Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
Şuşa Zaferi, Kafkasyada Bir Mute Destanıdır
Tarih: 16-11-2020 00:02:00 Güncelleme: 16-11-2020 00:02:00


Şuşa; Dağlık Karabağ’ın kilidi konumunda Büyük bir stratejik öneme sahip aziz ve kadim bir kent. Hakim bir tepede yer alır. Karabağ bölgesindeki tüm yolların kesiştiği bir bölgededir. İşgalci Ermenilerin haksız ve hukuksuz biçimde sözde başkent yaptıkları Hankendi’ne çok yakındır.

Şuşa’nın işgalden kurtarılmış olması, Kafkasya’da kısmi bir başarı değil, İslam tarihimizdeki Hayber’i, Mute’yi hatırlatan büyük zaferlerin ön habercisidir. Bu durum Müslüman dünyanın sevincini ve heyecanını daha çok artırmıştır.

Şuşa zaferi ile bölgede, stratejik açıdan önemli yol güzergahlarının kontrol altına alınacak olması,  orada ileriye dönük hakimiyetin sağlanması açısından çok ciddi bir gelişmedir.

Sadece Coğrafi konum, stratejik ve siyasi açıdan değil, Şuşa'nın Azerbaycan içinde kadim bir anlamı ve önemi vardır.

Ermenistan işgalinden 28 yıl sonra kurtarılan Şuşa, Azerbaycanlılar için sadece bir şehir olmaktan çok daha fazla anlam taşıyor.

Tarihi ve kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri nedeniyle Karabağ’ın sembol şehri olarak kabul edilen Şuşa, ünlü yazar, besteci ve müzisyenleri nedeniyle “Azerbaycan kültür ve müziğinin beşiği” diye de nitelendiriliyor.

Cabbar Karyağdıoğlu, Kurban Pirimov, Bülbül, Seyit Şuşinski, Han Şuşinksi, Üzeyir Hacıbeyov, Reşit Behbudov, Niyazi, Fikret Emirov gibi ünlü Azerbaycanlı müzisyenlerin vatanı Şuşa, Hurşudbanu Natavan, Kasım Bey Zakir, Süleyman Sani Ahundov, Abdurrahim Hakverdiyev, Necef Bey Vezirov gibi ünlü yazar ve düşünürlerin doğup büyüdüğü bir kent.

Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Şuşa’yı “Bu, Azerbaycan halkının, atalarımızın yarattığı büyük bir anıttır. Şuşa, sadece Şuşa halkı için değil, tüm Azerbaycanlılar için aziz şehir, aziz kale, aziz anıttır.” sözleriyle anlatmıştı.

Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde yıllardır planladıkları, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını hayata geçirmek için saldırıya geçen Ermenilerin başlıca hedeflerinden biri de Şuşa olmuştu.

Ermeniler, 1991’de başlattıkları saldırılarla önce Hankendi şehrini işgal etti. Ardından 26 Şubat 1992’de Hocalı kasabası Ermenistan ordusunun eline geçti. Hocalı’da aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 613 sivili katlederek yüzyılın en büyük katliamlarından birine imza atan Ermenistan güçleri 8 Mayıs 1992’de de Şuşa’yı işgal etti.

Şuşa’nın savunmasında yüzlerce Azerbaycanlı hayatını kaybetti, çok sayıda Azerbaycanlı esir düştü veya kendilerinden haber alınamadı.

Binlerce kişi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycanlılara ait 300’den fazla tarihi anıt tahrip edildi. İşgalden önce 20 binden fazla Azerbaycanlının yaşadığı Şuşa’ya işgal sonrasında Ermeniler yerleştirildi.

Yüzyıllardır Şuşa’nın gerçek sahibi olan Azerbaycanlılar ise 28 yıl boyunca Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde yaşamak zorunda kaldı. 8 Mayıs tarihi Ermenistan’da bayram olarak kutlandı, Azerbaycan’da ise bu tarih 28 yıl hüzünlü bir gün olarak hatırlandı.

Geçmişte olduğu gibi bugünde, Türkiye eksenli Kafkasya, bölgesel ve tarihten gelen coğrafi ve jeopolitik konumu gereği istese de istemese de Orta Asya ve Orta Doğu da yazıp çizilen tüm küresel projelerin odak noktasında oluyor.

Bölge, Coğrafi ve jeopolitik konumundan dolayı, Küresel oyunun merkezinde oldukça da, ABD ve Batı eksenli emperyal hesaplar kaçınılmaz olacaktır.

Azerbaycan'a yapılan ve uluslararası hukuk kuralları gereği savaş ilanı sayılan saldırı, aslında Yirmibirinci Yüzyıla etki edecek, Ortadoğu’dan Kafkasya’ya uzanan projenin bir ayağıdır.

Erivan yönetimi Karabağ’da, gayri resmi hukukun geçerli olduğu kurallarla birilerinin tetikçisi durumunda olsada, hiçbir insani ve evrensel savaş hukukunu gözetmeden sivil bölgelere yönelik saldırılarına rağmen,  Azerbaycan ordusunun kararlı ve güçlü direnişi karşısında beklediği sonucu alamamış ve yıllardır işgal edilmiş Azeri toprakları kurtarılıp, İslam dünyasının özlediği destanlar yazılmaya başlanmıştır.

Acaba; Türkiye'nin, Libya ve Akdeniz de kararlı bir şekilde var olmasını, Batı ve küresel güçlerin bir türlü kabullenememesimidir Ermenistan'ın saldırısı.

Batı ve malum güçler Bütün terör örgütlerini bu yönde seferber etmiş görünüyor. Bu minval ile Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye bir mesaj verilmek istenmiş olsa da.

Doğu Akdeniz meselesinde ve Suriye’de olduğu gibi tek başına yedi düvele karşı verdiği diplomatik mücadeleye rağmen, her türlü hesap ve ihtimalin denenmek istendiği küresel masada, Türkiye Müslüman bir millet adına onurlu ve dimdik ayakta duruyorsa bu duruşun verdiği manevi destek ve güvendir Şuşa da yazılan ve bundan sonra yazılacak olan destanlar.

Vesselam



Bu yazı 5962 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI