Barışın adresi Diyarbakır oldu, ancak dezenformasyonun merkezi dijital dünya. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu kan bitsin!" diyerek 23 yıllık iktidarı boyunca PKK ile ateşkes sağlanması, bölge halkının refahı ve Türkiye’nin bölgesel güç olma yolundaki en büyük engelinin ortadan kaldırılması için çözüm süreçlerine girdi. Ancak her seferinde birileri bu süreci sabote etti. Buna rağmen Erdoğan yılmadı, geri adım atmadı ve barış mücadelesine olan bağlılığını sürdürdü. İşte tam da bu yüzden, "Asrın Lideri" unvanını hak eden en büyük barış mimarı olarak anılıyor.

Ancak barışı istemeyenler sadece silahlarla değil, artık dijital dünyada da saldırıyor. Dernek statüsündeki yapılar, siyasi parti görünümlü örgütler ve hatta devletler bu süreci baltalamak için her yolu deniyor. Türkiye’de herhangi bir kurumdan destek bulamayınca, devreye sahte hesaplar giriyor. Önemsiz olaylar bile sosyal medyada devasa krizlere dönüştürülerek kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Bugün, dijital dezenformasyon, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden en büyük unsurlardan biri haline gelmiş durumda.

Dijital Terörle Mücadelede Yeni Stratejiler Gerekli

Sahada olduğu kadar, dijital dünyada da etkin önlemler almak kaçınılmaz hale gelmiştir. Bugün artık mesele sadece silahlı terörle mücadele değil, aynı zamanda dijital terörle de mücadeledir. Peki, bu mücadelede hangi adımlar atılmalıdır?

1. Dijital Güvenlik Mekanizması Kurulmalı

Türkiye, sahada PKK’ya karşı nasıl etkin mücadele yürütüyorsa, dijital alanda da aynı kararlılığı göstermelidir. Bunun için, devlet bünyesinde sosyal medya ve dijital güvenlik üzerine uzmanlaşmış birimler kurulmalı, dezenformasyonla mücadele edecek özel ekipler oluşturulmalıdır. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde dijital güvenlik birimlerinin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

2. Yasal Düzenlemeler Genişletilmeli

Türkiye, sosyal medya platformlarına yönelik düzenlemeleri hayata geçirmiş olsa da, dezenformasyonla mücadelede daha sert önlemler alınmalıdır. Sosyal medya şirketlerine, Türkiye karşıtı propaganda yayan hesapları engelleme zorunluluğu getirilmelidir. Ayrıca, yalan haber yayan kişi ve gruplara karşı hukuki yaptırımlar sertleştirilmelidir.

3. Milli Sosyal Medya Platformları Desteklenmeli

Bugün Batı merkezli sosyal medya platformları, Türkiye karşıtı içeriklere göz yummakta, hatta zaman zaman teşvik etmektedir. Bu nedenle, Türkiye’nin yerli ve milli sosyal medya platformlarını güçlendirmesi gerekmektedir. Alternatif platformların yaygınlaşması ve devlet desteğiyle geliştirilmesi, dezenformasyonun önüne geçilmesi açısından kritik bir adımdır.

4. Dijital Farkındalık Eğitimi Verilmeli

Toplumun dezenformasyona karşı bilinçlendirilmesi en önemli adımlardan biridir. Okullarda ve üniversitelerde "Dijital Okuryazarlık" dersleri yaygınlaştırılmalı, halkın manipülatif içeriklere karşı farkındalığı artırılmalıdır. Ayrıca, devlet eliyle yürütülecek kampanyalarla vatandaşlara, hangi haberin doğru, hangisinin dezenformasyon olduğu anlatılmalıdır.

5. Uluslararası İş Birliği Güçlendirilmeli

Dijital terörle mücadelede yalnızca Türkiye’nin alacağı önlemler yeterli değildir. Bu noktada, dost ve müttefik ülkelerle ortak hareket edilmesi gerekmektedir. Avrupa ve Asya’daki bazı ülkeler, dijital dezenformasyona karşı başarılı yasalar çıkarmış durumdadır. Türkiye de bu alanda küresel iş birliğini artırarak, dezenformasyonun sınır ötesi etkilerini en aza indirmelidir.

Dijital Dezenformasyon Milli Güvenlik Sorunudur

Artık savaşlar sadece sahada değil, ekranların başında veriliyor. Silahlı mücadelede Türkiye nasıl başarılı olmuşsa, dijital dünyada da aynı başarıyı göstermek zorundadır. Dijital dezenformasyon, ulusal güvenliği tehdit eden bir mesele olarak ele alınmalı ve acil önlemler alınmalıdır.

Türkiye, barış mücadelesini yalnızca sahada değil, dijital dünyada da kazanmak zorundadır. Çünkü barış, sadece silahların susmasıyla değil, zihinlerin özgürleşmesiyle mümkündür. Dezenformasyonun önüne geçilmezse, toplumun zihni esir alınır ve bu da en büyük tehlikedir. Bu yüzden, dijital terörle mücadelede devletin, halkın ve kurumların omuz omuza vermesi gerekmektedir.

Bugün harekete geçilmezse, yarın çok geç olabilir!