BİZİMKIDE KISSADAN HİSSE İŞTE
Demokratik Ükelerde Siyasi Partiler Sistemin olmazsa olmazlarındandır..
Mesele Türk siyasi hayatında Yeni bir partinin kurulup kurulmaması meselesi değil. Zira Türkiyede malum, onlarca parti kurulmuş; kimisi yaşadığımız ülkenin siyasi kaderine damgasını vurmuş kimisi tarih sayfaları arasında kaybolup gitmiştir..
Sayın Ahmet Davutoğlu nun parti kurması ile ilgili basında yeteri kadar yorum yapıldı. Davutoğlunun Stratejik derinliğini okumamış seçmenlerin kafasında bile Davutoğlu ve gelecek partisi ile ilgili Olası bir seçimde Hangi orana karşılık gelebileceği konusunda bir şablon oluştuğu kanaatindeyim..
Bunları Yazmanın ve bu parti şöyle, bu partinin kurucuları Falanmış, Filanmış, şöyle veya böyle demenin Bu aşamadan sonra hiç bir kıymeti harbiyeside yok sanırım..
Acizane, benim aklıma ilk gelen, Davutoğlunun parti genel başkanlığını ve başbakanlığı, olağanüstü yapılan kongrede Sayın Binali Yıldırım beye devrederken kürsüden yaptığı konuşma geliyor..
Kültürümüzde bir İnsan; söylediği ile fiillerinin birbiriyle tutarlılığı oranınca değerlendirilir..Sayın Davutoğlu için Bu değerlendirmeyi Acizane Şahsım olarak tabiki yapmak durumunda değilim.Haddimde değil..
Ne demişti Sayın Davutoğlu “Cumhurbaşkanı ile aramızda olan insani kardeşlik hukuku.Bu bağlamda hiçbir spekülasyonun, yorumun yapılmasını doğru bulmam. Ben birçok vesilelerle omuz omuza oldum.Bu dostluğu her şeyden daha öne aldım. Daha önce partimizin kuruluş aşamasında birçok görüşmemiz oldu.
Ben verdiğim söze sadığım, Cumhurbaşkanımızla son nefesimekadar vefa ilişkisini sürdüreceğim.Sayın Cumhurbaşkanı aleyhinde tek bir söz şimdiye kadar duyulmadıbundan sonra da duyulmayacak.
Onun onuru benim onurumdur, onun ailesi benim ailemdir.”
Evet böyle demişti sayın Davutoğlu!….
Şaşırıyor insan Değlmi?.
Sayın Davutoğlu Şeytanamı Uydu Diyesi geliyor insanın….
Şeytana uymak demişken
Bizim buralarda Bir mesele anlatılır.. Bu konu ile alakalı değil belki ama aklıma geldi işte..
Buyrun…
İki Diyarbakırlı arkadaş hacca gidiyorlar. Haccın gereklerini yerine getirirken, Minâ’da şeytân taşlamaya sıra geliyor. Bunlardan biri taş atarken, diğeri bekliyor. Taş atan “Sen niye taş atmıyorsun?” diye soruyor. Diğeri de diyor ki “Yahu benım ne alıp vêremedığım var?! Bana birşey yapmamış ki ne diye ona taş atayım!..”
Zaman geçiyor, Müzdelife’de kaldıkları gece, şeytâna taş atmayan arkadaş, uyurken rüyâ görüyor. Rüyâsında şeytân görünüyor. Ona diyor ki:
“-Yav sana helal olsun! Sen bugün bana büyük bir iyilik yaptın!..”
Taş atmayan soruyor:
“Yav, ben sana ne yapmışımki?”
Şeytân diyor ki:
“-Sen bilmiyorsun, bana ne kadar büyük bir iyilik yaptın… Bugün bana taş atmadın ya, ben de sana küçük bir hediye vermek istiyorum.”
Sonra altın gösteriyor ona, bir küp dolusu. Bizimkinin tabiî ki çok hoşuna gidiyor. Gözlerinin içi gülüyor. Teşekkür ettikten sonra, şeytân diyor ki:
“-Şimdi bak, sen Muzdelıfe’desin. İhramlısın da… Bu altın küpünü nasıl saklıyacaksın?”
Bizimki diyor ki:
“-Valla ben de bilmiyorum. buradada birşey saklanmazki?”
Şeytân diyor ki:
“-O zeman gel seninle gidelim, yakın bir yerde, bunu torpağın altına koyalım, senin haccın bitince, gidersin alırsın…”
Bu fikir de bizimkinin hoşuna gidiyor. Beraber gidiyorlar. Toprağı kazıp küpü gömüyorlar. Sonra uzaklaşırken şeytân soruyor:
“-Hele bir dur, peki sonra gelsen buraya, nerden bileceksin, küpün nerdedir?”
Bizimki diyor ki:
“-He valla doğru diyorsun… doğruya, Bunu Hiç düşünmemiştim.”
Şeytân yine bir fikir veriyor. Geri dönüp kazdıkları yerin üstüne büyük bir taş koyuyorlar. Sonra uzaklaşırken şeytân diyor ki:
“-Hele şimdi bir bak, sonra gelsen buraya, nerden bileceksin, küpün hangi taşın altındadır?”
Bizimki diyor ki:
“-Evet!.. Hiç düşünmedim. Ne yapapalım?”
Şeytân, taşın üzerine büyük abdestini yapması fikrini veriyor. Güyâ sonradan geldiğinde, üzerinde necâset olan taşı rahatlıkla bulacak… Bizimkisi büyük abdestini yapıyor. Sonra uyanıyor. Uyandığında bir de ne görsün? Kendisi de, ihram da batmış… Başına geleni anlıyor. Ne yıkanacak yer var, ne de yedek ihram…
Neyse binbir sıkıntıyla kendini temizleyip bir yedek ihram buluyor. Sonra ilk fırsatta Minâ’ya koşuyor. Minâ’nın etrafında küçük küçük taşlar olduğunu bildiği için, dışarıdan biraz büyük taşlar toplayıp saklamış… Diğer Diyarbakırlı arkadaş, onu böyle büyük taşlar atarken görünce hayret edip soruyor:
“-Yav kardeş, sana ne oldu? Dün ettik etmedik taş atmadın… Bugün gelmişsin böyle büyük taşlardan atıyorsun. Hayırdır?”
Bizimkisi diyor ki:
“-Sen Karışma!.. O ne yaptığını biliyor!..”
Evet Dostlar..Mİna dada olsa,Galiba insan bazen şeytana uyabiliyor
Bizimkide kıssadan Hİsse işte…
Vesselam..
Tarık Ziya GÜCÜM
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort