Pandemi başlayalı yaklaşık 1 yıl oldu.

O günden bu yana Hükümet insanlarımızı pandemiden korumak için çok farklı seçeneklerle tedbirler aldı.

Bu tedbirlerin çoğuda İnsanların salgından korunması için alınması gereken tedbirlerdi.

Ancak bu tedbirlerin bazılarının yanlış işletildiğide çok bariz bir şekilde görülüyor.

Ortada Yerel esnaf aleyhine çok yanlış uygulanan bir süreç var.

Duruma bakınca görünen şu;  Turizm merkezleri tıklım tıklım. Kayak Merkezlerinde adım atacak yer yok. Parti kongrelerinde iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıklar oluyor.  Bazı devlet kurumlarında (Mesela; Tapu ve Vergi Dairelerinde) insanlar aşırı kalabalık oluşturabiliyor. AVM’ler açık. Ulusal ve Küresel tüm işyerlerinin yerel işyerleri açık.

v.s...

Yani Turizm sektörü virüsü yaymıyor. Kayak merkezleri virüsü yaymıyor. Kalabalık Parti Kongreleri yapılmasında bir sakınca olmuyor!! AVM’ler onca kalabalığa rağmen virüs bulaştırmıyor…

Anlayacağınız Yerel esnaf dükkanını açamıyor ama Partiler kongre yapabiliyor, Turizm merkezleri, kayak merkezleri, Ulusal ve Küresel tüm marketler, AVM'ler AÇIK...

Ulusal marketler açık olan işyerinde çorap satıyor ama Tuhafiyeci kapalı.

Ulusal Marketler Züccaciye satıyor ama Züccaciye satıcısı kapalı.

Ulusal Marketler Bilgisayar satıyor ama yerel Bilgisayar satıcısı kapalı.

Ulusal Marketler Cep telefonu satıyor ama yerel Cep Telefonu satıcısı kapalı.

Ulusal Marketler Kitap ve Kırtasiye satıyor ama Kitap ve Kırtasiye satıcısı kapalı.

Bu örnekleri çoğaltın siz. Beyaz eşya satıcısı, Ayakkabıcı, Temizlik malzemesi satıcısı, Fatura Ödeme Merkezleri, İç Giyim satıcısı, Terziler, v.s gibi onlarca ve hatta yüzlerce farklı esnaf dükkanını açamazken Ulusal Marketlerin tamamının açık kalarak tüm bu farklı alanlarda satış yapabilmeleri sizede tuhaf gelmiyormu?

Şahsen bana çok Adaletsiz bir durum olarak görünüyor.

Yerel esnaf için yasak olan günlerde dükkanını açmasını engelliyoruz ama Ulusal ve Küresel marketler o yasak saat ve günlerde binlerce çeşit ile halka hizmet etmeye devam edebiliyor.

Ayakkabıyı yerel esnaftan alamıyoruz ama Ulusal firmalarda satın almak serbest…

O zaman bizim aklımızada bu virüsün sadece yerel esnafların dükkanlarından yayıldığı gibi absürd, saçma, salak bir algı oluşuyor…

Virüs bir tek yerel esnaf kapalı olunca yayılamıyor!

Çin’den yayılan bu virüs herhalde en çok yerel esnafı vuruyor.

Esnaflar bu saçma durumdan ve oldukça adaletsiz uygulamadan dolayı çok şikayetçiler. Ortada bir haksız rekabet olayı var.

Maalesef yerel Esnafların derdini dinleyen yok.

Aralarından binlercesi dayanamayıp iflas etti.

Binlercesi iflas etmenin eşiğinde.

Devletimizin tüm ilgili birimlerinin veya yöneticilerinin ciddi anlamda bunun üzerinde durması gerekiyor.

Yetkili ve Etkililer Yerel esnaflarımızı korumak ve sorunlarını dinlemek zorundadır. Sayın Valimiz başta olmak üzere tüm devlet erkanı ve Hükümetin yereldeki temsilcisi Akpartinin yerel unsurlarının acilen esnaflar ile bir araya gelmesi ve sorunlarına çözüm üretmeleri gerekiyor.  (Esnaf STK’sı olan Sanayi ve Ticaret Odası bu aralar çoook müthiş bir ihtiyaç!!!! olan Konserlerle iştigal ediyor)

Şehirlerimizdeki (80 Şehirden) parayı hortumlayarak bir tek İstanbul’da toplayan Ulusal Market Holdinglerin şehrimize hiçbir faydaları yok. Her bir şubede/markette 2 kişi çalıştırıyorlar ama aynı zamanda her bir şube ile onlarca yerel bakkalın, marketin batmasına sebep olarak şehrimizi ekonomik açıdan baltalıyorlar. Üstelik vergilerinden 80 şehrin hiçbiri faydalanamazken tüm vergi gelirleri İstanbul’dan kazanılmış gibi İstanbul’a aktarılıyor. Bizim Belediyelerimiz bu vergilerden zerrei miskal faydalanmazken İstanbul Belediyesine oluk oluk para aktarılmış oluyor.

 Velhasıl bu Ulusal Marketler ve Şirketlerin şehirlerimize ve yerel esnaflarımıza verdiği zararın haddi hesabı yok.

Yerel, küçük esnaflar o şehrin ana omurgasıdır. Şehrimizin ana omurgalarına sahip çıkalım. Virüs varsa her yerde var. Virüs bahanesiyle yerel esnafı Ulusal marketlere karşı ezdirmemek bu Hükümetin ana görevidir.