Bugun...


FESİH BOZAN

facebook-paylas
Seçim değerlendirmesi 2
Tarih: 22-05-2023 00:01:00 Güncelleme: 22-05-2023 00:01:00


Akp ve cumhur ittifakı sandığına oy taşıyanlar

- ABD ve Avrupa’nın bazı yayın organlarının Erdoğan’a karşı açıklamalarda bulunması: Bunu Erdoğan ve bileşenleri “Bakın ABD ve Avrupa’da bize karşı” diye meydanlarda çok kullandı vatandaşı da kısmen inandırdı. Halbuki ABD de Avrupa ülkeleri de Erdoğan’ın gitmesini istemezler. Ülkesini kendilerine pazar haline getirmiş Erdoğan gibi bir lideri nerede bulacaklar?

Abd ve Ab ülkelerinin en çok işbirliği yaptığı lider Erdoğan’dır. Onun hiç gitmesini ister mi? Elbette karşı imiş gibi açıklamalar yapıp, aslında kendisini desteklemek istemişlerdir. Cebindeki sigara, sofradaki şeker, mercimek, nohut, et… bu ülkelerden ithal edilmiyor mu? Adamlar kendileri için altın yumurtlayan bir tavuğu neden kesinler?

- PKK’nın önde gelen liderlerinden Duran Kalkan, Bese Hozat ve diğer bazı PKK yöneticilerinin Erdoğan'ın aleyhine Kılıçdaroğlu'nun lehine yaptıkları bazı açıklamalar: Kılıçdaroğlu’nun ilgi ve dahlinin bulunmasının mümkün olmadığı bu açıklamaların Kılıçdaroğlu'na değil Erdoğan'a yaradığını on yaşındaki bir çocuk bile biliyorken bu tür açıklamaları neden yaparlar? Bence Erdoğan'ın gitmesini istemeyen ABD'nin talimatıyla bu tür açıklamaları yapmış olma ihtimalleri yüksektir.

- HDP’li Sırrı Sakık, Ahmet Türk ve bazı Milletvekili adaylarının açıklamaları: "Gizli görüşmeler açıklansın", "15 Mayısta zindanların kapıları açılacak", "15 Mayısta Apo serbest bırakılacak" gibi olmayan sözler üzerinden Erdoğan ve bileşenlerinin eline malzeme vererek, Milletin kafasında yeni sorulara, yanlış anlaşılmalara ve tedirginliklere sebep olmuştur. Bu siyasetçiler, bu açıklamaların kime yarayacağını, Erdoğan ve Bileşenlerinin bunu meydan meydan kullanacaklarını bilmiyorlar mı? ABD, AB, PKK ve bazı HDP’lilerin yaptıkları açıklamalarıyla, AKP’nin eline malzeme vermiş olmaları ve milliyetçi duyguları öne çıkarıp lehlerine oy kullanmasına sebep oldukları için, Erdoğan ve Cumhur İttifakının, ABD, AB, PKK ve bu HDP’lilere teşekkür borcu vardır.

- Ayrıca, HDP’nin başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakının, Kılıçdaroğlu lehine aday çıkarmaması ve destek açıklamasını Erdoğan ve ekibi tarafından çok kullanmıştır. HDP’nin şartsız ve pazarlıksız böyle bir karar vermesi, elbette takdir edilecek bir karardır. Ama karşıda, kendileriyle beraber olmayan herkesi terörize ve hain ilan eden, “parti bekaları” için her şeyi suistimal eden bir AKP ve Cumhur İttifakı bileşenlerinin olduğunu unutmamak gerekirdi. Belki HDP adayını açıklayıp son iki günde geri çekseydi veya düşük profilli bir aday çıkarmış olsaydı, stratejik anlamda daha doğru ve Erdoğan’ın bu kadar suistimal etmesine fırsat verilmemiş olurdu.

- Alim, Şeyh, Tarikat, Dernek ve Vakıfların Erdoğan'ın lehine çağrı yapmaları: Müslüman ve muhafazakar bir toplum olarak, alim, şeyh ve tarikat büyüklerine büyük saygı ve hürmetimiz vardır. Bunların, Erdoğan lehine yaptıkları çağrının belli kesimler üzerinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Güya İslam'i hassasiyetlerinden dolayı açıklama yapan bu alim, şeyh, tarikat, cemaat ve oluşumların;

- Erdoğan’ın “daha Başbakan olmadan Bush’la anlaştığını” itiraf etmesi, “BOP Eş Başkanı” olurken, “Yahudi lobileri ile görüşüp ödül alırken”, “İsrail’le anlaşmalar yaparken”, “Mavi Marmara davasını satarken”, “D8'i işlevsiz hale getirirken”, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- Erdoğan'ın Irakta 1,5 Milyon Iraklıyı katleden ve milyonlarca Iraklı bacımıza tecavüz eden ve askerlerimizin başına çuval geçiren büyük şeytan ve işgalci ABD’nin “Irak’ta başarısına dua ederken”, “İsrail’in güvenliğine teminat verirken”, “Kudüs’ün İsrail'in Başkenti olarak onaylarken” bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- Her cuma hutbesinde bize adaleti hatırlatan bu alim ve şeyhlerin yaşanan hukuksuzluk ve adaletsizliklere karşı bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- AKP’nin din istismarına, yolsuzluk, rüşvet, torpil, israf ve çetelerle iş tutma iddialarına karşı bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- Erdoğan ve Bileşenlerinin yıllardır kullandığı kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici dilin tehlikeli olduğunu, milletimizin birlik ve beraberliğine zarar verdiğini, yalan ve iftiralara dayalı bu dilin İslami ahlaka sığmadığını, bu uslüptan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini, bu seçimlerin, devleti yönetmeye aday olan, farklı programlara sahip partiler arasında bir tercih olduğunu, iman/küfür seçimi olmadığına dair, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- Temel hedefi "İslam Birliği" “adil düzen” “üretim” ve “Yaşanabilir adil bir Türkiye ve Dünya” olan Erbakan'a ihanet ederek "Avrupa Birliğini" ve “Küresel emperyalist ülkelerle” çalışmayı tercih eden Erdoğan’a karşı, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların, Erbakan’ı destekleyen bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- “Faiz alıp vermek Allah ve Resulüne savaş açmaktır” ayetine rağmen, Erdoğan’ın hazırladığı bütün ekonomik paketlerin faizli olması ve bunu vatandaşa müjde olarak sunmasına, vatandaşı faize teşvik etmesine karşı, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- İsraf, yolsuzluk, rüşvet, torpil, kul hakkı yeme, mafya liderleriyle işbirliği, hukuksuzluk ve adaletsizlik, yalan ve talan iddialarıyla anılır hale gelen bu iktidara karşı, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

- Erdoğan, Bakanları ve Partililerinin, din, iman, ezan ve Kuran üzerinden dini istismar etmelerine, camilerde miting yapmalarına, cami alanlarına afiş ve branda asılmasına karşı, bu alim, şeyh, tarikat, cemaat, vakıf ve oluşumların bir açıklama yaptıklarını duymadık,

Elbette bütün bunlara karşı suskun kalmalarının ve bunların devamını sağlayacak destek çağrılarının mahşer günü bir hesaba olacaktır.

Diğer yandan, hepimizin şahit olduğu gibi, seçim süreci adil şartlarda yapılmamıştır. Şöyle ki;

Aday olan Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak Devletin bütün güç ve imkanlarını kullanarak seçim çalışmalarını yapmış, yetmemiş, Bakanlarının her birini farklı illerde liste başı yaparak, bütün Bakanlıkların yetki ve imkanlarını kullandırmak suretiyle, bir seçim süreci götürmüştür. Devlet bütçesinin, “Ocak-Nisan döneminde 382,5 milyar lira açık vermesi bunu göstermektedir.

Ve yine, “terör örgütlerinin ve devletlerinin desteğinin” olduğu yalan, iftira ve karalamaya dayalı kirli, haksız ve adil olmayan bir seçim süreci götürmüştür.  Kontrolü altında bulunan başta TRT ve Anadolu Ajansı olmak üzere yandaş medya gücüyle oluşturulan algı ve manipülasyonlara rağmen, vatandaşın yüzde 50+1 desteğini alamamış, seçim ikinci tura kalmış ve AKP 7 puan kaybederek yüzde 35'lere düşmüştür.

Dolaysıyla, bence seçimin gerçek galibi devletin gücü kullanılarak oluşturulan algı ve manipülasyondur. Çünkü AKP ve Erdoğan’ın 21 yıldır en başarılı olduğu alan hizmetler değil “algı ve manipülasyon” alanıdır.

28 Mayısta Milletimizin önüne değişimden yana ve bütün bu sıkıntılara son verecek bir fırsat daha konulmuştur. Vatandaşlarımızın istiklal ve istikbalimizi tehlikeye koymuş Erdoğan ve iktidarını gönderip, Saadet Partisinin de içinde bulunduğu, istişare, ortak akıl ve ortak yönetimin adayı olan, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ve değişimden yana bu fırsatı kullanacaklarına inanıyorum.

 

Vesselam



Bu yazı 2588 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI