım diyen birinin hatırasını canlı tutmak velev ki vefat etmiş olsa bile bize yapılan bir hakarettir”

Evet, hep birlikte okuduk mağdurların tepkilerini ve şikayetlerini…

Artık bundan sonrası İl Valisi Sayın Münir Karaloğlu’nda ve Büyükşehir Belediyesi Meclisinde...

Umarım bunca yapılan hizmetler böylesi bir gündeme kurban edilmez…

Çünkü Diyarbakır’ın kaybedecek bir saniyesi bile yoktur.