Diyarbakır sokaklarında her gün yaşadığım bir gerçek var "Trafik çilesi". Şehirde işine, okuluna ya da herhangi bir yere gitmek isteyen bizler için bu durum artık dayanılmaz bir hal aldı. Sokaklar tıklım tıklım, otobüsler balık istifi, özel araçlar ise bir noktadan diğerine gitmek için saatlerce yol almak zorunda. Bu sorunun kaynağını düşündüğümde, cevabı hepimizin bildiği ama kimsenin çözüm üretmek istemediği bir yerde buluyorum: Şehir içi toplu taşıma ücretleri.

Pahalı Toplu Taşıma İnsanları Özel Araçlara İtiyor

Son yıllarda toplu taşıma ücretleri o kadar yüksek hale geldi ki insanlar mecburen alternatif çözümler aramaya başladı. Bu durumun en büyük etkisini günlük hayatımda gözlemliyorum. Sabahları duraklarda beklerken, birçok kişinin özel araçlarına binip gitmeyi tercih ettiğini görüyorum. Bu tercih aslında basit bir ekonomik hesaplamanın sonucu: Toplu taşıma ücretleri ile özel araç kullanımı arasında neredeyse hiçbir fark kalmadı. Günlük bir kişinin toplu taşıma masrafı, uzun vadede bir arabanın yakıt ve bakım maliyetine denk hale gelmiş durumda. İnsanlar haklı olarak “O kadar para vereceğime kendi aracımla giderim” diyor. Ancak bu çözüm, yeni bir sorunu beraberinde getiriyor: Trafik yoğunluğu. Özel araçların sayısındaki artış, Diyarbakır’ın ana arterlerini ve ara sokaklarını adeta felç ediyor. Eskiden 15-20 dakikada gidilen mesafeler artık bir saate yaklaşmış durumda. Dur-kalklar, gergin sürücüler ve birbirine korna çalan insanlar... Tüm bunlar şehir yaşamını katlanılmaz hale getiriyor.

Diyarbakır’da yaşayan biri olarak, toplu taşımanın artık sadece ekonomik bir mesele olmadığını düşünüyorum. Bu durum, aynı zamanda toplumsal bir adalet sorunu haline geldi. Çünkü toplu taşıma pahalı olduğunda, bu hizmetten yararlanmak sadece belirli bir gelir grubuna özgü hale geliyor. Dar gelirli vatandaşlar için bu ücretler, bütçelerini zorlayan bir kaleme dönüşüyor. Birçoğu ya kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor ya da başka ihtiyaçlarından kısmak pahasına bu ücretleri ödemek durumunda kalıyor.

Toplu taşıma, herkesin erişebilmesi gereken bir hizmettir. Şehir yönetiminin bunu lüks değil, temel bir hak olarak görmesi gerekiyor. Ancak şu anda bu anlayıştan çok uzak bir yerdeyiz. Toplu taşıma ücretleri yüksek olduğu gibi, hizmet kalitesi de buna paralel olarak düşmüş durumda. Kalabalık otobüsler, sık olmayan seferler ve yeterince geniş olmayan güzergâhlar, insanları toplu taşıma yerine başka seçenekler aramaya itiyor.

Peki, çözüm ne? Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit: Toplu taşıma ücretlerini düşürmek. Şehir içi ulaşım ücretlerini makul seviyelere çektiğinizde, insanlar tekrar toplu taşımayı kullanmaya başlar. Bu, hem toplumsal hem de ekonomik olarak şehre büyük fayda sağlar. Daha fazla insan toplu taşımayı tercih ettiğinde, özel araç trafiği azalır. Bu da şehirdeki trafik sıkışıklığını büyük ölçüde hafifletir. Ancak sadece ücretleri düşürmek yetmez. Toplu taşıma hizmetlerinin kalitesinin de artırılması gerekiyor. Daha fazla otobüs, daha sık seferler ve daha geniş güzergâhlarla halkın ihtiyaçlarına cevap verilmesi şart. Bu sadece insanların hayatını kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda şehirdeki genel yaşam kalitesini de yükseltir.

Şehir Yönetimine Çağrı

Diyarbakır’da yaşayan biri olarak, şehir yönetiminden bu konuda acil bir adım atmasını bekliyorum. Ulaşım sorununa karşı daha adil, halktan yana bir politika geliştirilmesi gerekiyor. Toplu taşıma ücretlerinin düşürülmesi ve hizmet kalitesinin artırılması, bu şehirde yaşayan herkesin hakkıdır.

Biz vatandaşlar olarak, her gün bu şehirde işe, okula, evimize ulaşmak için saatlerimizi harcıyoruz. Bunun daha kolay ve daha ucuz bir yolu varken neden bu çileyi çekiyoruz? Artık bu soruya bir cevap verilmesi gerekiyor. Çünkü Diyarbakır halkı, adil bir ulaşım hizmetini fazlasıyla hak ediyor. Bu sorun görmezden gelinemez. Eğer şimdi çözüm üretilmezse, hem trafik daha kötü hale gelecek hem de halkın sabrı daha fazla zorlanacak. Diyarbakır’ın ulaşım çilesi, bir tercih meselesidir. Şehir yönetimi halktan yana mı olacak, yoksa bu çileye göz mü yumacak? Bu sorunun cevabı, bizim geleceğimizi belirleyecek.

Anlayacağınız Diyarbakır'ın trafik çilesinin çözümü sanıldığı gibi zor değil; sadece bir imza. O kadar..