Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
Dünün ’Gezi’sinden Bu Günün ‘Nereden Vuralım’ noktasına Gelenler!
Tarih: 08-02-2021 00:02:00 Güncelleme: 08-02-2021 00:02:00


Devletin, Siyasetin, Politikanın, Savunmanın, milli olması hali, Milli bir zihinsel devrim ve Yükselen bir Ülke

Tüm Dünya halkları için umuda dönüşen bir yükseliş.

Ve tüm saldırıların bu umutlara yönelik olması hali

12 Eylül, 28 Şubat, gezi, 15-27 aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ve daha sayamadığımız bütün saldırılar bu amaçla yapıldı.

Yıllarca üniversitelerde gençler, birbirlerine hedef gösterilerek ülkenin zihinsel geleceği yok edildi.

Daha düne kadar, Çocuklarımız ya terör örgütlerinin kızıl ateşi ya da FETÖ’nün Alamut kalesi arasında tercih yapmak zorunda bırakıldı.

Bugün, Soros’a ait Açık Toplum Vakfının söz sahibi olduğu Boğaziçi üniversitesinde var olan durum Rektör ataması ile ilgili bir durum değildir.

Daha dün tek bir oy alarak atanan kişilerle, Asker olmasına rağmen atanan kişilerin ve onları atayanların karşısında; saygı duruşunda durup önünü ilikleyen zihniyetin şu an kanunlar Dahilinde yapılan atamaya karşı çıkmalarının sebebinin demokrasi ve üniversitelerde bilimsel düşünce olduğunu sanmak mümkün değildir.

Ülkenin iç işleri bakanının olaylarla ilgili Tweet’lerinin engellenmesi, bugün ‘’nereden vuralım’’ noktasına gelen birilerinin birileri ile Kaos çıkarmasının tescilidir.

Yirmi birinci yüzyılda Arap baharı ile başlayan ve Dünyaya yeni bir şekil verilmek için kurulan masanın Türkiye tarafından dağıtılmasının rövanşıdır asıl mesele.

Türkiye Kendisine biçilen Fistanı giymiş olsaydı ne gezi nede Boğaziçindeki olaylar yaşanmayacaktı.

Dün; Orta doğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Doğu Akdeniz de Türkiye kendisine biçilen rolü kabul etmiş olsaydı, ne gezi nede Boğaziçi üniversitesinde yaşanan olayları yaşamayacaktık.

Hem içerde hem dışarda Yeni Türkiye’ye karşı, tarihi ve siyasi sicili kirli odaklar, partiler ve devletler tek çatı, tek aday, tek amaç etrafında birleşiyor.

Yüzyıllık sömürü, kan ve irinden ibaret sofrayı dağıtan bu sese karşı tüm saldırılar tek bir planın ve bu plan doğrultusunda oluşan siyasetin bir parçasıdır.

İçerde muhalefet, dışarda ise küresel güçler bu siyaset ile Türkiye’yi istedikleri çizgiye çekmeye çalışsa da, bir şekilde ahlak, inanç ve kültürel hassasiyeti öteleyen, kendi alanına gömülü bir siyasî faaliyet, kalıtsal olarak özürlüdür.

28 Şubatta denediler olmadı, 15- 27 Aralıkta denediler olmadı, gezi de denediler olmadı, bugün Boğaz içinde denemeye çalışıyorlar. Yine olmayacak.

Türkiye’nin karşısında duran Ahlâkî temelden yoksun, ahlâkî değer yargılarının süzgecinden geçmeyen bu türden siyasetin, küresel skandallar dizisinde, sömürü ve Kaos olarak karşılık bulacağına inanıyorlar.

Vazgeçmeyecekler, umut bağladıkları en büyük şey Ekonomiden vurabilir miyiz? Noktasındalar bugün.

Ülke ekonomilerinin asıl öneminin, uluslararası güç mücadelesinde temel başvuru stratejisi olduğunu çok iyi biliyorlar.

Evet, Türkiye olarak bölgeden ve jeopolitik konumumuzdan kaynaklanan özelliklerden dolayı bölgemizi ve ülkemizi etkileyen birçok gelişmeyi aynı anda yaşamaktayız.

Zira Küresel güçler için, hem ekonomi hem de Jeoekonomi, politik ve jeopolitik alanın en belirleyici unsurudur. Üzerinde odaklandıkları en temel konu, güç ve gücün kullanımıdır.

Türkiye, Ortadoğu ve Hazar Havzası doğalgazını Avrupa ülkelerine akıtacak olan bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı ise inşa ve proje aşamasında olan pek çok boru hattının düğüm noktasındadır.

Hem Türkiye’nin var olan Enerji potansiyeli hem de bu enerjinin uluslararası dolaşımında, İçinde bulunduğumuz yüzyılın ikinci ve son çeyreğinde üçüncü havaalanı ve Kanal İstanbul’un üstleneceği rol ve önem Dünya jeoekonomi politikasının temel eksenlerinden biri olacağını da çok iyi biliyorlar.

Belli bir bölge veya coğrafyadaki doğal kaynaklar ve bu kaynakların denetlenme ve kullanılma politikasını, sermaye ve ticaret hareketleri ile bu hareketlerin arkasındaki politik ilişkiler, gücün çıkış noktasıdır.

Ekonomi, Küresel güçlerin Politik ve siyasi hesaplarını şekillendiren en önemli argümandır. Ekonomi ile uluslararası siyasi ve politik ilişkilerde bir bölge veya ülkenin geleceği, coğrafyası ve ekonomisi herkes için stratejik bir alan olur.

Türkiye, Tutarlı bir strateji belirleyip, bu doğrultuda ekonomik kaynaklarını ve nüfus potansiyelini iyi değerlendirip zaman içerisinde büyük bir bölgesel güç haline gelebileceğinin farkındadır.

Dün gezi ve türevleri ile vurmaya çalışıp, bugün nereden vuralım noktasına gelenler başaramayacaklar. Zira, ne tas eski tas nede hamam eski hamam artık.

Vesselam

 

 



Bu yazı 6476 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI