Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Hurafeler ve Gerçek İman
Tarih: 01-08-2024 00:02:00 Güncelleme: 12-09-2024 17:20:00


Bugün, İslam adı altında gerçekleştirilen birçok eylem ve ritüel, gerçek inançtan ve ibadet anlayışından tamamen uzaklaşmış durumda. Ölünün başında saz çalanlardan, kadınlı erkekli göbek atarak ibadet yaptığını sananlara kadar birçok saçma ve akıl dışı davranışlar sergileniyor. Bu tür eylemler, dinin ruhuna ve amacına tamamen aykırıdır.

 

Ölünün başında saz çalmak ve bunun bir tür dini ritüel olduğunu iddia etmek, İslam’ın ciddi ve saygılı bir yaklaşım gerektiren cenaze merasimlerini alay konusu yapmaktır. Bu tür davranışlar, ne İslam'ın öğretilerinde ne de herhangi bir mantık çerçevesinde yer bulabilir. Cenaze merasimleri, hüzün ve saygı içinde gerçekleşmesi gereken anlar iken, böylesi tuhaf ve anlamsız ritüellerle ne hale getirildiğine bakmak gerçekten üzücü.

 

Dahası, kadınlı erkekli göbek atarak ibadet yaptığını iddia edenler var. İbadet, Allah'a yönelmenin, ona olan sevgi ve saygının bir ifadesidir. Peki, dans ederek, eğlenerek ibadet ettiğini sanan bu insanlar neyin peşindeler? Gerçekten iman mı, yoksa gösteriş ve dikkat çekme çabası mı? Bu tür gösterişçi davranışlar, inancın saflığını ve ciddiyetini gölgeler.

 

Bir başka çarpıcı nokta ise, şefaat verdiğini iddia edenler ve papazlar gibi tövbe alanlar. İslam’da, herkesin doğrudan Allah'a yönelerek tövbe etmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Ancak bazı kişiler kendilerini aracı olarak sunarak, adeta Allah ile kul arasına girmeye çalışıyorlar. Bu, dini kullanarak insanları sömürmenin ve kendi çıkarlarına hizmet etmenin bir başka yolu değil midir?

 

Daha da vahim olanı, kendilerini demir zincirlerle dövenler ve vücutlarına şiş sokanlardır. İslam, insan bedenine zarar vermeyi kesin bir dille yasaklamıştır. Peki, bu kişilerin yaptığı nedir? Kendi bedenlerine işkence ederek ne elde etmeyi umuyorlar? Bu tür akıl dışı eylemler, ne İslam’ın ne de sağduyunun kabul edebileceği davranışlardır.

 

Evliyaların ve Enbiyaların hayatları ardına saklanmış tüccarlara gelince, bunlar dini değerleri ticari kazançlarına alet eden kişilerdir. Din ticareti, insanların en saf duygularını sömürerek, onları maddi kazanç için kullanmanın en eski yöntemlerinden biridir. Bu tüccarlar, dinin ruhunu anlamaktan ve yaşatmaktan çok uzakta, sadece kendi çıkarlarını düşünmektedirler.

 

Ve ineğe tapanlar, cuf cuf ile keramet arayanlar, tokat ile sağlık dağıttığına inanan ahmaklar topluluğu... Bu tür inanışlar ve ritüeller, toplumun ne kadar kolay yanıltılabileceğinin ve hurafelere ne kadar açık olduğunun acı bir göstergesidir. Akıl ve bilimden uzak, sadece hurafelere dayanan bu tür inançlar, insanları gerçek iman yolundan saptırır.

 

İnanç, bireyin Allah ile arasındaki saf ve temiz bağdır. Bu bağı kirleten, insanları yanlış yollara sevk eden her türlü hurafe ve sahte inançtan uzak durmak gereklidir. Gerçek ibadet ve iman, gösterişten ve ritüelcilikten uzak, samimi ve içten olmalıdır. Hurafelerle dolu bir inanç sistemi, sadece insanları yanıltır ve toplumun ilerlemesini engeller.

 

Toplum olarak hurafelerden arınmış, gerçek bilgi ve inançla yoğrulmuş bireyler yetiştirmek, geleceğimiz için en büyük temennimiz olmalıdır. Bu nedenle, dinin doğru anlaşılması ve uygulanması için eğitime ve bilgiye büyük önem verilmelidir. Hurafelerden uzak, gerçek imanla aydınlanmış bir toplum, hem manevi hem de maddi anlamda daha güçlü ve sağlam olacaktır.



Bu yazı 1801 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI