Diyarbakır’da deynekçilik, otopark mafyacılığı ve kaldırım işgalleri, şehrin kalbine hançer gibi saplanmış durumda. Özellikle tarihi Sur ilçesinde yaşanan manzara, tam anlamıyla bir rezaleti gözler önüne seriyor. Kaldırımları işportacılara teslim eden, otopark mafyasının cirit atmasına göz yuman yerel yönetimler, şehrin kaosa sürüklenmesine seyirci kalıyor. Her köşe başında türeyen deynekçiler, park edilen her araca el koyar gibi davranarak vatandaşı haraca bağlarken, kaldırımlar işportacıların istilası altında. Peki, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ne yapıyor? Görünen o ki; hiçbir şey!

Sokaklar Vatandaşın Değil, Mafyanın Elinde

Sur’un tarihi sokaklarında yürümek, işportacıların ve otopark mafyasının el koyduğu kaldırımlar yüzünden imkânsız hale gelmiş durumda. Diyarbakır gibi kadim bir şehir, deynekçilerin ve otopark mafyasının keyfine bırakılmış, halk ise her geçen gün biraz daha çaresizleşiyor. Bu kentin sokaklarında rahatça dolaşmak isteyen vatandaşlar, deynekçilerin terör estirdiği bir ortamda sokağa çıkmakta bile tereddüt ediyor. Şehrin kalbinde yaşanan bu mafya düzenine karşı halkın feryadı yükseliyor, ancak belediyeler kör ve sağır olmuş halde.

Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeler Nerede?

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin, bu mafya düzenine göz yumması kabul edilemez. Halkın her gün sosyal medyada dile getirdiği şikayetler, görmezden gelinemez. Trafik sorunu ve otopark mafyasının baskısı altında ezilen vatandaşlar, belediyeyi “ulaştırmama daire başkanlığı” olarak anmaya başladı. Ne kadar acıdır ki, Diyarbakır halkı, kendi belediyesine ironi yaparak sesini duyurmaya çalışıyor. Bu şehirdeki trafik kaosu, kaldırım işgalleri ve otopark çeteleri, yönetimin vurdumduymaz tavrını adeta gözler önüne seriyor.

Belediyeler ideolojik projelerle öne çıkmaya çalışıyor olabilir, ancak vatandaşın gerçek sorunlarını çözmek gibi bir dertleri yokmuş gibi görünüyor. Diyarbakır halkı, sokak mafyasının cirit attığı, deynekçilerin terör estirdiği bir şehirde yaşamayı hak etmiyor. Bu kent, kaosun ve hukuksuzluğun merkezine dönüşmüş durumda; ve bu dönüşümün sorumlusu da, bu duruma seyirci kalan yerel yönetimdir.

İdeolojik Gösteriler Yeter, Halkın Sorunlarına Çözüm Bulun!

Diyarbakır’ın yerel yönetimi, ideolojik şovlar ve boş projelerle halkın gözünü boyayacağını sanıyor. Ancak, sokaklarda deynekçilerin ve otopark mafyasının terörü altında ezilen vatandaşlar, bu göz boyamayı yutmuyor. Tarihi Sur ilçesinin sokaklarını işportacılara teslim eden, otopark mafyasına adeta “istediğiniz gibi at koşturun” diyen bir yönetim anlayışı, halkın güvenini kaybetmiştir. Bu durum, sadece Sur ilçesiyle sınırlı değil; neredeyse tüm Diyarbakır, deynekçilerin ve otopark çetelerinin terör estirdiği bir alana dönüştü.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler, halkın sesine kulak tıkamayı bırakıp bu çürümüş düzeni değiştirmek için harekete geçmelidir. Trafik sorunu, otopark mafyasının baskısı, işportacı istilası gibi meseleler, ideolojik projelerin gölgesinde bırakılmamalıdır. Halkın en temel ihtiyaçları karşılanmıyor; kent adeta mafyanın ve sokak çetelerinin eline teslim edilmiş durumda.

Diyarbakır Halkının Sabrı Taştı: Yerel Yönetimden Acil Çözüm Bekliyor!

Diyarbakır’ın insanları, yıllardır terörle, yoksullukla ve işsizlikle mücadele ediyor. Bu kadar zorlukla baş etmeye çalışan bir halka, deynekçilerin ve otopark mafyasının zulmü de reva görülmemelidir. Şehirdeki trafik kaosu, otopark mafyasının keyfi uygulamaları ve kaldırımları işgal eden işportacılar, vatandaşların gündelik hayatını adeta bir kabusa çevirmiştir. Vatandaşlar, hem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni hem de ilçe belediyeleri göreve çağırıyor. Artık ideolojik kavgalar ve boş projelerle zaman kaybedilmemeli, halkın gerçek sorunlarına odaklanılmalıdır.

Bu Çürümüş Düzen Derhal Değiştirilmeli!

Diyarbakır halkı, sokağa çıkarken korku duymak istemiyor; deynekçilerin terör estirdiği sokaklarda değil, özgürce dolaşabileceği bir şehirde yaşamak istiyor. Bu kentin insanları, trafikte saatlerce beklemeyi, deynekçilerle pazarlık yapmayı ve işportacıların kapladığı kaldırımlarda yürümek zorunda kalmayı hak etmiyor. Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler, artık halkın taleplerine daha fazla kayıtsız kalamaz. Eğer yerel yönetim bu çürümüş düzeni değiştirmek için adım atmazsa, Diyarbakır halkının sabrı tükenmiş durumda ve bu sabır taşarsa, yerel yönetimlerin hiçbir ideolojik projesi halkın öfkesini dindirmeye yetmeyecektir.

Halkın gerçek sorunlarını çözümsüz bırakan, mafya düzenine göz yuman, deynekçilerin ve otopark mafyasının terörüne seyirci kalan bir yönetim, halkın güvenini çoktan kaybetmiştir. Şimdi söz sırası halkta; bu çürümüş düzenin değişmesini istiyor ve bunun için mücadeleye hazır!