Bugun...


Zeki Dilek

facebook-paylas
Konya Olayı
Tarih: 05-08-2021 00:09:00 Güncelleme: 05-08-2021 00:09:00


Türkiye ve özellikle Kürt kamuoyu günlerdir Konya Meram’da yaşanan vahşeti konuşuyor.

Aynı aileden 7 ferdin aynı anda ve aynı kişi tarafından katledilmesinin ve ardından da evin yakılmasının yankıları hala devam ediyor.

Olayın gerçekleştiği günden bugüne kadar hemen birçok kişinin olayı sadece kendi bakış açısına göre şekillendirdiğini ve kamuoyuna da bu şekilde yansıttığını görüyoruz.

Olayın meydana geliş şekli ve öncesinde yaşananları tarafsız bir gözlem ile değerlendirmeyi imkânsız kılan bir ortam var. Özellikle Kürt tarafının olayın sadece ve kesinlikle ailenin Kürt olması hasebiyle katledildiğine dair Sosyal Medya üzerinden inanılmaz bir kamuoyu baskısı oluşturması olaya objektif bakışı zorlaştıran bir durum.

Rabbimiz bize Kuranı Keriminde olayları değerlendirirken ALEYHİMİZE BİLE OLSA mutlak surette ADİL olmamız gerektiğini emreder. Konya olayını birçok FARKLI haber kanallarından izlerken olayın Kürt-Türk kavgası ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını görmek mümkün.

İki aile arasında 10 seneden fazladır süren bir husumetin bugüne kadar barışla sonuçlandırılamamasının bir doğal sonucu olarak bu vahşet günlerine kadar gelindiği görülüyor. Konya’daki bu iki ailenin diğer komşularının ve Konya’daki devletin ilgili kurumlarının ve/veya Sivil Toplum Kuruluşlarının bugüne kadar bu olayı barışla neticelendirememiş olmaları Konya adına büyük bir eksikliktir.  Tam da burada Diyarbakır’ın Barış elçisi, en az yüzlerce anlaşmazlıkları, husumetleri, Kan davalarını Sulh yoluyla sonuçlandıran Hacı Sait ŞANLI’yı rahmetle anıyorum. Sadece bu barışmalar sayesinde olsa bile Mekânı Cennettir inşallah. Keşke Konya’da bir Hacı Sait ŞANLI yetiştirebilseydi de bu olay hiç yaşanmamış olsaydı.

Devlet Kurumlarının, Yetkililerin veya Sivil toplumun bu eksikliklerini sonuna kadar eleştirebiliriz ancak bu olay üzerinden Kürtlerin sırf Kürt oldukları için Konya’daki Türkler tarafından katledildiklerini iddia etmek en hafif deyimiyle kötü niyet, ağır deyim kullanmam gerekirse ise bunun adı kışkırtma ve ülkemiz insanlarını birbirine kırdırmanın provasıdır diyebilirim.

Gelelim olaya, Kürdistan 24 Haber kanalının yayınladığı ailenin katledilme görüntülerini içeren videoyu izledim. (1) Evin bahçesine kurulan kamera ile çekilen görüntülerde ailenin 7 ferdinin de bahçede silahlı saldırgan tarafından bir araya getirildiği görülüyor. Saldırgan bu 7 kişiyi de elindeki silahla tehdit ediyor. Görüntüleri iyice izlediğinizde sizde göreceksiniz ki beklide katletmek için gelmemiştir. Benim edindiğim izlenim katletmek yerine tehdit etmeye geldiği şeklinde. Videonun ilerleyen sahnelerinde aile ferdi olan kırmızı renkli elbise giyen kadının yere eğilerek bir taş benzeri bir cisim aldığı ve saldırgana fırlattığı, saldırganın üzerine yürüdüğü hemen ardından ailenin diğer tüm üyelerinin de saldırganın üzerine yürüdüklerini ve saldırganı kovaladıkları, bu kovalamaca başlar başlamaz saldırganın elindeki silahı kullandığı ve kendisini kovalayan aile fertlerine ateş etmeye başladığı çok net görülüyor. Yani bence kırmızı giysili kadın saldırganı taşlamasa ve üzerine yürümese (hemen ardından ailenin diğer fertleri de saldırganın üzerine yürümese ve kovalamasalar) belki de sadece kuru tehdit ile bu olay bitebilecekti. Allah rahmet etsin hepsine. Belki de silahı elinden almak gayesiyle üzerine yürüdüler. Görüntülerden anladığım kadarıyla katledilen ailenin Saldırganın ateş edeceğine ihtimal vermedikleri ve sadece kendilerini korkutmaya, tehdit etmeye geldiğini düşündüklerini sanıyorum.

Yapılan açıklamalar ve izlediğim videoların bir sonucu olarak ben olayı böyle gördüm.

Meseleyi etnik temellere oturtmanın, Kürtlerle Türkleri vahşet içerikli ve üzücü bir olay üzerinden karşı karşıya getirmeyi doğru ve iyi niyetli bulmuyorum.

Bence mesele şudur; her ülkede, her şehirde iyi insanlar ve kötü insanlar vardır. Konya’da, Diyarbakır’da da, memleketin her şehrinde de bu iyiler ve kötüler vardır. Bir kötü insanın yaptıkları sebebiyle bütün bir şehrin insanlarını zan altında bırakmak Adil bir yaklaşım değildir.

Mazıdağı Bilge Köyü katliamını hatırlayalım mesela. 44 masum cana kıyanlar “Türk” ırkından mı idi?

Hayır. Bizzat öz hakiki o ailenin kendi akrabalarıydı. Aralarındaki husumet sebebiyle Nişan törenini basmış ve katılan herkese ateş ederek 44 insanımızı katletmişlerdi. Şimdi sırf olay Mardin’de meydana geldi diye “Tüm Mardin halkı vahşidir, katliamcıdır” diyebilir miyiz? “Hepsi bu katliama ortaktır” dersek bu Mardin’e haksızlık olmaz mı?

Bana göre Mardin Mazıdağı’ndaki katliam ne kadar ferdi ise Konya’daki bu katliamda ferdi olarak görülmeli ve bu olay üzerinden Konya halkına haksızlık yapılmamalıdır.

Özellikle siyasilerin açıklamalarının kışkırtıcı olmamasına özel bir gayret gösterilmelidir.

Türkiye halklarının Savaşa değil, Barışa ihtiyacı vardır ve açıklamalarında Barışa hizmet etmesi gereklidir.



Bu yazı 6169 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI