İnsanlıktan nasiplenmemiş ve hayvanlardan daha aşağı derekelerde bulunan bu insanlar, Kur’an a karşı olan öfkesi, aslında diğer dinlere karşı da aynı saygısızlığın bir ifadesidir. İslam dinine yapılan hakaret diğer dinlere ve inançlara yapılmış bir hakarettir. Diğer dinlere karşı aynı cesareti göstermediği için hıncını Kur’an ı yakmakla tüm semavi dinlere karşı içindeki vahşeti kusarak ortaya koymuşlardır.

                  Bu toplumun yarısı dinsizliğe doğru gitmektedir. Orada bulunan Müslümanlarda Kur ’anı yaşamadığı için pasif ve etkinliğini ortaya koyamayan insanlar olmalıdırlar ki bu inançsızlarda meydanı boş bulmuşlar. Ya da bunların korkuları insanlar gittikçe Müslüman olmasından dolayı onlara da gözdağı vermek amacıyla böyle bir yöntemi uygulamış olabilirler. Ancak bu ülkenin yönetimi de İnan’ca ve insanların değer yargılarına karşı saygısız bir topluluk olduğu Kur’an’a yapılan saygısızlıktan anlaşılmaktadır.

                Bu konuda İslam’ın koyduğu kural her inanç sahibin ders alması gerektiğini düşünüyorum. “Allah’tan başkasına tapanlara kötü söz söylemeyin; sonra onlar da bilmeden, taşkınlık yaparak Allah hakkında kötü sözler söylerler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini çekici gösterdik. Sonunda dönüşleri rablerinedir. Artık O, ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.”(Enam süresi ayet108) Vurgusu yapılmıştır. Onun için hiçbir Müslüman başkasının inancına saygısızlık yapamaz. Bu insanlar insanlıktan haberi olmayan kâfirlerin ta kendileridir. Ancak bağlı bulunduğu devletlerin bu konuda yanlış yapma ve yanlışa müsaade etme lüksüne sahip değildir. İşte İsveç devletinin demokratik ve medeni bir ülke olmadığını hukukun işletilmediği, medeniyeti ve insanlığının olmadığını bu davranışlarıyla ortaya sergilemiştir. Uluslararası Mahkemede yargılanmalıdır. Eğer gerçekten uluslararası bir mahkeme varsa. Kur ’anın mesajları karşısında kendi zaafını ve görgüsüzlüğünün farkına varınca şok olmuş olacaklar ki çareyi Kur’an’ı yakmakla çözüme kavuşacağını inanmışlar.

         “ Onlar Allah'ın nûrunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek istiyorlar. Allah ise, kâfirler hiçbir zaman hoşlanmasa da, nûrunu mutlaka tamamlamak istiyor”. (Tövbe süresi 32)

          Yukarıdaki ayet bu durumu açıklamaktadır. O kâfirler Allah’ın nurunu ortadan kaldırmaya çalışsa da kaldıramazlar ancak kendi cehennem ateşine, odun taşımış olurlar.

                Allah’ın nurunu kimse söndüremez ancak onlar kendi, hayvanlığını, aşağılık mahlûklar olduğunu bir kez daha göstermişlerdir. İnsanlıktan nasiplenmemiş vahşi bir topluluk olduğunu ispatlayarak göstermiş oldular. Kur’an da ve İslam’ da habersiz yaşayan insanlarında uyanmasına ve Müslüman olmasına vesile olacaktır inşallah. Bu aynı zamanda Müslüman ülkelerinde İslam’ı ve Kur’an’ın mesajları doğrultusunda yeniden yaşamlarını dizayn etmesine vesile olmasını diliyorum.

                Bugün NATO’ya üye olmak isteyen bu ülkenin bu hayasızca yapılan tavrının karşısında tüm ülkelerin tavır almaları gerekirdi.  Yapacakları ilk İş’te protesto edilmek ve NATO’ya almamak olacaktır. Çünkü her insanın bir inancı vardır. İnanca saygısızlık, tüm insanlığa saygısızlıktır. Tüm insanlığa saygısızlık yapan bu ülkenin NATO’ ya alınması NATO anlamını yetirmiş olacaktır. İnsanlığı verdiği değeri merkeze alan bir topluluğun, tüm insani değerlere saygısızlığı ön plana alan böyle bir ülkenin cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum.  Bu ceza insanlığa saygı adına yapılacak ve medeni ülkelerin bunlara vereceği bir ceza olmalıdır diye düşünüyorum.                                                                                                                                                                  Ali LALE