Bir neslin yeniden ayağa kalktığı yerde, bir milletin geleceği yeniden yazılır.

Bugün, Anadolu’nun dört bir yanında, vicdanıyla hareket eden, aklıyla düşünen ve yüreğiyle hisseden bir gençlik filizleniyor. Adı konmamış bir sessiz devrim bu. Belki ekranlarda görülmüyor, manşetlere taşınmıyor. Ama üniversite kampüslerinde, gönüllü kuruluşlarda, ihtiyaç sahiplerinin evlerinde, bir çorbanın buharında, bir kabanın sıcaklığında yaşanıyor. Çünkü bu gençlik, sadece kendisi için değil; ümmet için, insanlık için, gelecek için yaşıyor.

Biz; sokakta üşüyen bir öğrencinin elinden tutmayı görev bilen, bir yetimin gözyaşına mendil olmayı şeref sayan bir anlayışın temsilcileriyiz. Biz; merhameti sınır tanımaz bir köprü olarak gören, vicdanı uluslararası bir dil bilen bir inancın çocuklarıyız.

Adımız bazen İHH olur, bazen Sadakataşı, bazen Deniz Feneri. Kimi zaman İlim Yayma Cemiyeti’nin yurtlarında gece lambası gibi yanarız, kimi zaman ÖNDER’in izinde gençliği aydınlatırız. Ama nerede olursak olalım, hangi isimle yürürsek yürüyelim, derdimiz hep aynıdır: Mazluma umut, millete omuz, insanlığa nefes olmak.

Çünkü biz, bu toprakların sadece bugünüyle değil, yarınıyla da ilgileniyoruz. Geçmişimize vefalı, geleceğimize sevdalı bir yürüyüşün yolcularıyız. Ve iyi biliyoruz ki, bu ülkenin istikbali, milli şuura sahip bir gençliğin omuzlarında yükselecek.

⸻

Tarih, zaman zaman bir milleti yoklamaya gelir.

15 Temmuz, işte böyle bir yoklamaydı. Tankların sokaklara indiği, uçakların bombalarla alçaldığı o karanlık gecede; bu milletin evlatları, canını siper etti. O gece susmayanlar, yalnızca demokrasiyi savunmadı; gençliğin onurunu, halkın iradesini, ezanın ve bayrağın izzetini de korudu.

O gece bir nesil ayağa kalktı. Ve kalkarken sadece darbeyi değil; umutsuzluğu, teslimiyeti, zilleti de yerle bir etti. Bugün, o şehitlerin emanetiyle yaşıyoruz. Onların direnişi, bize sadece bir zafer değil; bir sorumluluk da miras bıraktı.

Bugün bu millet ekonomik saldırılarla, jeopolitik baskılarla, sosyal provokasyonlarla sınanıyor. Ama unutmasınlar: Bu millet düşse de kalkar, unutsa da hatırlar, suskun kalsa da bir gün mutlaka konuşur. Ve o gün geldiğinde, yine gençlik en ön safta olur.

⸻

Bu yazıyı okuyan genç kardeşim,

Bu yürüyüş seninle tamamlanacak. Çünkü bu dava, sadece geçmişin değil; senin geleceğinin de davasıdır. Aynı safta, omuz omuza yürümeye var mısın?

Birlik olursak güçlü oluruz. Omuz omuza verirsek, bu ülkeyi kimse yıkamaz. Çünkü biz, bu toprağın ruhuyuz. Çünkü biz, milliyiz. Biz, birlikte Türkiye’yiz.

Omuz omuza, aynı safta… Bu direniş seninle büyüyecek.