Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
DÜNYA MÜSLÜMAN AYDINLAR BİRLİĞİ (WORD MUSLİM İNTELLECTUALS UNİON) ÜZERİNE BİR ÖNSÖZ -2-
Tarih: 24-05-2021 00:02:00 Güncelleme: 24-05-2021 00:02:00


Müslüman Aydının sosyal rol ve yaşam tarzı sadece soyut ve şekli bir mesele de değildir. Bir İslam toplumundaki Müslüman Aydının konumu daha derinlere; eğitim, sosyal, emek, çalışma, siyaset, eşitlik hakkı gibi alanlara uzanır.

Müslüman Aydın, toplumda Batı'daki sözde serbest akademisyen ve aydınların sahip olduğundan daha yüksek ve asil bir yere sahiptir.

Şimdiye kadar çok az İslami cemiyet, üyelerinin İslami bilim felsefesi veya epistemolojinin geniş meselelerini kavrayışlarını geliştirmek için çaba gösterdi. Laik bir meslek hayatı ve yaşam tarzı adına yapılan eğitim, İslami cemiyetlerin varlığından etkilenmemiş bir şekilde devam etti.

Şimdi bizler, tüm coğrafyalarda Müslüman toplumun ve İslam'ın daha şümullü ve uzun vadeli olan hedeflerine ulaşmaya adanmış bir yaşam tarzı şekillendirmelerine yardım etmek için özelleşmiş teşkilatlar meydana getirmek ve var olanları desteklemek zorundayız.

Bu hedefi gerçekleştirmek ve Müslüman bireylerin kendi potansiyellerinin artması ve gelişmesi için dünya Müslüman Aydınlar Birliği bu yolda önemli adımlar atabilir

Müslüman aydın için İslam'ın sosyal, eşitlikçi ve insana değer veren bakış açısı her durumda belirleyicidir.

Afrika'dan, Asya’dan, Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya kadar dünyanın her yerindeki Müslümanlar eğer yaşamlarını sürdüreceklerse bilinçli bir çaba göstermelidirler. Bir zamanlar muteber olan Batının kendine has, genellikle liberal, açık ve toleranslı umdelerinin İslam'ın ve Müslümanların hayatiyetinin sürmesini garanti altına alabileceği tezinin artık tutulacak bir tarafı kalmadı.

Müslümanlar kimlikleri üzerinde çok şiddetli bir saldırı ile karşı karşıyalar. Yakın zamanlarda verilen demeçler göstermiştir ki onlar bizim tam asimilasyonumuzu beklemekte, istemektedirler ve bundan daha azıyla tatmin olmayacaklardır, İslam'a karşı tutumları Haçlı Seferlerinden bu yana temelde değişmemiştir; stratejileri aynı duruyor, sadece taktikleri değişmiş durumda. Özellikle Batıda yaşayan Müslümanlar, tahmin edilenden daha fazla olumsuz bir çevreye alışmak zorunda bırakılmışlardır.

Müslüman Aydınlar her geçen günün daha az değil daha fazla kaçınılmaz hale getirdiği, şümullü bir inancıyla hayatını idame edebilme stratejisini tartışıp geliştirebilmelidir.

Zira Kültürel ve sosyal olarak direnmek zorundayız, ancak böylelikle yaşayabiliriz.

Bugün İslam, İslam Kültürü veya Medeniyetinin batıda hiçbir yaşam iddiasına tolerans gösterilmemektedir. Batı bunu, tam asimilasyonda başarılı olmak için kutsal bir görev olarak addediyor.

Ancak Müslümanlar da bu kültürel tehdite asla boyun eğmemelidirler.

İslam'ın himayesi her türlü koşul altında bizim tek sığınağımızdır. İslam'ın sınırları içinde hayatı sürdürme, anlamı olan bir yaşam biçimidir. Eğer biz İslam'ı korursak, İslam bizi koruyacaktır. Eğer İslam'la bağlarımızı zayıflatırsak yutulabiliriz.

Alimler, Müslümanların karşısına çıkan sosyal ve siyasi meselelerin tüm alanları üzerinde daha geniş derecede bir istidat geliştirmek zorundadır. Bu, Alimlerin yaşadıkları kültüre iyi bir hakimiyet ve yaşadıkları ülkenin sosyal, siyasi ve idari sistem ve yöntemlerini iyi bir şekilde anlamayı içermelidir.

Davet etmek veya gayrimüslimleri İslam'ı kabul etmeye çağırmak bütün Müslümanların temel bir görevidir. Müslüman gençliğin takvası, Müslüman kadınların iffetliliği, Müslüman aile hayatının sağlamlılığı; içkiler, ilaçlar ve cinsel kaynaklı suçların yokluğu ve batıda yaşayan Müslümanların engin terbiyeleri gayrimüslimlere güçlü sinyaller yollayacaktır.

Fakat bu ancak biz, Müslümanların kendilerinin, kokuşmuş batı kültürü ve varsayılan "medeniyet" bataklığının içine "Entegrasyon" ve asimilasyonlarını önlersek olacaktır. Bireysel ve müşterek, mümtaz bir Müslüman varlığı, hakiki bir davet yolunda temel bir ilk adımdır.

İslam, yaşadığımız toplumun kimliğinin ve olgunluğunun bir sembolüdür, aynı zamanda Müslümanlar,  Global bir medeniyetin ve kültürün bir parçasıdırlar da. Daha da ötesinde, İslam'ın entellektüel geleneği bizim mirasımızın en önemli bölümüdür.

Müslüman aydınların tüm dünyaya sunacağı farklı bir dünya görüşü vardır. Müslüman aydın farklı bir hayat felsefesi, bilgi felsefesi ve bilim felsefesine bağlıdır. Buda tüm çağlar ve zamanın üstünde olan İslam kültür ve medeniyetidir.

Vesselam.

 

 



Bu yazı 5334 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI