Vatandaşlar her gün belediyelerin asli görevleri olan ilaçlama çöp toplama gibi en basit hizmetlerini dahi şikâyet ediyor. Halkın en çok şikâyet ettiği konu ise haşereler ve patlayan kanalizasyon borularından caddelere akan pis sular, bütün şehrin ortak konusu ise kaldırım işgalleri.

Dün kaldırım işgali ilgi olarak yetkileri uyardık. Belediyelerin vatandaşa hizmet etmesi gerekiyor bizim aramamız dahi yakışık değil dedik. Ama Diyarbakır’da tam tersine kayyum ile yönetilen belediyelerin daha güçlü olması gerekmez mi?

Diyarbakır halkın sorunların çözme noktasında yetersiz olan özellikle Kayyum ile yönetilen belediyeler. En kötüsünde Halk  belediyelerin birimlerini nereye şikayet edeceğini bilmiyor. Kimden yardım isteyeceği konusunda bilgisiz. Her gün gazetenize imdat çığlıkları geliyor. Biz bunca sorunu dile getirmeye muktedir isek belediye de birim sorumluları ne yapıyor? Kayyumlar bu personellerini nasıl denetliyor? Kâğıt üzerinde iş yaptıkları aşikâr fakat bu kandırmacayı kim yapıyor veya kim müsaade ediyor?

Anlaşılan o ki Belediye başkan vekilleri birim sorumluları için de galiba kör, sağır çığlık atan vatandaşlar için de birileri adeta üç maymunu oynuyor.

Diyarbakır’da 110 haneli köyü pireler istila etmiş. Köylerin şikâyet etmediği makam kalmamış. Muhtar dahi bize "bizleri kurtarın" diyorsa herkes bir görevini sorgulasın. Biz gazeteciyiz. Halkın sorunlarını elbet dile getireceğiz fakat Belediyelerin yapması gerektiği işleri biz söylerken dahi utanıyoruz.

Mahallesi sakinleri, sabahları kendi imkanlarıyla ilaçlama yaptıklarını, akşamları da meskûn yerleri yıkamak suretiyle mücadele etmeye çalıştıklarını ancak pirelerle baş edemediklerini anlatıyorlar.

Kırsal mahalle sakinleri, ilçe belediyesine haber verdiklerini ancak henüz bir adımın atılmadığını ifade ediyorlar. Keçi besiciliği yapan ailelerde yoğun olarak görüldüğü belirtilen pireler yüzünden tüm çocuklarda kaşıntının baş gösterdiği, bunun sonucu olarak da vücutlarında yaralar oluştuğu ifade ediliyor.

Mezra sakinlerinin iddialarına göre, Akkoyunlu Mahallesinin kanalizasyon gideri tarımsal faaliyet yürüttükleri alana aktığından kötü kokuyla beraber hastalıkların da baş gösterdiği, hayvanların su ihtiyacını karşıladığı gölet ve akıntılarında durumdan olumsuz etkilendiği de belirtiliyor.

İddialara göre söz konusu duruma ilişkin görüşme sağladıkları DİSKİ'nin şu ana kadar herhangi bir müdahalede bulunmadığı ifade ediliyor.

Vatandaşlar, Çocuklarımız bu sudan hastalanıyor, sineklerden kapı-penceremizi açamaz olduk.

Daha önce burada piknik yapan aileler kokudan suya yaklaşamaz oldu. Su kanalının yerleşim alanı yakınından geçmesi nedeniyle geceleri sinek ve sivrisineklerden uyuyamıyoruz. diyorlar da;

Bizlerde kendilerine Büyük Şehir belediyesi daha tan karşısındaki binanın altında bulunan iki ayrı çay ocağının caddeye kadar attığı kürsüleri göremiyor demekten kendimizi alamıyoruz. Yenişehir de ki bilgi evi önündeki engelli rampaları dahi masa sandalye ile kapatılmış. Hayvan pazarını kaldırdık demişlerdi adamlar kaldırıma yeni bölmeler inşa ediyorlardı bu gün. Bağlarda Koşuyolu’nda ofiste her binanın altında ya çayhane yâda kıraathane var. Kaldırımlar hep kursu masa. Kimse denetlemiyor diye Bim a101 şok bile bazı yerlerde dışarıya malzeme atıyor.

Artık bu şehrin çivisi çıkmış durumda.

Ahlak kalmadı bunu bilerek ve isteyerek yaygınlaştırıyorlar

Diyoruz diyoruz da ne oluyor?

Ama Seçim zamanları da neden kaybediyoruz diyorlar?