Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Gönüllere hitap ediyor muyuz?
Tarih: 11-07-2023 00:03:00 Güncelleme: 12-07-2023 23:29:00


Atalarımız, "Yarım elma gönül alma." demişler. Amacımız; gönül kırmak, incitmek, üzmek mi yoksa gönül kazanmak, gönül almak, gönüllere girmek mi olmalı? Hayırlı ve güzel işler yapanları asla unutamayız. Onlar gönlümüzde yer etmiştir.

Gönlümüzü kazanan kişileri unutmamız mümkün değil. Hangi gönül yaranıza kim merhem oldu? Yanan hangi gönlün tütününden sakındınız; bunu düşünmek durumundasınız, düşünmek zorundayız. Bizim gönül yaramıza kimin merhem olduğunu düşüneceğiz, hatırlayacağız, unutmayacağız. Asla unutmayacağız bu iyiliği.

Kimin gönül yarasına merhem olduğumuzu bilip unutacağız hemen ki işe yarasın. Unutmayacağımız asıl konu, elimizden geldiği kadar, bir gönlü perişan etmemeye çalışmak olacak.

Haramın, hilenin, riyanın gönlü karartmaması gerekiyor. Gönül dostlarını başkalarına şikâyet etmemek gerekiyor kesinlikle. Gönül acısını ancak bir dost elinin geçirebileceği fikrinden hareketle gönlü güzel insanlara kapıları kapatmamak, onlarla hemhâl olmak gerekiyor. Öyle olmak gerekiyor ki bizim gönlümüz de güzel olabilsin

Mevlânâ: ‘Dertli insanın gönül evi, duman içindedir; derdini dinlersen o eve bir pencere açmış gibi olursun.’ Önce gönül kazanmak lâzım.

Bir sözün bir gönül yaptığını unutmadan, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın dediği gibi, "Güzel sözler, güzel yüzler, tatlı diller gönüllerde azizdir." diyerek gönüllerde yer edebilmek mümkündür. Temiz bir kalp, zehirli dillerin bozduğunu telafi ediyor.

Öncelikle kendimize şu soruyu soralım: Gönül kazanmak gibi bir derdimiz var mı? Gönül kazanmak için neler yapıyoruz? İnsanların kusurlarını çok çabuk bulmada tecrübeli, ama tamir etmede bir çırak gibiyiz. Bazen kardeşten öte bellediğimiz dostumuzun bize anlatmış olduğu bir sırrı bir hatasını gördüğümüzde sinsi bir şekilde açığa çıkarabiliyor ve gönlünü kırabiliyoruz.

Mevlânâ'nın "Kusur arıyorsan tüm aynalar senindir." sözü her şeyi anlatıyor. Oysaki güzel bir davranış sergilediğimizde veya güzel bir söz söylediğimizde karşındaki kişinin gönlünü kolayca fethedebiliyor, bir demet çiçekle bir kadının gönlünü kazanabiliyoruz.

Peki, bir kişinin gönlüne nasıl girebiliyoruz? Toplum içindeki insanların hatalarını gördüğümüz zaman kolayca yargılıyor, gönlünü kırıyoruz. Bunu yaparken de farkında olmadan gıybet ediyoruz. Zaten arkasından yaptığımız gıybet eğer doğru değilse iftira etmiş oluyoruz.

Oysaki yanlış yaptığımızı biz kendimiz de fark ediyoruz; ama bunu başarmaktan geri durmuyor, gönül kırmaya devam ediyoruz. İnsanların gönlünü kırmak çok kolay, insanları kapıdan kovmak çok basit geliyor. Ama şunu unutmamak gerekir ki bir gün Mevla o kusuru bize de yaptırabilir. Empati kurarak insanların kusurlarını örtmede, Hz. Mevlana’nın dediği gibi, gece gibi olmalıyız.

Kazanmak bize yetmiyor, diğerlerini kaybetmek için adeta bir yarış içerisine giriyoruz. Oysa bir gönül kazanmak, bütün dünyayı kazanmak kadar değerlidir. Gönüllülük, baktığımız şeyde değil, bakışımızda olmalıdır.

Gönül kazanmanın yollarına sevgi tohumları ekmeli ve yeşermesi için tüm inancımızla seferber olmalıyız. Yaşam şartlarımız ve düşüncelerimiz farklı olabilir ama gönül kazanmada her zaman tek ses olmalıyız. Birlik beraberlik içerisinde kusurlarımızı örtmede dost, gönül kazanmada kardeş olmalıyız.



Bu yazı 4192 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI