Türkiye’de toplumun, neye ihtiyacı var?

Toplumsal barışa mı, ihtiyaç var?

Bu ülkede Kürtler ve Türkler aynı kaderi paylaşmakta mıdır?

Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında yapılan hataları biz mi çekeceğiiz, daima?

O dönemin arşivlerini tozlanmış raflardan indirmek zor mu?

Tarafsız tarihçiler tarafından incelenerek,  en doğru şekilde halka anlatmakla Kürt-Türk kavgası bitmez mi?

Bu vatan, Kürt Türk, Zaza ,Arap olmak üzere, inançta İslâm olanlar,  ağır bedel ödeyerek ortaya çıktı.

Hep birlikte mücadele etmedik mi, geçmişte?

Diyarbakır’da bir caddeye-Bulvara

Şeyh Said  ismi verildi.

 Başlayan tartışmalara  bazı haddini bilmez kişilerin Kürtlerin değeri olan kişilere dil uzatması kabul edilemez.

Her kesimde bu dil uzatanlara anında cevap verildi.

Aslında etnik kökenlerimizin farklı olması bize zenginlik katar, ayrıştırmak değil.

Cumhuriyetin yüz yılık politikalarında asıl düşmanlık yapanlar,  bu düşmanlıkları miras aldı.

Onlara kaldı Kürdü ikinci sınıf vatandaş görme...

Hep birlikte kardeşçe,  bu toprakta doğanlar, yaşama devam edecek, beraberce.

Kimi netanyahu fikirli, Kürd olanları Gazzeli görmek ister.

Babaları ve dedeleri sorulsa beyaz tayfadan.

Şehirlerini sorsan nereli oldukları, nereden geldikleri Nüfus İdaresi'nde ancak belli olur.

Vanlı, Şanlı, Müslümana kalemi daim kanlı Altaydan gelen Fatih isimli kendini yazar kabul ettiren kimse, Şeyh Said'e dil uzatmış.

Bilirsiniz kiminin dilinin değdiği deniz kirlenmez.

Van Denizi'ni kirli gören mi var, deniz suyu en azından beden üzerindeki kirleri alır.

Ruh ve beyin kirli ise göl ne yapsın deniz ne ede?

Bu kişi bir ara radyodan küfürlü konuşmuş, Müslüman Örtülü Kızlara çirkin ifadeler kullanmıştı.

Bu kişi Hürriyet adlı gazete köşesinde iyice gaza getirilerek İslamî kiyafetli kmseleri ayrım yapmaksızın o dönemin merciîlerine bildireceğini yazmıştı.

Bu kişi, öncelikle Van'daki kimi kilise ve eklentilerle arazisinin nasıl tapulu mal haline getirildiğini izah etsin.

Bu kişi, böyle birisi işte.

Yazacak çok şey var, maksadının ne olduğu açık ve net.

Bizim bu kişi için kendi dilinden kendisine verecek cevabımız var da yazmıyoruz, doğrusu.

Ne inancımız ne edebimiz, buna cevaz verir...

Ah Tammara Adası'nı gezip dolaşırken martı seslerini dinlemeden olmazdı.

Bu adadaki kilse tam bir teşekküle sahip.

Bu kiliseye giderken birisi Fatih Altaylı nam zattan bahsetti de etti...

Kendisine Müslüman olduğumuzu, bu ibadethaneye de ayaklarımızı çoraplı halde gösterdik, cami adabı gibi.

Bu kişi, kime nasıl saldıracağını şaşırmış ve gündeme gelmek istiyor, doğrusu.

Yoksa bir yerden direktif mi aldı, saldırmak için?

Yarın birisi bu kişiye bir söz söylese tazminat davası mı, açacak?

Fatih Altaylı bizden değilsin, hepsi bu!...