Malumunuz, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Merkezi, geçtiğimiz ay, Diyarbakır’ın 12 İlçe Başkanının istifasını aldı. Eylül ayında yapılması planlanan ilçe teşkilat kongreleri öncesi alınan istifalar, geniş çaplı bir revizyonun olacağının da sinyali ve habercisi. Aslında alınan karar doğru bir karar. Adalet ve Kalkınma Partisi başta Diyarbakır olmak üzere, bölgede köklü bir değişime gitmesi bana göre zorunlu hale gelmiştir.

Değişim ve bayrak yarışının pozitif etkileri çoktur. Belki çok klasik olacak ama, değişim yapılırken dikkat edilmesi gereken bir çok husus var. Bunların başında da liyakat geliyor. Gelenin gideni aratmaması lazım. Her şeyden önce dava adamı olması olmazsa olmaz olmalı.

Başkanları alınan ilçelere yoğun bir başvuru var. Genel Merkezin başkan belirleme kriterleri ne olacak henüz net bir açıklama yok. Temayül yoklaması gibi yöntemlere başvurulacak mı? Henüz bilmiyoruz. Pandemi süreci nedeniyle bu yıl daha önce yapılan uygulama ve yöntemler yapılmaya bilinir. Ama şu gerçek ki, genel merkez ince elleyip sıkı dokuyor.

19 yıllık AK Parti iktidarları boyunca Diyarbakır’a yapılan yatırımlara karşılık alınan sonuçlar masaya yatırılmış durumda. İlçe teşkilatlarının halka inme konusunda becerileri mercek altına alınmış durumda. Teşkilat yetkililerinin  dava mı?, rant mı? amaçladıklarında olduğu ciddi şekilde sorgulanıyor.

Cumhuriyet tarihinde Diyarbakır’a yapılmayan yatırım ve dev projeler AK Parti iktidarları döneminde yapıldı. Kentte her şeyden önce güven ve huzur ortamı tesis edildi. Yapılan binlerce güzelliklere rağmen, seçimlerde alınan sonuçlar maalesef kabullenmesi çok zor.

Özelikle son yapılan yerel seçimlerde alınan sonuç bardağı taşıran son damla oldu. Bu değişiklik, geçen yıl yapılacaktı ancak, corona virüsü nedeniyle bu yılla ertelenmek zorunda kaldı.

Ben alınan sonuçlarda ilçe başkanlarının yüzde yüz kusurlarının olduğunu ifade etmiyorum. Bir çoğu da kişi olarak iyi insanlardır. Ama tabi ki, görevlerini dört dörtlük yaptıklarını söylememiz mümkün değildir. Bir çok ayakları eksik kaldı maalesef. En önemlisi halka iç içe olamadılar. Davadan çok kişisel çıkarları ön planda tutanlarda oldu. İlçelerinde partilerini temsil eden kişiler olarak, uyguladıkları politika maalesef seçimlerde partinin hanesine olumsuz notların verilmesine sebep oldular.

Genel merkez, neyin ne olduğunu gayet net olarak bilmekte. Diyarbakır il teşkilatı, en çok revizyona uğrayan il teşkilatlarından biridir. Bugüne kadar bir çok il başkanı değişimi yapıldı. Maalesef gelenler gidenleri arattı.

Bu yanlışlığın bu dönemde yapılmaması lazım. Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Başta ABD olmak üzere, hain ve alçakların pusuda beklediği böyle bir dönemde 2023 hedefine gidilen bu yolda, teşkilatlarda yapılacak değişim ‘PÜR DİKKAT’ gerektiriyor. Yolda herhangi bir kazaya uğramamak için atanacak ilçe başkanları çok özellikli olmalı. Özelikle de halk ile olan güçlü bağları. Halkın sempatisini kazanmayı başarmış, dürüst, şeffaf, liyakat sahibi ve kişisel çıkarlarını memleketin, davanın çıkarlarının önüne almayan isimlerle Numan Kurtuluş’un deyimiyle ‘Yeni Ömer’lerle yola devam edilmeli.

Yani kısacası, gelenlerin gidenleri mutlak suretle aratmamasını sağlamak lazım. İnşallah yapılacak değişiklik ve yenilik, şehrimiz ve ülkemiz için hayırlı olur.