Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
Yemen, yüzyılımızın en büyük insanlık dramı
Tarih: 29-03-2021 00:02:00 Güncelleme: 29-03-2021 00:02:00


Her şey ismi ile Müsemmadır derler. Türkülerimizde bile hep hüzün ile söylenmiş, hep ayrılık hep gurbet ile anılmıştır. Figan ve duman ile başlayan yemen türküsü sanki bu günkü yemen in yaşadığı acıyı tarif ediyor.

Çemenin bile gül olarak görüldüğü, bir çift kundurayla birde fes ile gidilen bir sevda, fakat gidenin dönmediği hep yüreklerde ukde bırakan bir Yemen.

Ve ‘’Bi eyyi zenbin kutilet’’ (hangi suçtan dolayı öldürüldüler) sorusunun ‘’Ano yemendir….’’ Diye cevap verildiği günümüz.

Romalı tüccarlar tarafından konumu, sahip olduğu doğal güzellikleri ve verimli toprakları dolayısı ile “Mutlu Arabistan” (Yemen el Said) olarak tanımlanan Yemen, bugün “mutlu” sıfatıyla çelişen bir durumdadır.

Aden Körfezi-Bab’ül Mendep Boğazı-Kızıldeniz-Süveyş Kanalı su yolunun güneyini kontrol eden stratejik bir mevkide bulunan Yemen’e bölgesel/küresel aktörlerin doğrudan/dolaylı müdahalelerinin, sınırlı kapasiteye sahip ülkenin kırılgan içyapısından kaynaklanan hassasiyetlerle birleşmesi, yemende savaş ve acıya dönüştü.

Bu bölgede oluşabilecek uzun süreli güvensizlik ortamı, dünya ticaretinin yanı sıra küresel ölçekte enerji güvenliğini, bu rotada taşınan enerjiye bağımlı ülkelerin ekonomilerini ve iç istikrarlarını etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir.

Yemen savaşının başlama sebebini çok kısaca hatırlayalım: Cumhurbaşkanlığı görev süresi dolmuş olan Mansur Hadi, 2015’te Suudilerin baskısıyla istifa etti. Ensarullah Hareketi, ülkede otorite boşluğu oluşmaması ve seçimlere kadar ülkenin yönetilebilmesi için cumhurbaşkanlığı konseyi kurulmasını önerdi.

Diğer siyasi gruplar tam bu öneriyi görüşmeye başlayacakları sırada Mansur Hadi Aden’e kaçıp istifasını geri aldığını açıkladı ardından da Riyad’a kaçıp Suudilere askeri müdahaleye çağırdı.  

Görev süresi dolmuş ve istifa etmiş olan birinin kendini yeniden cumhurbaşkanı ilan edip ardından da yabancı güçleri ülkesine savaşa çağırması Suudiler ve Amerika tarafından “meşru gerekçe”, Yemenlilerin ülkelerini savunması ise terörizm ve istikrarsızlık sayıldı.

O gün bu gündür, Suudilerin ve İran’ın Yemene istikrar getirme yalanı ile yıllardır işlediği cinayetler; Amerika, diğer Batılı devletler ve bazı bölge ülkeleri tarafından ya açıkça desteklendi veya görmezden gelindi.

ABD’nin Afrika’ya yönelik 2007 yılında oluşturduğu U.S. AFRICOM’a ait bir müşterek görev gücü, Bab’ül Mendep Boğazı’nın batısını kontrol eden Cibuti’de konuşlandırıldı. Boğazın doğusundaki ülke ise Yemen’dir.

Bab’ül Mendep Boğazı, Yemen’e ait Perim adası tarafından ikiye ayrılmakta, bu durum Boğaz kontrolünde tarih boyunca Yemen’e stratejik bir üstünlük sağlamaktadır.

AFRICOM, ABD’nin ulusal çıkarlarının korunmasını, Enerji yollarının güvenliğini sağlanmasını, sözde bölgesel istikrar ve güvenliğin desteklenmesini, işbirliğinde bulunulan uluslararası partnerlerle bölgede ortaya çıkabilecek krizlere cevap verilmesini ve uluslararası tehditlere karşı caydırıcılığın sağlanmasını amaçladığını söylese de Yemen de savaş ve katliamları körükleyip, bu arada bölgenin enerji kaynaklarını güvenli bir şekilde Batı ve Amerika ya transfer etmekten başka bir şey yapmamıştır.

Ve sonuç! Büyük bir trajedi.

Bugün 27,4 milyon olan toplam Yemen nüfusunun 18,8 milyonu insani yardıma ihtiyaç duymaktadır, sivillerin 10,3 milyonu çok acil gıda yardımına ihtiyacı var. 7,3 milyon Yemenli ise kıtlığın eşiğinde.

3 milyondan fazla insan evlerini terk etmeye zorlanmış durumda.

Dünya Gıda Programı verilerine göre ise 6,8 milyon kişinin "ciddi açlık tehlikesiyle" karşı karşıya olan ülkede 3 milyon hamile/emziren bayan ve 5 yaş altı çocuklar gıdasızlıktan ölmek üzere. Ayrıca ağır bombardımandan dolayı ülkede sağlık hizmeti veren kuruluşların yaklaşık dörtte ikisi de kullanılamaz durumda.

Yemen’deki insani kriz sadece su ve gıda eksikliğinden kaynaklanmamaktadır. Yemen halkının karşı karşıya olduğu bir diğer tehdit unsuru ise salgın hastalıkların ülkede hızla yayılmasıdır.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) yayımladığı rapora göre kolera salgınının ortaya çıktığı günden beri ülke genelinde bir milyonun üzerinde şüpheli vaka görüldüğü ve salgın nedeniyle on binlerce kişinin öldüğü ve bu salgının iki milyon kişiyi hala tehdit ettiği belirtilmiştir

Yemen’de çocukların durumu ise çok daha vahimdir. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF verilerine göre, çatışmaların başlamasından bu yana ülkede bin 650 çocuk hayatını kaybetmiş, 3 binden fazla çocuk ise sakat kalmıştır. Yemen’de 8 milyon çocuk acil yardıma muhtaç durumdadır. 1.6 milyon çocuk zorunlu olarak yerlerinden edilmiş ve 500 bin, beş yaş altı çocuk yeterli gıda alamamaktadır.

Bütün bunlara ek olarak Yemen’de bu süreçte beş yaş altı 40 bin çocuk önlenebilir hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmiş kaybetmeye de devam etmektedir.

Yemen’de durumun bu kadar vahim olmasında en büyük etken koalisyon güçlerinin deniz ablukası ve bu nedenle sivillere gerekli yardımların ulaştırılamamasıdır.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien “Yemen'de dünyanın en büyük insani krizlerinden biriyle karşı karşıyayız” diyerek ülkede yaşanan krizin boyutlarını gözler önüne sermiş ve durumu özetlemiştir.

Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun yaşanan her savaşta en fazla zararı siviller ve çocuklar görmüyor mu?

Vesselam

 



Bu yazı 5885 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI