Diyarbakır’daki kuyumcu vurgunu meselesi aylardır gündem. Gerek yerel gerekse de ulusal medyada normal bir haber olarak verildi. Çünkü söylenenler, yani iddialar, belgeye dayandırılamadığı için küçücük bir haberden öteye gitmedi. Ama kent ahalisinin halen birinci gündem maddesidir bu mesele. Doğrusu konuşulanlar yani söylenenler tüyler ürpertici.

Olayın üzerinden aylar geçti ama mesele, halen kentte birinci gündem maddesi. Her gittiğimiz ve bize gelen her insanın ‘Ne oldu bu kuyumcu meselesi üstü kapatılıyor mu?’sorusuna muhatap oluyoruz.

Doğrusu en az soranlar kadar bizde merak ediyoruz. Bugüne kadar resmi bir açıklama yapılmadı. Yapılmadığı gibi birde gizlilik kararı alındığı ifade ediliyor.

Kuyumcunun götürdüğü miktarın net olarak ne kadar olduğu söylenmiyor. Kuyumcu hakkında suç duyurusunda bulunanların sayısı da söylenmiyor. Kimin ne kadar parası olduğu da. Eee peki neden?

Tamam rakam açıklanmak istenmiyor belki olabilir. Ama kentte konuşulanlara kulak tıkatmamak gerekir. Kamu vicdanın rahatlaması için olay çok yönlü araştırılmalı ve bütün detaylar kamuoyuyla paylaşılmalı. Aksi taktirde kafalarda soru işaretleri bitmeyecek.

Mesela kent ahalisi diyor ki; ‘Bu kuyumcu aynı zamanda yedi emin. Üst düzey bürokratların kasası. Ben, doğrudur veya yalandır demiyorum. Böyle iddialar konuşuluyor. Vallahi sokakta da, berberde de, kıraathanede de, bütün resmi ve özel kurumlarda da konuşuluyor.

Ve yine biri özel diğeri de resmi 2 banka bölge müdürüne bir üst düzey bürokratın telefon açarak, bu kuyumcuya kredi verilmesi için baskı yapıldığı iddiaları da herkesin dilinde. Gidenlerin arkasından pek konuşmak doğru değil. Ama gidenlerin de yaptığı kanunsuzluk, yolsuzluk ve usulsüzlüğü varsa bu da araştırılmalı. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalı.  Bu dünyada kalsa da ahirette kalmaz. Ama bu dünya da kalmamalı. Kalması kötü bir örnek olur topluma. Devlete güven konusunda sarsılma olur.

Eğer ki, bu söylenenler doğruysa vahhhh. Devletin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı, nerelere gitmiş. Yazıklar olsun. Kim ki devletin, bu şehrin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını gasp etmişse Allah ona bırakmasın.

Bu mesele bütün detaylarıyla derinleştirilerek soruşturulmalı. Vurgun edilen miktar ne kadar? Kimin ne kadar parası gitmiş. Bu paralar kayıtlı mı? Kayıt dışı mı? İddia edildiği gibi üst düzey bürokratların yüklü miktarda paraları emanet olarak söz konusu kuyumcuda bulunuyor muydu? Bulunuyorduysa mal varlığı bildiriminde var mıydı?  Bütün bu merak edilen sorulara da cevap verilmesi gerekir. Bu olay üstü kapatılıp atılacak bir mesele değil. Son derece ciddi ve sonucu merak edilen bir meseledir. İnşallah kulak tıkatılmaz, birileri aklanmaz ve birileri korunsun diye üstü kapatılmaz. Bekleyip göreceğiz.