Hayatın karmaşık ve belirsiz yollarında ilerlerken, zaman zaman gelecek hakkında derin endişelere kapılırız. Hepimiz, sonunda ne olacağını bilmediğimiz bir yolda yürüyen yolcularız. Ancak bu dünyada karşımıza çıkan zorluklar ve belirsizlikler, aslında insanlık tarihindeki büyük peygamberlerin ve erdemli kişilerin yaşamlarının da ayrılmaz bir parçasıydı. İşte bu yüzden, "Aldanma" diyorum ey nefsim.

Bu dünya, Hz. Muhammed’in (sav) karnına taş bağladığı, en yakın dostu Ebubekir’i (ra) evinde çömleksiz bıraktığı ve en sevdiği sahabi Musab’ı kefensiz gömdürdüğü bir dünyadır. Böylesine zorluklarla dolu bir hayatın içinde, tarihin en büyük insanları bile, sonucun ne olacağını bilmeden, ama doğru olduğuna inandıkları yolda yürüdüler. Gelin bu büyük insanların hikayelerine bir göz atalım ve onların yaşamlarından ilham alalım:

Hz. Musa (as), Kızıldeniz’in yarılacağını ve kendisini takip eden Firavun ordusundan kurtulacağını bilmiyordu. Yine de Allah’ın emrine uyarak halkını o denize doğru yürüttü. Bu yürüyüş, insanoğlunun inanç ile bilinmeyene doğru atabileceği cesur adımlardan biri olarak tarihe geçti.

Hz. İbrahim (as), kendisini yakmaya hazırlanan ateşin bir mucize eseri suya dönüşeceğini bilmiyordu. Ancak, Allah’a olan sarsılmaz güveni sayesinde ateşe atıldığında bile huzurluydu. Bu güven, onu hem fiziksel hem de manevi ateşlerden korudu.

Yunus (as), denize atıldığında büyük bir balığın karnına düşeceğini ve oradan sağ salim kurtulacağını tahmin edemezdi. Karanlıklar içinde bile umut ve dua ile Allah’a yöneldi, bu da onun kurtuluşunun anahtarı oldu.

Hz. Eyüp (as), başına gelen ağır hastalıkların ve sıkıntıların sonunda gençliğine geri döneceğini bilmiyordu. Sabır ve metanetle sınavını kabul etti, sonunda ise Allah’ın lütfu ile tekrar sağlığına kavuştu.

Efendimiz Hz. Muhammed (sav), mağarada saklanırken bir güvercin ve örümcek ağının onları düşmanlardan koruyacağını tahmin etmemişti. Allah’ın korumasının farklı şekillerde gelebileceğine dair güzel bir örnek olarak bu olay bizlere ilham verir.

Hz. İsmail (as), babası İbrahim’in (as) elindeki bıçağın kendisini kesmeyeceğini bilmiyordu. Ancak teslimiyet ve güven içinde Allah’ın buyruğuna boyun eğdi ve bu, onun kurtuluşuna vesile oldu.

Hz. Yusuf, kardeşleri tarafından kuyuya atıldığında, yıllar sonra Mısır’da en yüksek makama ulaşacağını hayal bile edemezdi. Ancak sabrı ve dürüstlüğü onu hak ettiği yere taşıdı.

Hz. Nuh, karada gemi yapıp bir tufanla nasıl yüzdüreceğini bilmiyordu. Fakat Allah’ın emriyle bu işe girişti ve insanlığı yeniden şekillendirecek bir kurtuluş öyküsünün baş kahramanı oldu.

Hz. Adem (as), cennetten kovulduğunda tövbesinin kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordu. Ancak samimi bir şekilde Allah’a yönelerek insanlığa tevbenin önemini gösterdi.

Tüm bu hikayeler, bize doğru olanı yapmanın ve Allah’a güvenmenin ne denli önemli olduğunu hatırlatır. Her biri, bilinmeyene doğru cesaretle adım atan ve sonunda Allah’ın yardımını bulan büyük insanların hikayeleridir. Bizler de bugün, hayatımızda karşılaştığımız belirsizliklere rağmen, doğru olanı yaparak ilerlemeliyiz.

Sonucun nasıl olacağını bilmesek de, Allah’a olan güvenimiz ve teslimiyetimiz tamdır. Çünkü Allah, en güzel vekildir. Bilinmeyen yarınlara doğru yürürken, Allah’a güvenle, cesaretle ve inançla adım atmaya devam edelim. Çünkü tarih bize göstermiştir ki, doğru yolda yürüyenler asla kaybetmez