Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
SEZAİ KARAKOÇ ve BİR KARŞILAŞTIRMA-2
Tarih: 30-06-2023 00:01:00 Güncelleme: 30-06-2023 00:01:00


 

 Mavera’nın bir bölümü Edebiyat’tan kopmuş, bir bölümü de Büyük Doğu’dan gelmiştir. İçlerinde Diriliş’e mensup isimler olmamasına rağmen, kendileri Karakoç’a yabancı değildir. Özellikle şiir alanında Zarifoğlu, Diriliş’e çok şey borçludur. Çünkü şiirleri Karakoç etkisindedir.

1980 sonrasında çeşitlenen bu alandaki ayrışmalar, “aylık dergi” olmak üzere birçok yayın çevresini oluşturmuş ise de çabaların kişilere endeksli oluşu, bu alanda isim yapmış olanların gölgelenmemesi adına gelenek tavrı, uzun dergilerin çıkmasını engellemiştir. Bu eksikliğin nedenlerinden biri de seslenilen çevrenin sanattan ve edebiyattan daima soğuk duruşudur.

Şehirleşmede ön plânda olan elit kesim, beraberinde aldığı destek esintileriyle bu tarz çıkışları, fikir akımlarını daima engellemek istemiştir, gazetelerin işi başka mecralara çekmesi, verilen konferanslar, dinamo isimlerin maddî açıdan desteklenmemesi, mevcut olanla barışma ve böylelikle ayakta durma isteğinin olmaması, seslenmenin bir çerçevede aksini bulmamasına sebep olmuştur. Bu alandaki isimler, kendilerinin varlıkları etrafında kitleleri sürüklemek istemişlerdir. Bu da elbette bir noktaya kadardır.

Kemikleşmiş bir yapının olmayışı, seslenilen kesimin daha çok kırsal alanda oluşu, yılların birikimi ile ortaya çıkanların aynı zamanda dinî ritüelleri de beraberinde taşıması, zaman içinde isim yokluğu sebebiyle alternatifsiz oluş, edebiyatçıların edebiyat dışındaki alanlarla da uğraşmasına sebep olmuştur.

Kısakürek, bazen fikrinin ideoloğu olarak sahnededir, tiyatro eseri kaleme alır, şairdir, felsefecidir, öykücüdür, tarihçidir, politikacıdır, gazetecidir, yayıncıdır, akademisyendir.

Tek başına bu kadar alanla uğraşan başka bir isim bulmak zordur, belirttiğimiz çerçevede.

 Bazen dinî alanlarda kitaplar yazan âlimdir.

Pakdil’de dergicilik, tiyatro eseri, şiir, tercüme, deneme, notlar, öykü etrafında derli-toplu bir görüntü vardır.

Bu daha çok, ileride kıymeti anlaşılabilecek bir akımdır.

 Karakoç aynen Kısakürek gibi dinî alanlar (Fikrî eserler) dahil olmak üzere biraz daha itinalı görüntü çizer.

Onun eserleri, ne kavgacı yapısı ile NFK benzeridir, ne de fikirden çok işi sanata yönelten Pakdil’e benzer.

Karakoç, Anadolu’da tek başına düşündüğünü gerçekleştirmek ister.

Onun düşüncesi her yerleşim alanında bir Diriliş insanı yetiştirmektir.

Bu üç isimden konumuz olan Karakoç, ne yazık ki “Mona Roza” denilince hakkı teslim edilen şair olarak bilinir; Necip Fazıl’ın “Kaldırımlar Şairi” olarak tanıtılması gibi. Fakat şaire yapılan haksızlık, adeta cevap bekleyen bir tarzda yoğunlaşsa da Karakoç, daima suskunluğunu bozmamıştır.

Karakoç, kimilerince yok bilinmiş, kimilerince satır aralarında ismen hatırlatılmış, bazılarınca kendi çerçevelerine alınmamıştır.

Coşkun nehirler, hiçbir zaman sed kabul etmez.

Önlerine vurulmak istenen engeller, sonuçta ortadan kalkar.

Karakoç, bu yapıda bir isimdir.

Bu üç ismin beslendiği kaynak, -kabul edilir veya edilmez- Mehmet Akif’tir.

Her üç şair-yazar-fikir adamı, Mehmet Akif çizgisinde gelişen yolda yetişmiştir.

Mehmet Akif, Osmanlı Dönemi’nde oluşturduğu intiba ve geliştirdiği çizgi ile dergicilik yönü, polemik anlayışı, hitabet yönü, İslamî çerçevede bilgisi, şairlik cephesi, makale yazma, olayları hikâye etme ve tüm bunları fikirle bir arada verme tavrıyla üç isme zemin hazırlamıştır: Kısakürek, Pakdil, Karakoç.

Bunu öne sürmemiz belki başkası için iddia olabilir. Lakin doğrusu da budur. Bunu yaşayan Pakdil de Karakoç ta reddetmez.

Kısakürek polemikçi iken Karakoç ve Pakdil, polemikten uzak durmuştur; Edebiyat’ta Pakdil’in bir-iki polemiği hariç.

Kısakürek, Borazan, Ağaç ve Büyük Doğu’da yazmak isteyen birçok isme sayfalarını açar.

 Aziz Nesin’den Oktay Akbal’a uzayan çizgide birçok imzayı tanıtır, yayıncı çevresine.

 

 Karakoç, İslamî çevre dışında başka şairlerle yazarlarla bir arada bulunmuştur.

Cemal Süreyya olmak üzere birçok arkadaşı vardır.

 Karakoç’un şiirleri Diriliş öncesinde yer yer yayınlanmıştır. Yine de Diriliş’te imza sayısında azlık vardır ve imza sahipleri aynı çizgidedirler.

 Pakdil, etrafındaki isimleri seçer, kendi kozasını kendisi örer. Edebiyat’ta farklı çizgiden isimler bulunmaz. Bu bazen ”Birkaç imza ile dergi çıkartılıyor.” eleştirisini gündeme getirir. Edebiyat, bu tarz çizgisini kesinlikle terk etmez.

Her üç isim için de dergiler özel sayılar çıkartmıştır. Hatta Yedi İklim Dergisi Sezai Karakoç için iki özel sayı çıkartmıştır. Aynı biçimde Necip Fazıl ile Nuri Pakdil için özel sayı çıkmıştır. Türk Edebiyatı, Kısakürek ve Karakoç için özel dosyalar hazırlamıştır.

İsmini zikretmediğimiz birçok dergi, benzer dosyaları yayınlamıştır.



Bu yazı 3299 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI