Türkiye`de Vali denildiğinde akla ilk gelen isimdi Recep Yazıcıoğlu. Türkiye onu, sisteme, bürokrasiye, klasik devlet anlayışına karşı sert çıkışlar yapan, sözünü esirgemeyen biri olarak tanıdı. O ilk önce şen kahkahalarıyla dikkat çekti. Çünkü vali gülmez, fazla konuşmaz, bir imza atar, yazar geçerdi. Onun ise hiç eksik etmediği kahkahaları vardı. Aslında dünyaya karşı çıkışı bu kahkahalarının ardında gizliydi. Çoğu kişi yaşadığı şehrin valisinin ismini bilmezken, onu tanımayan yoktu neredeyse. Çünkü o hep halkın içinde, halkla birlikteydi. Bir bakıyorsunuz, dağ başında, bir bakıyorsunuz valilik makamında, bir bakıyorsunuz  azgın Fırat sularında. Takım elbiseyle gezdiği pek görülmezdi. Bir tişört ve şorttu en sevdiği kıyafeti. Aykırılığı kadar, `olmaz` denilen projelere imza atmasıydı onu bilinir kılan. Ancak Türkiye`nin en genç valisi, genç yaşında ayrıldı aramızdan. Geçtiğimiz hafta, vefatının 17.yıl dönümüydü. Mekanı cennet olsun. Millet ondan razıydı, Allah’ta razı olsun inşallah.

Geçmişte, Vali ile halk arasında çok büyük duvarlar vardı. Vatandaş aşamıyordu o duvarları. Valiler de sadece makamlarında oturur rutin imzalarını atardı. Bu sistem AK Parti hükümetleri döneminde değişti. Ve Valinin bizzat-i kendisinin halk, vatandaş olduğu topluma hatırlatıldı ve net bir şekilde gösterildi. Vali olarak atanan kişiye de hatırlatıldı bu gerçeklik. Türkiye’ bir çok alanda devrim yapan AK Parti bu alanda da büyük bir devrim gerçekleştirdi. Bürokrasi, cumhuriyet tarihinde ilk defa AK Parti hükümetleri döneminde vatandaşa eziyet değil,  hizmet eden bir yapı haline geldi.

Şimdi müsaadenizle bir hak teslimi yapmak istiyorum. Bürokraside görünmesi pek kolay olmayan bir yöneticinin yaptığı güzellikleri anlatacağım. Dürüstlük, şeffaflık, adaletli, liyakat sahibi ve muazzam bir enerjinin sembolü.Uzun yıllar sonra böylesine dur durak bilmeyen, sürekli halkın içinde ve kendisine emanet edilen bir şehrin bütün sorunlarıyla yakından ilgilenen, şehrin her alanda kalkınması için gecesini gündüzüne katan bir Vali portesiyle karşı karşıyayız.

Son kararnameyle Diyarbakır’a atandı. Van ve Antalya eski Valisi. Yerel yönetim tecrübesine sahip ve aynı zamanda yaptıklarıyla ‘‘İşte Vali böyle olur’’dedirten bir bürokrat. Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’ndan bahsediyorum. Hiç bir kan bağım yok. Canlı olarak hayatımda tek bir defa görüşmüşlüğüm oldu.  Göreve başladığı ilk günden takip ediyorum; adam dur durak nedir bilmiyor. Bırakın mesai saatlerini hafta sonlarını bile şehrin meselelerine ayırıyor. Yetmiyor, projeler için Ankara’da bile çalmadık kapı bırakmıyor.

Başta turizm olmak üzere altyapı, ulaştırma, eğitim ve sağlık alanında projeler üretip, bu projelerin onayı için günü birlik Ankara’da bakanlık düzeyinde girişimlerde bulunuyor. Ve tuttuğunu koparıyor. Ankara’dan şuana kadar geri dönen tek bir proje yok. Hepsi ‘Olur’ aldı.  Hem valilik hem de Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini aynı anda yürütüyor. Diyarbakır gibi önemli metropol bir kentin hem valiliğini hem de belediye başkanlığını yapmak her babayiğidin işi değildir.

Çok açık ve net söylüyorum; eski Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile Diyarbakır 2 yıl kaybetti. Taş üstüne taş konmadı. Merkezi hükümetin yatırım ve projelerinin dışında giden Vali tek bir çivi çakmadı. Amaç ve gayesi farklıydı. Neyse o mevzulara girersek çıkamayız. Allah herkesin gönlüne göre versin. Ama hesap günün de olduğunu kimse unutmasın.!

Valimiz sayın Münir Karaloğlu hakikatten şehrimiz için büyük bir şans. Kendisini bir Diyarbekirli olarak görüyor, ve ‘Burası benim evim’ diyor. Belediye’de kurduğu tecrübeli çalışma ekibini sık sık denetliyor ve sürekli onlarla istişare toplantıları düzenliyor. Şehrin dört bir etrafını izliyor. Çalışmaları bizzat yerinde inceliyor. Vatandaşla sürekli iletişim kuruyor. Gittiği her yerde vatandaşla çay yudumlayıp sohbet etmeden asla geri dönmüyor. Şehrin her alanda kalkınması için bütün birimlere adeta alarm verdirtmiş durumda. Muazzam bir denetim mekanizması var.

Kurumları sürekli denetliyor. Ankara’nın hızına ayak uyduramayan, kendi çıkar ve menfaatlerini milletin ve devletin çıkarlarının önünde tutan ve hizmet yolunda engel teşkil edenlerle hemen yolunu ayırıyor. Dürüst, adaletli, şeffaf ve çalışkan kişilerden çalışma kadrosu oluşturup Diyarbakır’a hizmet yolunda yürüyor. Vali beyle birlikte yıllardır görünmeyen, üstü kapatılan güzelliklerimiz ortaya çıkmaya başladı.  Eşi ve benzeri olmayan başta tarihi ve kültürel değerlerimiz olmak üzere bir çok güzelliklerimiz Vali beyin çalışmaları sonucunda ortaya çıkarıldı ve bütün dünyaya tanıtımı gerçekleşti, gerçekleşmeye de devam ediyor. 

Her yönüyle efsane bir Valimiz var. Ben inanıyorum ki, sayın Valinin bu enerjisi, birikimi tecrübesi ve çalışkanlığıyla şehrimiz kısa zamanda çok daha fazla gelişecek ve çığ açacaktır. Bize düşen ailesine, eşine ve dostuna zaman ayırmaksızın, Diyarbakır için gecesini gündüzüne katan Vali beyin yanında olmaktır. Bir Diyarbekirli olarak sayın Valimize sonsuz teşekkür ediyorum. Allah ondan bin defa razı olsun. Biz kişisel değil, toplumsal düşünen yerli ve millilerdeniz. Varsın yalaka desinler, varsın taraf desinler hiç önemli değil. Kalpleri bilen sadece Yüce  Allah’tır.!