Diyarbakır, Kürt meselesinin çözümüne dair iki önemli toplantıya ev sahipliği yaptı. Bunlardan biri HÜDA PAR’ın düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”ydı. Çalıştay, geniş bir katılımla gerçekleşti ve Kürt meselesinin tarihi, toplumsal ve siyasal boyutları masaya yatırıldı. Bu toplantının ardından, HÜDA PAR’ın bu meselede üstleneceği yeni rolü ve ortaya çıkan siyasi gerilimi konuşmak kaçınılmaz hale geldi.

Yeni Bir Aktör mü?

Türkiye’de Kürt meselesi uzun yıllardır farklı aktörler tarafından ele alındı. Ancak HÜDA PAR, bu çalıştay ile birlikte meseleye İslami ve toplumsal bir perspektiften yaklaşarak yeni bir rol üstlenmeye hazırlandığını gösterdi. Çalıştayda konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun şu sözleri dikkat çekiciydi:

> “Kürtler bu topraklarda kiracı ya da mülteci değil, bu vatanın sahibi ve devletin kurucu halklarındandır.”

Bu sözler, Kürt meselesinin ulus-devlet anlayışı çerçevesinde şekillenen inkârcı politikalarla bir sorun haline geldiğini vurguluyordu. Yapıcıoğlu’nun çıkışı, HÜDA PAR’ın artık bu alanda daha etkin bir söylem geliştireceğinin işareti olarak okunabilir.

Çalıştayda Öne Çıkan Görüşler

Çalıştayda konuşan isimlerin çoğu, Kürt meselesinin çözümüne dair farklı perspektiflerden değerlendirmeler sundu.

Akademisyen Dr. Abdulkadir Turan, “PKK muhatap alındıkça tabanını genişletiyor ve meselenin çözümü zorlaşıyor.” diyerek çözüm sürecine farklı bir pencere açtı.

Eski Milletvekili Mehmet Metiner, CHP’nin tarihsel inkârcı tutumunu eleştirerek, sorunun kökenine dair tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Tarihçi Mustafa Armağan, Kürt edebiyatına ders kitaplarında yer verilmemesini sorguladı.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Irkçılık ve milliyetçilik sorununun aşılması için sağlam bir kardeşlik zemini inşa edilmelidir.” diyerek çözümün toplumsal barışa dayanması gerektiğini vurguladı.

Çalıştaydan çıkan sonuç bildirgesi ise oldukça dikkat çekiciydi. Anadilde eğitimin anayasal güvence altına alınması, anayasanın değiştirilmesi ve Kemalist zihniyetin sorunun kaynağı olarak görülmesi gibi talepler bildirgede yer aldı.

Çalıştay Siyasette Tansiyonu Yükseltti

Çalıştay, sadece Kürt meselesi bağlamında değil, aynı zamanda siyasette de yeni bir gerilime neden oldu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, çalıştayın sonuç bildirgesine sert tepki göstererek, HÜDA PAR’ın taleplerini “Türkiye’yi bölme hedefli emperyalist dış Kürt sorunu projesi” olarak nitelendirdi.

> “Terörsüz Türkiye hedefine ihanetler arsızca artıyor. Türkiye’nin bölünmesinden yana olduklarını ilan ettiler.”

Bu açıklama, çalıştaya katılan AK Partili bazı isimleri de hedef alıyordu. Eski milletvekili Mehmet Metiner, Uçum’un bu suçlamalarına sosyal medya üzerinden yanıt verdi:

> “Ben AK Partiliyim, AK Partili görünenlerden değilim.”

Metiner, Kürt meselesinin çözümünde Cumhur İttifakı’nın önemine vurgu yaparken, anadilde eğitimin bölünmeye yol açabileceğini de savundu.

Cumhur İttifakı’nda Yeni Bir Fay Hattı mı?

Çalıştayın yankıları, AK Parti içinde Kürt meselesine dair farklı yaklaşımların olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle MHP’nin bu konudaki sert tutumu, AK Parti içerisindeki bazı isimlerin daha esnek pozisyonlarıyla çelişiyor. HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı içindeki konumu da bu süreçte yeniden tartışmaya açılabilir.

Önümüzdeki günlerde bu tartışmaların nasıl şekilleneceğini göreceğiz. Ancak Diyarbakır’da yapılan bu çalıştay, HÜDA PAR’ın Kürt meselesinde daha aktif bir pozisyon almak istediğini ve bu durumun siyasette yeni dengeler yaratabileceğini gösterdi. Türkiye’nin ikinci yüzyılında Kürtlerin yeri, hakları ve temsilcileri üzerine yeni bir tartışma başladı. Bu tartışmanın nasıl bir yöne evrileceği, sadece Kürtler için değil, Türkiye’nin geleceği açısından da belirleyici olacak.