Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
BATI MEDENİYETİ ENDÜLÜS İLE TANIŞINCA TOPARLANABİLDİ
Tarih: 11-10-2020 19:24:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:24:00


İslam sadece bir inanç değildir. Sadece inanca bağlı, bir takım itikatlara bağlı bir takım fiillerden ibaret değildir. Sadece Ahlak da değildir.

İslam bir medeniyettir. Hatta tüm medeniyetlerin anası bir medeniyettir. Medeniyetler medeniyetidir İslam.

Bir yandan Çin, Hindistan ve uzak doğuyu içine alan doğu medeniyeti.

Diğer yanda, Grek ve sonrasında Roma medeniyetine dönüşen Batı medeniyeti

Asl olan, Doğu ve Batı’nın tam ortasında. Kaynağı Ortadoğu,  Dicle Fırat arası, Bereketli hilal denilen ve insanlığın doğuş yeri olarak kabul edilen medeniyetlerki, bunun temeli Uluhiyet ve Rububiyete dayalı İslam medeniyetidir.

Bu medeniyet temelli süreç, en mükemmel zirvesini İslam medeniyeti olarak yaşamıştır. Hz. Ademden Hz. İbrahim’e kadar gelen bir medeniyet.

Zira Batı medeniyeti, kısmen başka unsurlarında karıştığı apayrı bir Hıristiyanlığı ve Yahudiliği almışsa da, Pagan, Grek, Roma medeniyetinden, yani putperestlik ve çok tanrıcılık çağından kalıntılar almış, bununla da yetinmemiş Rönesans tan sonra çok daha başka diyalektik katkılarla melez bir medeniyet ortaya çıkarmıştır.

Aslında Batı medeniyetinin ruhî iskeleti olduğu varsayılan Hıristiyanlık, İslâm’da olduğu gibi “mutlak (evrensel) ahlâk” temeli üzerinde kuruludur. Bu nedenle Batı uygarlığının köklerini aslında hiristiyanlıkta değil, Avrupa’yı doğuran eski Romalıların hayat anlayışlarında ve düzenlerinde aramak gerekir.

Zevk, sefahat ve aristokrasinin sembolü, Zühdün ve tevazuun karşısında olan bir Roma.

Güç kullanmanın ve iktidarın yüceltilmesi, hatta ilahlaştırılması –ki, Birçok Roma imparatoru kendisini ilah olarak takdim etmiştir.- da Roma mirasının unsurlarıdır. İnanç konusuna gelince, sıradan bir Romalı için din ya semavi addedilen mevhum güçlere sığınmak ve yıldızların insan karakteri ve kaderi üzerinde etkili olduğuna inanmak ya da gizli, hayal unsuru şer güçlere ibadete yönelmektir. Roma’nın iktidara ve dine bakışındaki bu çarpıklık ne yazık ki, onu hidayete erdirmek isteyenHıristiyanlığı da etkisi altına almıştır.

Roma mirası bu melez medeniyet, zaten barbar olan batı toplumunda çok kanlı ve acı bir tarih yazmıştır. Batı, Endülüs te İslam medeniyeti ile tanışınca ancak o zaman biraz kendini toparlayabilmiştir.

Medeniyetlerin birbirlerini fark etmesi ile, İslâm dünyasına Batı’dan gelen ciddi bir tehdit söz konusu oldu; çünkü Batı dünyasının ekonomik ve politik çıkarlarının İslâm dünyasında kuvvetli bir zemini vardı. Modernizm ile birlikte batının bu tür çıkarları, İslâm ülkelerinde hem sosyal hayatı hem de dine bakışı etkilediği için, önemli problemler ortaya çıkmıştır.

Sömürgecilikle beraber, batı medeniyeti karşısında yürütülen mücadele, İslam medeniyetinin ana eksenindeki ‘’batıla karşı direniş’’ düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

İslam medeniyetin bünyesine tabiri caizse virüslere karşı öyle bir antivirüs programları yerleştirilmişki, sömürgecilerin yaptığı tüm tahribatlara karşı, dil, kültür, devlet yapılanması, örf, adet ve geleneklerin bozulması, yozlaştırma, dine sokulan bidat ve hurafelere karşı ayrı ayrı mücadele etmiş kendini korumuştur.

Bereketli ve kadim İslam coğrafyalarında İslam medeniyetinin eğitiminden geçmiş küçük çapta topluluklar veya gruplar bile, sömürgecilere ve yerli işbirlikçilerine karşı amansız savaşlar vermiş onların niyetlerini ve işbirlikçiliklerini açığa çıkarmıştır.

Aynı zamanda, kendi çağına göre ilmi ve kültürel donanımı yüksek olan bu kesimler toplumdaki yanlış din anlayışını düzeltmeye çalışmış, İslam ülkelerindeki adaletsizliğe ve sermayenin kapitalleşmesine karşı direnmiş ve kadim medeniyetin özünde olan dinamikleri harekete geçirmiştir.

Toplumun ifsad ve iğvasını önlemek için tenkitlerde bulunmuş ve halkı ikaz etmişlerdir.

Kadim coğrafyalarımızda medeniyet binamız onarılırken, Batı medeniyetinde, demokrat, faşist, komünist, emekçi, ya da düşünür her kim olursa olsun, sıradan her Avrupalı tek bir din tanıyordu; O da, maddi ilerlemeye tapınmak, yani hayatta, hayatın kendisini gittikçe kolaylaştırmaktan başka herhangi bir hedefin bulunmadığına inanılan dine.

Bu barbar medeniyetin inandığı dinin tanrıları büyük fabrikalar, laboratuvarlar, makyaj, dijital ekranlar, internet, sanal dünyalar. Kâhinleri ise, bankerler, teknokratlar, sinema yıldızları ve medya patronlarıdır.

Zira maddi ve bireysel çıkarlar ve sosyal yozlaşma toplumu eninde sonunda çatışmaya götürecektir.

Şu anda batı medeniyeti ve Avrupa’nın yaşadığı bunun ta kendisidir.

Ve tüm Dünya, Yirmi birinci yüzyılda bu çatışmanın çok daha ilkel boyutuna şahitlik edecektir.

Vesselam



Bu yazı 2966 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI