15 Temmuz Darbe Girişimi ve Sonuçları

15 Temmuz darbe girişimi, Türk halkının direnişi sayesinde başarısızlığa uğramış olsa da, darbeci askerlerin ve onların savunucularının etkileri hala devam ediyor. Halkın sarsılmaz iradesi ve kahramanca direnişi, demokrasinin gücünü bir kez daha ortaya koydu. Ancak bu olay, Türkiye'nin demokratik yapısında köklü değişiklikler yapılması gerektiğini de gözler önüne serdi.

Değişmeyen Anayasa ve Dijital Manipülasyonlar

Değişmeyen anayasa ve önlenemeyen dijital manipülasyonlar, bu grupların hem darbe savunuculuğu yapmasına hem de olayları istedikleri gibi manipüle etmelerine olanak tanıyor. Dijital çağda, sosyal medya ve internet üzerinden yayılan dezenformasyon, halkın doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırıyor ve toplumsal huzuru tehdit ediyor. Bunun en büyük kanıtı ise Gezi olayları ve hala açık profiller ile paylaşılan örgütsel içeriklerdir.

Sivil Anayasanın Gerekliliği

Demokratik bir toplumda, halkın iradesine karşı gelinmemesi esastır. Ancak mevcut anayasa, bu ilkeyi tam anlamıyla koruyamamaktadır. Bu nedenle, acilen sivil bir anayasa yapılması gerekmektedir. Yeni anayasa, halkın iradesini tam anlamıyla yansıtmalı ve koruyucu mekanizmalar içermelidir. Sivil anayasa, devletin temel yapısını, hak ve özgürlükleri çağdaş normlarla yeniden tanımlamalı ve güçler ayrılığını net bir şekilde belirlemelidir.

Liyakatli Bürokratlar ve Adaletli Yargı

Liyakatli bürokratlar ve vicdani hakim savcılar önemli yerlere getirilmelidir. Bürokrasi ve yargı sisteminde liyakat esas alınmadığında, adaletin sağlanması mümkün değildir. Adaletin sağlanmadığı, eşitliğin hüküm sürmediği bir devlette ne darbeler ne de dezenformasyon son bulur. Adaletin olmadığı bir yerde, demokrasi de anlamını yitirir. Bu nedenle, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalı, bürokratik atamalarda liyakat ön planda tutulmalıdır.

Halkın İradesine Saygı ve Demokratik Değerler

Sonuç olarak, sivil bir anayasa, liyakatli yöneticiler ve adaletli bir yargı sistemi, demokrasimizin teminatı olacaktır. Halkın iradesine karşı gelinmemesi, demokratik değerlerin korunması ve adaletin sağlanması için bu adımların atılması zorunludur. Aksi takdirde, ne darbeler ne de dezenformasyon sona erer. Toplum olarak, demokrasinin ve adaletin teminatı olan bu değerleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak bizim en büyük sorumluluğumuzdur.

Yeni bir anayasa, demokratikleşme sürecinin en önemli adımı olacaktır. Bu süreçte, toplumun her kesiminin görüşleri alınmalı ve geniş bir toplumsal mutabakat sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde, gelecekte benzer tehditlere karşı daha dirençli ve daha güçlü bir demokrasi inşa edebiliriz.