Bugun...


Zeki Dilek

facebook-paylas
MAMOSTE KADRİ YILDIRIM’IN ARDINDAN
Tarih: 30-03-2021 00:03:00 Güncelleme: 30-03-2021 12:34:00


Prof. Dr. Kadri Yıldırım 5 Şubat 1959'da o zamanlar Diyarbakır'ın (Lice ilçesine bağlı olup daha sonra Kocaköy’e bağlanan) Şaklat köyünde doğdu.

İlk İslami eğitimini köyündeki Medresede bulunan Alimlerden alan Mamoste daha sonra Mardin’de 6 yıl daha medrese eğitimi aldıktan sonra Siirt Eğitim Yüksekokulu'nda ön lisans eğitimi ve daha sonra ise Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1996 yılında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında Yüksek Lisans, 1998 yılında da aynı üniversite ve aynı anabilim dalında doktora yaptı.

Memuriyet hayatına Öğretmenlik yaparak başlayan Mamoste (Öğretmen) Kadri YILDIRIM 1986-1998 yılları arasında ülkemizin değişik il ve ilçelerinde öğretmen ve idareci olarak çalıştı.13 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1999 yılında Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Aynı anabilim dalında 2004 Yılı Mayıs Döneminde Doçent daha sonra 19. 02. 2010 tarihinde ise Profesör oldu ve Arapça ile Farsça derslerini okuttu. Arap Dili ve Edebiyatı alanında iki, Fars Dili ve Edebiyatı alanında da iki yüksek lisans tezine danışmanlık yaptı.

Mardin Artuklu Üniversitesi kurulması sırasında 01. 03. 2010 tarihinde Rektör Yardımcısı olarak göreve başladı ve bu üniversiteye bağlı Yaşayan Diller Enstitüsü müdürlüğü, bu enstitüye bağlı Kürt Dili ve Kültürü ana bilim dalı koordinatörlüğü, aynı üniversitenin İlahiyat Bilimleri Fakültesi kurucu Dekanlığı gibi görevlerde bulundu.

TRT-6 (TRT ŞEŞ) Kanalında Kürt Dili ve Edebiyatıyla ilgili "Ziman û Wêje" (Dil ve Edebiyat) adıyla haftalık programlar hazırlayıp yayınladı.

Kadri YILDIRIM’ın Artuklu Üniversitesindeki çalışmalarından rahatsız olanlar Kasım 2014 tarihinde kendisine yönelik soruşturmalar açmış ve yolsuzluk suçlamasıyla göz altına alınmasını sağlamışlardı ancak suçlamaların içi boş olmasından dolayı hemen serbest bırakılmıştı. Amacın sadece itibarsızlaştırmak olduğu çok açık bir durum yaşanmıştı. Bu itibarsızlaştırma ve gözaltına alınma sürecinden dolayı incinen ve Ocak 2015 tarihinde Mardin Artuklu Üniversitesindeki Rektör yardımcılığı görevinden istifa eden YILDIRIM, Haziran ve Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimleri'nde HDP Siirt milletvekili olarak 2 defa üst üste seçilmişti.

Kürtçe, Arapça, Farsça dil, edebiyat ve coğrafyası üzerine Kültür Bakanlığı'nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım,

•             Artuklu Kolay Arapça, İki cilt,

•             Mem û Zîn, Ehmedê Xanî,

•             Birketü’l-Kelimat Menkıbeler Havuzu, Şeyh Muhammed Asım Oxini, Türkçeye çeviren: Kadri Yıldırım,

•             Espîdebazê Hemedanî - Hemedanlı Beyaz Şahin / Baba Tahîre Uryan:,Hayatı Görüşleri Divanı,

•             Temel Alıştırma ve Metinlerle Kürtçe Dilbilgisi,

•             İkinci Xanî / Xaniyê Duyem: Hacî Qadirê Koy,

•             Hülasa-î Akaid - Akaidin Özü', Seyid adullah Nehri, Türkçeye çeviren: Kadri Yıldırım,

•             Ehmedê Xanî Külliyatı (Arapça-Kürtçe-Arapça Sözlük),

•             Ehmede Xani ve Mem u Zin / Bir Şair Düşünür ve Mutasavvıf Olarak, İzeddin Mustafa Resul , Türkçeye çeviren: Kadri Yıldırım,

•             İnanç Risalesi,

•             Ürdün Kürtleri, Muhammed Ali es-Siwereki el-Kurdi, Türkçeye çeviren: Kadri Yıldırım,

•             Kürt Tarihi ve Coğrafyası, adlı kitapları ve birçok akademik tebliğ makaleleri bulunmaktadır.

Prof. Dr. Kadri Yıldırım araştırma ve yazılarının bir bölümünü Diyarbakır Güncel Gazetemizde bir kısmını ise Rudaw yayın grubunun Türkçe bölümünde yayınlıyordu.

Asıl alanı İlahiyat olmasına rağmen Rabbinin onu yarattığı kavim olan Kürt diline ve komşu kavimlerin Türkçe, Farsça ve Arapça gibi dillerine de tamamen hakim biri idi. Bu özelliğiyle bölgemizin sayılı Dil Bilimcilerinden biri olarak anılıyordu.

Barış Süreci boyunca, Özellikle kendi kavmi olan Kürt diline olan hakimiyeti sebebiyle dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından Kürt Dili ve Kültürü bölümünün açılışı ve Kürtçe Öğretmenler yetiştirilmesindeki yoğun gayretleri övülmüş ve takdirle karşılanmıştır.

Yine aynı dönemlerde Mardin Artuklu Üniversitesinde Kürtçe Öğretmen yetiştirilmesi amacıyla kurulan Kürdoloji Enstitüsünden dolayı BDP’li siyasilerce ağır şekilde eleştirilmiş ve devletçi olmakla suçlanmıştı. Hatta o zamanki BDP yönetimi bununla da yetinmemiş ve Kürtleri Kürtçe derslerini boykot etmeye davet etmişti. Bu Boykot kararına Sayın YILDIRIM karşı çıkmış ve bu kararı alan BDP Yönetimini şu sözleriyle eleştirmişti:

“Dersin adı bugün seçmeli derstir. Fakat biz bunu ilerde bir takım mevzuat, yasal anayasal değişiklikler yapılarak anadilde eğitim için kapı açıldığında o zamana kadar ki boşluğu o zamana kadar ki süreci bu seçmeli ders vesilesiyle eğitim materyali hazırlamak, ders kitapları hazırlamak, eğitici kadroyu hazırlamak, hocaları hazırlamak değerlendirmek istiyoruz. Zira 10 yıl sonra diyelim ki anayasal değişiklikler yapıldı ve anadilde eğitim kararı alındı. O zaman benim endişem bir takım kargaşalar yaşanacağı, bir takım karışıklar yaşanacak olmasıdır. Türkiye genelinde bu karar uygulanacağı için her yerde farklı uygulamalarla karşı karşıya kalacağız. Bundan da Kürt Dili fayda yerine çok arzulamadığımız bir netice olarak bir darbe alabilir, olumsuz yönde etkilenebilir. İşte ellerine yüzlerine bulaştırdılar denilebilir. Bütün bunlarla karşılaşmamak için bu aradaki boşluğu en iyi şekilde değerlendireceğiz. Aslında bu seçmeli Kürtçe dersi elbette ki yeterli değil ama, daha ciddi adımlar için eğer istenildiği gibi değerlendirilebilirse çok büyük bir öneme sahiptir. Yani meşhur bir söz vardır 'yetmez ama evet'. Buna bu gözle bakıyoruz, bu açıdan da önemsiyoruz. Ama tek başına yeterlidir diye bir iddia da bulunamıyoruz. Çünkü, bütün dünya milletleri gibi Kürtlerin de nihai beklentisi tartışılması bile söz konusu olmayan anadilde eğitimin verilmesi bu hakkının sağlanmasıdır. Ama bu hak sağlanıncaya kadar verilinceye kadar. İşte bu adımı elimin tersiyle iteliyorum, almıyorum, kabul etmiyorum demeyi doğru bulmuyoruz. Gramer, imla, diksiyon, edebiyat ve dil öğretme yöntemleri olmak üzere 5 alan üzerinde yoğunlukla duracağız. Çünkü 5.,6.,7. ve 8. Sınıf öğrencilerine mademki bu ders verilecek bu dersin gramatical alt yapısı da mutlaka olacak. İmla kurallarını bu öğrenci bilecek sonra diksiyon çok önemli. Bir dili aktarabilmek, bunun yanında hocalarımız bunu dili öğretirken hangi teknikleri kullanacak. Yani dil öğretme ve öğrenme teknikleri dersi verilecek ve tabii ki edebiyat olacak. Bu edebiyatın içerisinde de klasik edebiyat, modern edebiyat, halk edebiyatı ve folklor olacak"….

Maalesef, Prof. Dr. Kadri YILDIRIM gibi Bağımsız, Özgür ve özgün olanların kaderidir. Ne İsa’ya yaranabilirler ne de Musa’ya… “Tam itaat, Tam Biat” isteyen Akparti ve HDP gibi Partiler Kadri YILDIRIM gibilerini pek sevmezler. Açıkça bunu belirt(e)mezler ama gerçekten objektif olan, duruşu olan  şahıslar yerine Tam itaat eden tamamıyla Biat eden, her denilene “Evet” diyecek olanları tercih ederler.

Bu handikaplarına karşın Halk ise onların bu Bağımsız Özgür ve Özgün görüşlerine sahip çıkar ve halkın kalplerinde sıcacık bir yerleri olur.

Prof. Dr. Kadri YILDIRIM’da işte böyle bir isimdi. Halkın kalbinde yer almış bir Mamoste olarak hafızalarımızda yer eden biri idi.

Mamoste geçen aylarda Corona illetine yakalanmış ve epey sıkıntılı bir süreçten sonra hastalığı atlatmayı başarmıştı.

Cuma günü vefat eden Kadri YILDIRIM hoca Cumartesi günü kendisini seven binlerce kişi tarafından toprağa defnedildi.

Cenazesi Kelime-i Tevhid Bayrağına sarılmış ve tekbirlerle kabrine konulmuştu.

Cenaze aracından naaşı çıkarılırken Kürdistan Bayrağı olan Ala Rengin’de tabutun üstüne atılmış ve o Bayrak cenazede görevli birkaç sivil Polis tarafından sert bir üslupla tabuttan alınmıştı. Muazzam bir kalabalık varken ve herkes Mamostenin vefatından dolayı bu kadar üzüntülüyken Kelime-i Tevhidin üzerine Bayrak asılması ve genç Polislerin incitici bir tarzda Ala rengin bayrağına karşı olan tavırları çok gereksiz hareketler olmuştu.  Kürtlere ve Kürdistan bayrağına bu kadar nefretle bakmak kardeşlik söylemindeki bir iktidarın emrindeki memurlara yakışmamıştı. Neyseki Aklıselim davranan cenazedeki bazı sağduyulu insanların araya girmeleri sayesinde bu nezaketsiz durum faciaya dönüşmeden çabuk atlatıldı.

Diğer incitici bir yaklaşım ise İslami olduklarını iddia eden bazı partilerin ve mensuplarının Cenazeye ilgisiz kalmalarıydı. Kadri YILDIRIM gibi Medrese kökenli ve İslami gelenekten gelen bir İlahiyatçının cenazesine katılmamak İslami parti olduklarını iddia eden parti ve STK’lar açısından utanç vericiydi.  Deva Partisi Genel Başkanı Sayın Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ve Akparti’den MKYK üyesi Alaaddin PARLAK dışında bir çok siyasetçi taziye mesajı bile yayınlamamıştı. Oysa mesela Bağlar Belediye Başkanı Sayın Hüseyin BEYOĞLU ile Sayın Kadri YILDIRIM’ın bir dönem aynı Alimden ders aldıkları bile rivayet edilenler arasındaydı. Yine mesela Hüdapar’ın yetkililerinin cenazeye katılmama gerekçelerini hakikaten merak ediyorum.

Yine incitici bir durumda Bürokrasinin ve Devletin Görevlilerinin tutumuydu. Mesela gözlerimiz bu cenazede Sayın Valimizi ve diğer Bürokratları da çok aradı.

Dindar bir kişilik olduğunu gözlemlediğimiz sayın Valimizin bu cenazeye katılmış olması gerektiğini düşünüyorum. Bu devlete yıllarca Memur ve Bürokrat olarak görev yapmış, 2 dönemde Milletvekili olarak görev yapmış birinin cenaze töreninde nezaketen bulunması gerekirdi. Unutulmamalıdır ki Valiler bu ülkenin bir şehrinin bir kısmının değil tamamının Valisidirler. Görev alanları gereği bazı partileri değil tüm partileri ve taraftarlarını muhatap almalıdırlar. Sadece bir kısım insanın Valisi gibi davranma lüksleri de hakları da yoktur… Bu açıdan şahsen Sayın Valimizin orada olması gerekirdi diye düşünüyorum.

Siyasi görüşlerimizin ve fikirsel ayrılıklarımızın cenazelerde ve düğünlerde bir kenara atılması gerektiğini düşünüyorum.

Cenaze ve Düğün gibi zamanlar sert siyasi söylemlerin yumuşatılması ve siyasi iklimin ılımanlaştırılması için de çok güzel fırsatlar içerir. İnsanlarımızın birbirlerine karşı düşmanlaştırılması yerine birbirlerine kalplerini ısıtacak olan böylesi zamanlarda yapılacak samimi ziyaretlerdir.

Diyarbakırımız ve tüm bir İslam alemi için çok kıymetli bir dilbilimci ve Medrese kökenli bir İslam Alimi olan Sayın Kadri YILDIRIM’ın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

 

 



Bu yazı 12566 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI