Bugun...


Sinan Şahabettin Altmışkara

facebook-paylas
Lozan’ın yüzüncü yılı ve 15 Temmuz Darbe Girişimi
Tarih: 14-07-2021 00:03:00 Güncelleme: 14-07-2021 00:03:00


ABD CIA görevlisi Ortadoğu şefi Graham Fuller, yeni Türkiye tespitlerinde 2023’ün öneminden söz etmiş ve ‘Türkiye kontrolden çıktı mı?’ başlıklı bir yazı kaleme almıştı. FETÖ elebaşı Gülen’in ABD’ye yerleşmesi sürecinde oturma izni alması için tavsiye mektubu yazan Fuller’in 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isim olduğu öne sürülmüş ve hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Şu an Kanada‘da Simon Fraser Üniversitesinde ders veren Fuller, İslam coğrafyası üzerine makaleler ve kitaplar yazarak görevine devam etmektedir.

  Graham Fuller mezkûr makalede Türkiye’nin İslam dünyasındaki rolünü değerlendirirken; “ABD ve Avrupa politik çevrelerinde Türkiye’nin kontrolden çıktığı konusunda, hemfikir olduklarını iddia etmektedir. Yazının devamında, ABD buna inanmalıdır ve Türkiye’yi kontrol edebilme açısından, ABD, AB, NATO ve hatta Rusya ile Çin’de hüsrana uğrayabilir. Ayrıca Batı, Türkiye’nin ne olmasını istediği değil, Türkiye’nin dünyadaki kendi yerini nasıl gördüğüne bakmalıdır” yorumunu yapmaktadır. Makalede en çok dikkat çeken tespit ise Türkiye’nin İslam dünyasındaki rakibi İran değil, Suudi Arabistan’dır ve bu tezini desteklemek için Türk İmparatorluk geleneği, çağdaş jeopolitik vizyonu, Türk İslam anlayışı, Müslüman dünyasına liderlik vizyonu, Avrupa ve Avrasya’da bir güç olarak Türkiye gibi başlıklarla makaleyi beslemiştir. (grahamefuller.com)

   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “2023’te farklı bir Türkiye düşlüyoruz” demişti hatırlarsanız. Bu düş dahi, Kemalizm dönemiyle daralan vizyonun yeniden genişleyeceğini gösteriyordu. Terör elebaşı Abdullah Öcalan avukatları aracılığıyla gazetelere gönderdiği köşe yazısında, “Mustafa Kemal Cumhuriyeti bitmiştir!” derken, 2023 sonrasına atıfta bulunmuş ve taraflara mesaj vermişti.

Bir Metod olarak Tarihe Bilimsel Bakış:

 Lozan antlaşması bittiğinde İsmet İnönü ''100 yıl' kazandık” demişti. Bunun anlamı, İsmet İnönü’nün dediği gibi;  “batı ile 100 yıl kapışmayacağız ya da batı bize 100 yıl daha saldırmayacaktır” sözü destekleyici mahiyettedir.  2023 yılını Lozan’la  irtibatlandırmamızı da sağlayan bu sözler olmuştur.

  1. Meclis milletvekillerinin 288'i yükseköğrenim görmüş, 94'ü orta öğrenim mezunu kişilerden oluşmaktaydı. Meslek dağılımı şu şekildeydi: 162 serbest meslek, 133 devlet memuru, 54 asker, 32 din adamı, 30 aşiret reisi, 7 teknik eleman, 16 sağlık görevlisi, 2 Reji görevlisi. Toplam 378 milletvekilinin 162'si bir veya birden fazla yabancı dil biliyordu. Meclis tablosu bu iken tahmin edilen inkılapların, Lozan’dan sonra yapılan hiçbir inkılapla uzaktan-yakından alakası yoktur.

  Hilafetin kaldırılması, dini hayat ve tedrisatın sona erdirilmesi, bin yılı aşkın kültür ve medeniyet birikiminin tahrip edilmesi gibi meseleleri içine alan inkılapların realize edilmesi taleplerinin, Lozan görüşmelerinden sonra pratiğe geçmesi tesadüf değildir.

 3 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması; "Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmaniye'nin Türkiye Cumhuriyeti Memalik-i Hariciyesine Çıkarılmasına Dair Kanunla hilafet kaldırılmıştır. Hilafet Hareketinin kimin için ciddi bir tehdit unsuru olabileceği kanaati aslında, bize bu hareketi kimin kaldırmak isteyebileceği ihtimalini de açıklamaktadır.

 3 Mart 1924 günü, bir diğer kanunla da Şer'iye ve Evkaf Vekâleti (Bakanlığı) kaldırılmıştır. Şer'iye ve Evkaf Vekâlet’inin kaldırılması sonucu, bu vekâlet tarafından yönetilen okullar(vakıf-dernek) ve medreseler de peşi sıra kapatılmıştır.

  1925 de Tekke ve Zaviyeler kapatılmış.  1930'de ise din, eğitim müfredatından tamamen çıkarılmıştır. 1 Kasım 1928'de Harf İnkılâbı yapılmıştır. Ecdadımızın, ‘bir sabah kara cahil uyandık’ sözleriyle anlatmak istedikleri, bin yıllı aşkın kültürle gelen, Osmanlıca, Arapça, Farsça, Kürtçe dilleri ve edebiyatlarının izleri Anadolu’da yok edilmiştir.

Siyasal Hayatta Tesadüflere Yer Yoktur!

   Lozan görüşmeleri esnasında aktif rol alan en etkili şahıs İstanbul Yahudi eski hahambaşı olan Haim Naum, 1919’da Kahire baş hahamı seçilmiş 1926’ya kadar Paris’te oturmuştu. Özellikle Fransız basınında kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalist akımla ilgili demeç ve röportajları yayımlıyordu. Büyük güçlerin Ankara hükümetiyle barış anlaşmaları imzalamaları için çaba gösteriyordu. 1923’te görevli olmadığı halde Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansı’na katılmış ve daha sonra bu hizmetinden ötürü, Türk hükümeti tarafından ‘EFENDİ’ unvanı verilerek ödüllendirilmiştir.  Haim Naum için Dr. Rıza Nur Kaleme aldığı hatıralarında bu `emrivaki`den şöyle bahseder:

 “Bir müddettir İstanbul eski Hahambaşı Haim Naum, Lozan`da kaldığımız otelde görülmeğe başladı. Baktım bir gün İsmet`le görüşüyor. Ne yapmış, kimi vasıta yapmış bilmem. İsmet`e yanaşmış. Yaman Yahudi!.. Artık İsmet`ten ayrılmıyor. Yemek zamanını biliyor ya, asansörün yanında bizi bekliyor. Derhal İsmet`in koltuğuna giriyor, belinden yakalıyor; o da onun... İsmet`i lüzumu yokken holde dolaştırıyor. Sonra yemek salonunda, İsmet`le şakalaşıyor, gülüyor... Anlaşılıyor ki, herkese: `İsmet benim samimi, teklifsiz arkadaşımdır` diye göstermek istiyor ve gösteriyor. Nihayet bütün Yahudi sırnaşıklığı ile yanaştı. İsmet`in yakasını bırakmıyor... Şimdi odasından da çıkmıyor. İsmet bunu müşavir tayin etti. Yevmiye vermeye de başlamış. Bana da söylemiyor. Heyet–i murahhasa çiftliktir, kullanıyor. Ne diye kandırdı bilmem. Bu sadedil İsmet, Yahudinin dolabına girdi. Derken Hahambaşını soframıza da aldı. Bu vakte kadar sesimi çıkarmamıştım.

   `İsmet`e dedim ki: `Bu Yahudi de başımıza nereden çıktı? Senin böyle bir Yahudi ile laubali görüşmen haysiyetini ve Türk milletinin, heyetinin haysiyetini kırar. Bu kadar yüz verme!` İsmet, bana kızdı... Derken, herif azdıkça azdı. Heyetten şuna buna herkesin içinde kumanda ediyor. Benim önüme de geçip yürüyor. İhtimal İsmet benim sözlerimi ona söyledi... İsmet`e tekrar dedim: `Bu bir Yahudidir. Adi adamdır. Bunun kim bilir ne fena işleri vardır? Bundan bir hayır bekleme!..”

  “Hahambaşı İsmet`e bütün İngiliz ve Fransız ricalini tanıdığını, hepsi ahbabı olduğunu, işleri istediği gibi yaptıracağını söylüyormuş. Tabii İngiliz, Fransız ve İtalyan delegelerine de İsmet`in avucunda olduğunu söylüyordu... Lozan muhitinde dolaşıyor, herkese: `İsmet teklifsiz ahbabımdır, sözümden dışarı çıkmaz” diyormuş..` (Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, c. 3, sh.1049–1050)

 15 Temmuz darbe girişimini icra eden FETÖ yapılanmasının mimarı Fuller’i ve Lozan’a damgasını vuran hahambaşı Haim Naum’un arasındaki bağıntının hikmetini doğru okumakta fayda vardır. Biri yüzyıl önce bizi emperyalizme mahkûm etmiş; yekdiğeri ise yüzyıl sonra bizim emperyalizmden kurtulmamamız için darbe yapmaya teşebbüs etmiştir. Tarih tekerrürden mi yoksa tereddütten mi ibarettir sorusuna en güzel cevabı aziz milletimiz layıkıyla 15 Temmuz’da vermiştir. Tarih okuyanlar ile tarih yazanlar aynı karede fotoğraf vermezler. Hakeza her gün tarih yazılmaktadır. Her gün fitne, fesad ve dezenformasyonlarla türlü oyunlar oynanmaktadır. 2023 sembol bir tarihtir. 1923’ün yüzyıllık tarihini devirdiğimizin resmidir. Yaşadığımız hiçbir olumsuz durum tesadüf değildir. Lalettayin değildir. Doğa boşluk kabul etmiyor. Suni boşluklar oluşturanlar ve var olan boşlukları gören tüm kötü niyetli çevreler; plan, program, taktik ve stratejilerle görevlerini ifa etmektedirler.

  Fikri donukluğu aşmayı başarmış, olgun bir tartışma zemini oluşturmayı amaçlamış, fıtratımızın yeni ufuklara pencere açtığı tertemiz yarınlara yürümek için taassuptan, milliyetçilikten, mezhepçilikten uzak olmamız duasıyla.

 

 



Bu yazı 4103 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI