Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
Macron, Fransa Ve Avrupa’nın Karanlık Geleceği
Tarih: 09-11-2020 00:01:00 Güncelleme: 09-11-2020 00:01:00


Dün Doğu Akdeniz’de Yunanistan üzerinden, bugün ise Kafkasya’da Ermenistan’la bölgenin siyasi ve Jeopolitiği ile oynanmaktadır. Fransa, Tarihsel genlerinden kaynaklı sömürge döneminden kalma Refleks ve Emperyal siyaset ile Orta doğu ve Kafkasya da Medeni dünya adına karanlık bir gelecek hesabı yapmaktadır.

Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Bölge siyasetinde Fransa’nın Türkiye’ye karşı tavrı, Fransa’nın Tarihi geçmişinden gelen, Politik sorunlar karşısındaki ‘’Terör Devleti tarzı’’ yaklaşımı ile izah edilebilir ancak.

Azerbaycan’a yapılan, savaş ilanı hükmündeki saldırı, her ne kadar Ermenistan tarafından yapıldı gibi görünse de, bu saldırının Fransa’nın bilgisi dışında olması mümkün değildir.

Her halükarda Türkiye’nin Azerbaycan ile olan Tarihi ve kardeşliğe dayalı hukukundan dolayı ilgisiz kalamayacağı böyle bir çatışmaya, Ermenistan’ın hem teknik, hem askeri, hem de psikolojik olarak kendi iradesi ile bunu yapması ve böyle bir riski göze alması mümkün değildir.

Kabuğunu kıran ve büyük devlet olma, Ortadoğu, Afrika ve Asya da lider Devlet olma Fragmanını izleyen üst(organize) akıl ve egemen güçler, gelecek te Vizyona girecek olan Büyük Türkiye Galasını, Fransa Taşeronluğunda sabote etmeye yönelik bir denemeye girişmişlerdir.

17.  yüzyıldan itibaren Anadolu toprakları üzerinden Doğu Akdeniz’in kontrolünü sağlamaya çalışan ve bu amaçla Ermenileri kullanan Fransa, Ermenilerin yüzlerce yıl kardeşlik hukuku ile yaşadığı topraklarda bağımsızlık talebiyle isyan etmesinde de önemli bir rol oynamıştı.

Fransa,  Ermenilere verdiği desteği ve Ermenilerle işbirliğini İstiklâl Harbi yıllarında da sürdürmüş ve Anadolu’dan tahliye ettiği isyancı Ermenilerinden oluşan üç Taburluk kuvveti Kıbrıs’ın Monarga köyünde eğittikten sonra Urfa, Antep ve Maraş’ın işgalinde kullandı.

Kuvay-ı Milliye’nin Fransız kuvvetlerine karşı yürüttüğü başarılı mücadeleden sonra bölgede tutunamayacağını anlayan Fransa 21 Ekim 1921’de TBMM ile Ankara Antlaşmasını imzalamış ve Anadolu topraklarını işgal için getirdiği Ermeni lejyon askerleriyle birlikte Türk topraklarından çekilmek zorunda kaldı.

24 Ekim 1975 tarihinde Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez, ASALA tarafından şehit edilirken, takip eden süreçte ASALA’nın gerçekleştirdiği 37 eylemle Fransa,  ASALA’nın Türklere karşı en çok eylem gerçekleştirdiği ülke haline gelmişti.  Bütün bu saldırılar karşısında Fransız basını Ermeni terörüne karşı gereken tepkiyi göstermek yerine Ermeni saldırılarını haklı çıkarıcı yayınlar yapmayı tercih etmiştir. 

Macron,  Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tur seçim kampanyasına 24 Nisan 1915 olaylarını anma etkinliğine katılarak başlamış ve etkinlikte yaptığı konuşmada “Ermeni soykırımının dünyada tanınması için mücadele vereceğini” açıklamıştı.

31 Ocak 2018’de Fransa’daki Ermen Diasporasının çatı örgütlenmesi olan Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi’nin (CCAF) yıllık yemeğine Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan HDP milletvekili Garo Paylan’la birlikte katılan Macron, yemekte yaptığı konuşmada Fransa takvimine Ermeni soykırımı anma gününün ilave edilmesi konusunda cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında söz verdiğini ve bu sözünü tutacağını, Fransa’da “Ermeni soykırımını anma günü’’ ilan edileceğini söylerken Garo Paylan ve salondakiler tarafından ayakta  alkışlanmıştı.

Fransız meclisine getirdiği soykırım yasa tasarılarıyla tanınan Ermeni asıllı Fransız milletvekili Patrick Deveciyan’ın da katıldığı yemekte Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, Garo Paylan’a “Grand Vermeil” şeref madalyası takarak Fransa’nın Türkiye ile ilgisini net bir şekilde göstermişti.

BM kararlarıyla Ermenistan tarafından haksız şekilde işgal edildiği tescil edilen Karabağ’da Ermenilerin ilan ettiği bağımsızlık kararının uluslararası alanda tanınması için Ermenistan ve Karabağ Ermenileri tarafından yürütülen faaliyetler kapsamında Karabağ Ermeni Yönetimi Başkanı Bako Sahakyan,  Fransa’nın Villeurbanne kentinde düzenlenen “Fransa’da Karabağ Günleri”  adlı etkinliklere katılmış ve 23 Kasım 2017’de Fransa Milli Meclisinde düzenlenen Fransa- Karabağ dostluk grubu  üyeleriyle bir araya gelmişti.

Fransız Yönetiminin BM’nin temel ilkelerini ihlal ederek komşu bir ülkenin topraklarını işgal eden ve işgal ettiği topraklar üzerinde korsan devlet kuran Karabağ Ermenileri için Fransa’da özel etkinlik haftası düzenlemesi ve korsan devletin devlet başkanını Fransız Milli Meclisi’nde ağırlaması o günde hukuk tanımazlığın somut göstergesiydi aslında.

Fransa ve Macron’un Ermeni iddialarına bu derece sahip çıkması Fransa’da yaşayan 400.000 Ermeni’nin tatmin edilmesi ve seçimlerde bunların oylarının kazanılması ihtiyacındandır.

Dün olduğu gibi bugünde Karabağ’da kurulan korsan devlet Artshak ile yürütülen ilişkiler ve son olarak iki ülke arasında imzalanan askeri eğitim ve savunma işbirliği anlaşması Ermeni meselesi konusunda Fransa’nın gelecekte de Ermeni yanlısı tutumunu milli bir politika olarak sürdüreceğini göstermektedir.

Doğu Akdeniz ve Bölgede Yüz yıldır alışıla geldiği gibi, Türkiye dışarıda bırakılmaya çalışılıyor ve yok sayılmak isteniyor. Bölgeden binlerce kilometre uzaktan gelenler bu zenginliği paylaşacak, ancak hemen dibinde asıl hak sahipleri sesini çıkarmayacak, razı olacak diye düşünülüyor.

Türkiye hem kendi ulusal güvenliği hem de kendisine yönelik kısa, orta ve uzun vadeli hesaplara karşı milli politikalarını savunma durumuna geçmek zorunda kalmıştır.

Avrupa ve ABD şunu kesin olarak bilmeli ki, artık Ortadoğu ve Asya’da hiçbir hesabın Türkiye ve Türkiye ekseninde birleşen bölge halkları hesaba katılmadan gerçekleşme şansı yoktur.

Vesselam.

 



Bu yazı 5814 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI